Rize‘nin İkizdere ilçesindeki Eskencidere’de Cengiz İnşaat’ın açmak istediği taş ocağına karşı, yöre halkının mücadelesi 30 gündür sürüyor. Yaşadığı alanı ve doğasını korumak isteyenlere, çevre aktivistlerinin, örgütlerin ve siyasetçilerin destek verdiği destekler arasında, en “özel” olanlardan biri de köpek Diren’inki.
Direnişin başından bu yana, İkizderelileri yalnız bırakmayan Diren’in öyküsünü, yöre halkından Güngör Baş sosyal medya hesabından yayınladı. Yeşil Gazete olarak, bu yürek ısıtan hikayeyi okurlarımıza ulaştırmak istedik.
*
Diren!
25 Mart’ta İkizdere’ye gittik.
Eskenci’de Dursun‘un kapısının önünde duruyordu.
Adı nedir sordum. Adı yok dedi.
Aşağı belediyelerden bir tanesi evlerimizin yakınlarına bir çok köpek bırakıp kaçıp gittiler.
Köpeklerin hepsi İkizdere yol yapım şantiyelerine gitti.
Bu gitmemiş sadece. kalmıştı.
Bizim hanımlar buna yemek yaptılar.
Artık ayrılmaz oldu bizden.
Direniş çadırını kurmuştu Dursun. Tek başına direniyordu.
Bizler gelince hep birlikte direnmeye başladık.
Bir iki üç gün geçince fark ettim.
Sabah bizimle geliyor akşam bizimle dönüyordu.
Bizlerle birlik olup direniyordu.
Adı yoktu.
Diren koydum adını.
O gün bu gündür hiç devamsızlığı olmadı. Her gün direnenlerle birlikte.
Bir iki anı anlatalım.
Kepçeler sabah 8’de de başlıyordu çalışmaya.
Bir sabah saat 5’de hareketlilik başladı.
Asuman hocayla acele vardık çalışma yerine, tabii yanımızdaydı Diren.
5:30 olmadan iki makine yıkıma başladı.
Ama ne yıkım; o ana kadar böylesini görmemiştik.
O güne kadar taşları yol üzerinde stok yapıyorlardı. Hızlarını düşürüyordu bu şekilde çalışmak. Karar verdi yok ediciler biriken taşları dereye atmaya, başladılar.
Üzerimize taşlar yuvarlanıyordu kendimizi zor koruyorduk.
Sesimiz çıkabildiği kadar bağırıyorduk, duyan yoktu.
Birden gözüme takıldı, Diren yuvarlanan taşların arasındaydı.
Kaçmıyordu lafımı da dinlemiyordu.
Gidip aldım onu oradan. Önünde durduğu ağaca büyükçe kaya olanca şiddetiyle vurdu.
İkimiz de son anda kurtulmuştuk.
1 Mayıs günü saat 5:00 de geldi jandarma. Bizler makinelerin önünde yerimizi almıştık daha erkenden.
Uyarı falan da yapmadılar, kalkanlılar üzerimize geldi. Jandarma komutanı emir verdi “erkekleri alın” diye. O ara Kemal abim alındı.
Kadınlar set kurdu, önde Ayşe ve Pervin olmak üzere.
Kadınları almıyorlardı, fakat bu sefer kadınları da sürükleyerek aldılar. Kimisi ambulansla götürüldü.
O gün çok büyük arbede oldu.
Ben alabildiğim kadar görüntü aldıktan sonra eve gittim. Basına haber verip yardım çağrısı istemeye.
Milletvekilleri gelince abluka hafifledi.
O gün çok kargaşa oldu.1 Mayıs haberlerinden daha fazla haber yapıldık o gün.
Akşama doğru gelmeye başladı herkes. En son Diren gelirdi.
Gelmemişti hala. Demek ki geride kalan direnişçiler vardı hala.
Yok dedi son gelenler.
Emindiler arkada kimsede kalmadığına.
Terslik vardı.
Diren yoktu. İyice soruşturduk yok yok.
Sonra yukarı köyden haber verdiler.
Bir grup kadınlarımız o kargaşada yol bulmada zorlanıyorlardı.
Diren onlara takılıp peşlerinden gitmiş.
Köylülerimiz onlara yardımcı olduğunu söyledi. “Emin ellerde”, dediler.
Peki, dedik.
İki ayağından yaralıydı ona bakanların da biraz dinlenmeleri gerekiyordu.
2 gün sonra tekrar Makinelerin karşında yerini aldı.
Diren, İkizdere direnişinin en önemli direnişçisidir.