İliç’te liç yığını altında kalan dokuz işçiyi arayan taşeron işçiler ‘Allah’a emanet’

Dokuz işçinin milyonlarca metreküp liç yığını altında kaldığı İliç faciasıyla ilgili bilirkişi raporunda ağır metal riskinden söz edilmesine karşın kayıpları arayan ve zehirli toprağı tahliye eden taşeron işçilerin maskesiz ve korumasız çalıştığı ortaya çıktı.

Erzincan’ın İliç ilçesinde Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen yığın liçi kaymasında, toprak altında kalan dokuz işçiyi bulabilmek için liç toprağını tahliye çalışmaları sürüyor.

Faciayla ilgili bilirkişi raporunda, “göçükle birlikte bu alanda çalışan veya yaşayan kişilerde ağır metal toksisitesi açısından daha fazla risk” oluşturduğu tespiti yapılmasına rağmen, tahliye çalışmaları yapan işçilerin maskesiz ve korumasız şekilde çalıştıkları ortaya çıktı.

ANKA‘ya ulaştırılan videoda işçilerin mangan ocağının içine kaymış olan liç yığınının başka bir yere taşınması için çalışırken, hiç bir önlem alınmadan çalıştığı görülüyor.

Facianın meydana geldiği günden bu yana, kayıp işçileri arama ve yığın liç toprağının taşınma işlemine, yeni kayma riski nedeniyle kısa süreli ara verilmişti. Maden ocağının sahibi Anagold Madencilik, 19 Şubat’ta çalışanlarına 1 Nisan’a kadar idari izin verdiğini duyurmuştu. Ancak şu anda, taşeron şirket Çiftay‘ın bünyesinde çalışan işçiler, liç yığını alanındaki taşıma ve arama işlemlerini sürdürüyor.

İliç için bilirkişi raporunda hangi uyarılar var?

Öte yandan maden faciasına ilişkin İliç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından talep edilen bilirkişi raporu soruşturma dosyasına girdi.

Raporda, Anagold Türkiye Müdürü Cengiz Yalçın Demirci’nin de bulunduğu yetkililer ”kusursuz” bulunurken, Kanadalı yetkili Iain Ronald Guille ve mühendislerin olduğu dokuz kişi ”asli kusurlu” bulundu.

Firmanın ”kasten veya taksirle çevreyi kirletme suçu” işlediği belirtilen raporda, Fırat‘a dökülen Sabırlı deresine akan liç yığının toprak ve yeraltı sularında kirliliğe sebep olacağına işaret edildi.

Bilirkişiler, madende kullanılan siyanürün “toprağa, suya ve havaya karışması sonucu” insan sağlığı üzerinde ciddi etkilerine vurgu yaptı:

“21 Haziran 2022’de siyanür solüsyonu borusunun patlaması sonucunda tonlarca kimyasalın çevreye yayılma riski de düşünülürse, göçükle birlikte bu alanda çalışan veya yaşayan kişilerde ağır metal toksisitesi açısından daha fazla risk taşımaktadır. Topraktaki siyanür ve ağır metal konsantrasyonlarından birinin dahi sınır değerleri aşması durumunda, toprağın bertaraf edilmesi gerekmektedir. Kayma ile beraber toprak içeriğinde bulunan solüsyondaki başta siyanür olmak üzere çok sayıda zehirli kimyasalın Fırat Havzası’na karışma riski bulunmaktadır.”

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR