İklim değişikliği çalıştayı mı, yeşil badana faaliyeti mi?

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) tarafından geçtiğimiz Aralık ayında Antalya’da düzenlenen iklim değişikliği çalıştayı tartışmalara neden olmayı sürdürüyor. Çalıştayın ardından Alakır Nehri Kardeşliği “Çevreciliğin Susurluk kazasını yapan çevreciler” başlıklı bir basın açıklaması yapmış, TTKD Antalya temsilcisi Hediye Gündüz de bu basın açıklamasına yanıt vermişti.

Yeşil Gazete Haber Merkezi konunun taraflarını aradı ve görüşlerini aldı.

“İklim Değişikliğinin Toros Dağlarının Biyolojik Çeşitliliğine Etkileri” başlıklı çalıştay 17-18 Aralık 2010 tarihlerinde Antalya Manavgat’ta bulunan Adalya Otel’de yapıldı. TTKD internet sitesinden ulaştığımız broşürüne göre etkinliği düzenleyen kurumun Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) olduğu ve 2010 Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Yılı kapsamında düzenlendiği anlaşılan çalıştaya Avrupa Birliği, Akdeniz Üniversitesi ve Ado Enerji’nin destek verdiği görülüyor.

TTKD Genel Başkanı Yunus Ensari’nin davet metninde “Derneğimizin de üye olduğu Akdeniz ülkelerinin sivil toplum federasyonu olan Çevre, Kültür ve Sürdürülebilir Kalkınma Akdeniz Bilgi Ofisi (MIO/ECSDE)’ne üye STK’lar tarafından her yıl düzenlenen “Akdeniz Eylem Günü 2010” programının teması “iklim değişikliğinin biyolojik çeşitliliğe etkileri” olarak belirlenmiş ve ülkemizden bu etkinliği düzenlemek üzere derneğimizin başvurusu kabul edilmiştir. Derneğimizin buradan hareketle düzenlediği etkinlikte, küresel ısınmanın Toros Dağları biyolojik çeşitliliğine etkileri çeşitli boyutları ile irdelenecek olup, konularla ilgili grup çalışmaları yapılacak ve eylem önerileri belirlenerek tartışılacaktır” deniyor.

Etkinliği destekleyen Akdeniz Üniversitesi’nin web sitesinde de çalıştayın duyurusu var. Çalıştayın ardından etkinliği haber yapan internet gazetelerinin haberlerine göre başarılı geçen etkinlikte bir de sonuç bildirgesi açıklanmış durumda.

Alakır Nehri Kardeşliği’nden ağır suçlamalar

Alakır nehri

Ne var ki Alakır’daki HES inşaatına karşı Antalya yerelinde mücadele yürüten Alakır Nehri Kardeşliği’nin on gün önce yaptığı açıklama ortalığı karıştırdı. Alakır Nehri Kardeşliği Platformu, “ilk bakışta çevreye duyarlı standart bir sempozyum gibi görünen bu olayın ibret ve dehşet verici niteliğini katılımcıları ve sponsoru belirledi” diyerek etkinliği düzenleyenlere ağır suçlamalarda bulundu.

Platform, açıklamada bir çevre örgütü olan TTKD’nin HES inşaatı yapan ADO Enerji’nin sponsorluğunda bir etkinlik yapması eleştirildi. Açıklamada ADO Enerji’nin “Antalya Kumluca’daki Alakır vadisinde, vadideki tüm canlıların tek yaşam kaynağı nehri, kaynağından sahile kadar borulara hapsederek, vadinin hem doğasını hem de yerel halkıyla var olan kültürel değerlerini yok edecek olan 8 adet Hidroelektrik Santrali’nden (HES) 6’sının sahibi” olduğu belirtildi.

Alakır nehrindeki HES'lerin haritası

Açıklamada Alakır vadisinin çalıştayın konu ettiği biyolojik çeşitliliğin canlı bir örneği olduğu ve Tahtalı Dağı Milli Parkı, Dibek Tabiatı Koruma Alanı ve Bakırlı Dağı Önemli Bitki Alanı üçgeninin ortasında, Bey Dağları’ndan şelalelerle fışkıran karaağaç kaynaklarının beslediği sayısız bitki ve hayvan çeşitliliğine ev sahipliği yapan nadir sayıda doğası bozulmadan  kalmış bakir vadilerden biri olduğu söyleniyor. ADO Enerji’nin bu vadideki canlı yaşamı yok edecek HES’lerin sahibi olduğunu hatırlatan Platform, şirketin yöre sakinlerinin vadilerinin doğal sit alanı ilan edilerek korunması konusunda yaptıkları başvurularının reddine karşı Kültür Bakanlığı’na açtıkları davada bakanlığın yanında davaya müdahil olduğu da belirtiliyor.

Platform yaptığı açıklamada imaj düzeltme çalışması yapmakla suçladığı ADO Enerji kadar çalıştayın düzenlenmesinde yer alan TTKD’yi de eleştirdi. Olayı “çevreciliğin Susurluk kazası” olarak tanımlayan Platform, çalıştayın destekçileri arasında yer alan Akdeniz Üniversitesi’nin geçen yıl Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’na tüm tepkilere rağmen çevre ödülü vermiş olduğunu ve etkinliğin ana düzenleyicisi olan TTKD’nin Antalya temsilcisinin de bölgedeki HES’lere karşı verdiği mücadeleyle tanındığını hatırlatarak şu yorumu yaptı:

TTKD'nin yayını olan Tabiat ve İnsan dergisi

“HES’lere karşı bir STK, HES’çi bir şirketin sponsorluğunda, HES delisi bir bakanlığın ve HES delisi bir bakana çevre ödülü vererek tarihe geçen bir üniversitenin destekçiliği ve HES’lere karşı vadideki tüm canlıları korumak adına açılmış bir davanın bilirkişisinin katılımıyla  “İklim Değişikliğinin Toros Dağlarının Biyolojik Çeşitliliğine Etkileri” adı altında bir sempozyum düzenler.”

Alakır Nehri Kardeşliği Platformu 10 gün önce yaptığı bu açıklamadan sonra da eleştirilerini sürdürdü. Dün yapılan bir başka açıklamada TTKD’nin dergisi olan Tabiat ve İnsan’ın arka kapağında Ado Enerji’nin tam sayfa ilanı olduğunu açıklayan Platform bu durumu çevre derneğiyle HES inşaatı yapan şirket arasındaki işbirliğinin kanıtı olarak sundu.

Hediye Gündüz: “Doğaya saldıranlara değil mücadele verenlere saldırılıyor”

Hediye Gündüz

TTKD Genel Merkezi bugüne dek eleştirilere yanıt vermezken, Alakır Nehri Kardeşliği tarafından yapılan açıklamada ismi geçen TTKD Anlalya Şube Başkanı Hediye Gündüz aynı gün cevabi bir açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada çalıştayın sorumuluğunun genel merkezlerine ait olduğunu belirten Gündüz “toplantıya dernek Genel Merkez ve şube dayanışması duygusuyla katılım sağlanmış olup hazırlanan bilimsel sunu programı ve diğer çalışmalar ile ilgili herhangi bir etkimiz ve çalışmamız bulunmamaktadır” dedi. TTKD Antalya Şubesi açıklamayı “şube olarak biz de TTKD Genel Merkezi’nden kamuoyunu ve bizleri aydınlatmasını bekliyoruz” diye sürdürdü.

Hediye Gündüz, Alakır ve diğer HES’lere karşı verdikleri mücadelenin süreceğine de açıklamada yer verdi.

Öte yandan konuyla ilgili görüşlerini almak için aradığımız Hediye Gündüz sorularımıza yanıt vermekten kaçınarak iddiaları “haksız ve maksatlı bir saldırı” olarak niteledi. “İftira” olarak değerlendirdiği iddiaların bir tuzak olduğunu kaydeden ve sorulara yanıt vermeyeceğini söyleyen Gündüz “Doğaya saldıranlara değil mücadele verenlere saldırılıyor” diye konuştu.

ADO Enerji Genel Müdürü Çakmak: “Umarım greenwash olarak algılamazsınız.”

Çalıştay katılımcılarının çektirdiği toplu fotoğraf

Konuyla ilgili sorularımızı çalıştayı düzenleyen TTKD’nin dergisine reklam veren ve etkinliğe sponsor olan ADO Enerji’ye de yönelttik. Sorularımızı yazılı olarak yanıtlayan ADO Enerji Genel Müdürü Ender Çakmak, yaptıkları sosyal sorumluluk projelerinde çevre konusu olunca ayırt etme gibi bir düşünceleri olmadığını, birçok rüzgar ve solar projelerine de destek verdiklerini, ancak HES konusu olunca dikkat çektiğini söyledi. Konferansı kendilerinin düzenlemediğini söyleyen Çakmak, yaptıkları çevre yıkımlarını çevreye duyarlı görünerek gizlemeye çalıştıkları ve yeşil badana (greenwash) yaptıkları iddialarına ne cevap verdikleri sorumuza ise şu yanıtı verdi:

“Çevre yıkımları yaptığımızı beyan etmek ayrı kanıtlamak ayrı. Alakır HES’de 8 orman ağacı kestim, 2500 tane dikiyorum. Aynı bölgede başka bir HES’de 1258 adet kesilmiş, 14000 adet dikiyorum. Yenilenebilire yatırım yapıyoruz ve bu sektörün içindeyiz diye RES, solar ve HES konusunda bu kapsamdaki faaliyetlerimizin greenwash  olarak adlandırılması makul bir yaklaşım değildir, iddiayı kesinlikle kabul etmiyoruz.”

ADO Genel Müdürü Çakmak çalıştayı TTKD ile birlikte mi örgütledikleri sorusuna ise “öncelikle muhatabına sorunuz, 1950 yıllarında kurulmuş en eski çevre örgütü. Mümkün olabilir mi?” yanıtını verdi.

Çakmak Alakır’daki HES projelerine ise ne yöre insanının ne de gerçek çevrecilerin bugüne kadar tepki göstermediklerini iddia etti. Devam eden iki projede zorunlu olmamasına rağmen Greenpeace ve WWF başta olmak üzere birçok yerel ve ulusal çevre örgütünü ve resmi kurumları çağırarak 2007 yılında halk toplantıları düzenlediğini iddia eden Çakmak, inşaatlara toplantılardan sonra başladıklarını söyledi. Antalya’da yaptıkları HES’lerin Karadeniz’deki kötü örneklere benzemediğini ileri süren Çakmak Antalyalı olarak Antalya’da yatırım yaptıklarını söyledi.

Bütün bu açıklamalar tartışmayı bitirmekten çok alevlendirecek gibi görünüyor. Sorular çeşitli:

Aralık ayında yapılan bu çalıştay, doğaya zarar veren HES’ler inşa eden bir şirketin yaptığı bir yeşil badana örneği mi? Türkiye’nin en eski çevre derneklerinden biri olan TTKD’nin HES’çi şirketleri çevreci gibi göstererek akladığı bir etkinlik mi? Çevre Bakanlığı ve Akdeniz Üniversitesi’nin HES’lere karşı mücadele eden çevrecileri birbirine düşürerek zayıflatma girişimi mi? HES’lere karşı mücadele eden TTKD Antalya şubesinin aslında onaylamadığı, ama genel merkezi yaptığı için ayıp olmasın diye katıldığı bir etkinlik mi? Bir yandan Antalya’da çevrecilerin tepkisini çeken HES’ler yaparken, bir yandan da iklim değişikliğiyle ilgili Antalya’da yapılan bir çalıştayı destekleyen, ama yeşil badana yapmadığını iddia eden ADO Enerji’nin, dergisine tam sayfa ilanlar vererek desteklediği TTKD ile yaptığı uzun süreli bir işbirliğinin bir parçası mı?

Yoksa bütün bu olanlar gerçekten bir tür Susurluk kazası mı? Bu tartışma daha çok su kaldıracak.

(Yeşil Gazete)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

[COP29] Nihai anlaşma sağlandı: Yılda 300 milyar dolar iklim finansmanı

Bakü'deki COP29 uzun tartışmaların ardından ve protestolar eşliğinde gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı için yılda 300 milyar dolar taahhüdüyle sona erdi. Hedef 2035'e kadar 1,3 trilyon dolar.

[COP29] Başkanlığın yeni finansman teklifine eleştiri yağdı: Şaka ile hakaret arasında bir şey!

Nihai metin taslağında gelişmiş ülkelere yönelik iklim finansmanı için 250 milyar dolar teklif edilmesi bu ülke temsilcileri ve sivil toplumu ayağa kaldırdı: Sorumsuz ve ahlaksızca!

[COP29] Yeni taslak metin yayımlandı: 2035’e kadar 250 milyar dolar iklim finansmanı

COP29 Başkanlığı'nın yeni nihai taslak metninde gelişmekte olan ülkelere 2035'e kadar 250 milyar iklim finansmanı öngörülüyor. Ayrıca 1,3 trilyon dolar toplama yönünde daha geniş bir hedef belirleniyor.

[COP29] BAE’den Suudilere uyarı: ‘Fosil yakıtlarda uzaklaşma’ya itirazı sonlandırın

Bakü'de Suudi Arabistan'ın COP28'de mutabakat altına alınan 'fosil yakıtlardan uzaklaşma' taahhüdünün geri alınması çabaları, komşusu ve müttefiki, petrol ülkesi Birleşik Arap Emirliklerini bile kızdırdı.

ABD, zürafaları ‘tehlike altındaki türler yasası’ kapsamına alıyor

İklim krizi ve vücut parçalarından yapılan süs eşyalarına yoğun talep nedeniyle sayıları yüzde 77 oranında azalan zürafalarla ilgili girişimin kaçak avlanmayı azalması umuluyor.

EN ÇOK OKUNANLAR