Haber: Zülal KOÇER
*
İkizdere Çevre Derneği (İÇDER), doğa talanına karşı yollara düştü. Hem Eskincedere vadisinde yaşanan doğa talanının sonlanması ve Cimil yaylasında yapılacak maden arama çalışmasına karşı çıkmak için İstanbul’dan İkizdere’ye yola çıktı. Horon ve tulum eşliğinde süren yolculuk Cengiz İnşaat’ın talan ettiği Eşkencidere vadisi girişinde açıklama yapmak üzere sonlandı.
Cengiz İnşaat’ın taş ocağı yapım çalışmalarını sürdürdüğü Eşkencidere vadisinde yaşanan doğa katliamını protesto etmek amacıyla doğa savunucuları şantiye önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Sloganlarla buraya yürüyen çevre aktivistlerinin açıklaması jandarma tarafından engellendi.
Kamyonların geçiş güzergahını kapattıklarını gerekçe gösteren jandarma, bir kişiyi gözaltına almak istedi. Çevre aktivistlerinin araya girmesi ile gözaltı engellendi.
‘Buraya bin tane adam getiririm; afedersiniz kımıldayamazsınız’
Yaşanan gerginliğin ardından jandarma komutanının doğa savunucularına söyledikleri ise dikkat çekti. Komutan “Ben bilmiyor muyum buraya bin tane adam getirmeyi, biliyorsunuz daha önce de bunları yaşadık. Yine getiririm. Buraya bin tane adam koyarım affedersiniz kımıldayamazsınız” diyerek tehdit etti.
‘Gelin benim evimi görün; su nasıl akıyor’
Taş ocağının yakınında evi bulunan ve yaşamı taş ocağı ile birlikte alt üst olan Ayşe Baş, jandarmanın engellemesine, “Bir konuşma yapalım. Bizim de sesimizi duyulsun. Gelin benim evimi görün, su nasıl akıyor. Bizi mahvettiler, başka kimseyi de mahvetmesinler” sözleri ile tepki gösterdi.
Bütün engellemelere rağmen şantiye önünde “Cengiz defol, İkizdere bizimdir“, “Ormanlar, nehirler sermaye değiller” sloganları atıldı.
Çevre aktivistleri ardından otobüse binerek İkizdere Yeni Pazar Yeri‘ne geldi. Burada bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
‘Tahribat ve yıkım genişleyerek devam ediyor’
Açıklamada konuşan İkizdere Çevre Derneği üyesi Teoman Baş İkizdere’de doğa katliamının tüm hızıyla devam ettiğini söyledi. Baş sözlerine şöyle devam etti:
“Hidroelektirik santrallerinin (HES) yapım aşamalarında halkımıza yalan söyleyerek ‘derelerin kurutulmayacağı, gerekli can suyunun’ verileceği taahhüt etmesine rağmen bugün derelerin durumunu hepiniz görüyorsunuz. Ardından taş ocakları ile doğamız, ormanlarımız talan edilirken aynı yalanlar devreye sokuldu. Kapse /Komes Taş ocağı ve Eskencidere’de ki taş ocağı alanlarındaki tahribat ve yıkım genişleyerek devam ediyor. Bu taş ocakları artık İkizdere’nin her yerinden görünen kara bir leke olarak görmeyen gözler, duymayan kulaklar için de artık her yerden görünen yıkım alanı oldu.”
‘Yeni talanların önü açılmaya çalışılıyor’
Son olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından 2015’te Cimil’de maden arama ruhsatı verilen belgeye işaret eden Baş, “Anlıyoruz ki doğa katliamları önünde hiçbir engel görmeyerek yeni talanların önü açılmaya çalışılıyor. İkizdere yer üstü zenginlikleri bütün canlılara yaşamı alanı olurken yapılan ve yapılmak istenen doğa katliamları ile bütün bu zenginlikler yok edilmeye çalışılıyor. Bu talanlara hep beraber dur diyelim. Bu karşı duruş, doğamıza yaşam alanlarımıza karşı sahip çıkmak için oluşturulan bir birlikteliktir. Giden asla geri gelmiyor” diye konuştu.
‘Defolun’
Teoman Baş son olarak şunları kaydetti:
“Bu doğa katliamlarına dur demek ve Cimil’de maden arama ruhsatı verilmesine hayır demek için Cimil’e doğru doğa yürüyüşü yapıyoruz. Bu katliamları durdurmak için bu sene ikincisini düzenleyeceğimiz İkizdere Kestane Festivali’ni yapıyoruz. Gelin İkizdereliler bir olalım. Zalimlere, talancılara karşı sesimizi birleştirerek beraber haykıralım; İkizdere’den eliniz çekin. Ormanıma, derelerime yaşam alanlarıma dokunmayın. Defolun.”
Çevre aktivistleri açıklamanın ardından Cimil’e doğru yaklaşık dört saatlik yürüyüşe başladı.