LGBTİ+Manşet

Homofobik saldırıya uğrayan LGBTİ+’lar: Mahallelerimiz, sokaklarımız, şehirlerimiz, hepsi bizim

0

İstanbul, Kadıköy’e bağlı Yeldeğirmeni’nde 21 Temmuz’da LGBTİ+’lar evlerine giderken homofobi saldırılan hedefi oldu. Dört LGBTİ+’ya boruyla saldırılmaya çalışılırken, nefret söylemiyle birlikte hakaretler edildi. 

Olayla ilgili daha sonra bir açıklama yapmak isteyen LGBTİ+’ların basın açıklaması da engellendi. Nefret saldırısına uğrayan LGBTİ+’lar basın açıklamalarını ancak yazılı bir şekilde yapabildi. LGBTİ+’lar “Mahallemiz bizim” diyerek diğer lubunyalara destekte bulundu ve birlik mesajı verdi.

Homofobik saldırılar ve tehditler nedeniyle basın açıklaması yapmaları engellenen LGBTİ+’lar evlerinin yolunda uğradıkları saldırıları şöyle anlattı:

Kadıköy’de nefret suçu: Tekmeler, yumruklar, hakaretler…

“Kadıköy Yeldeğirmeni’nde 21 Temmuz saat akşam 21.00’da, dört lubunya evlerimize doğru ilerlerken, tanımadığımız bir erkeğin gözlerini dikerek bize yöneldiğini gördük. Kişi, kısa süre sonra bizim beraber yürüdüğümüz kaldırıma geçip, üzerimize doğru bir hamle yaptı. Bir arkadaşımızın ona neye baktığını sorması üzerine saldırgan üzerimize yürüyüp, bizim varlığımıza açtıkları savaşı; ettiği küfürlerle ve bütün mahalleye duyurduğu tehditlerle açıkça gösterdi. ‘İbnelerin hepsini yok edeceğim’ ettiği tehditlerden yalnızca bazıları oldu. Hemen ardından bir binanın su gider borusunu kopartıp bizlere onunla vurmaya kalkıştı. Kıvrak bir şekilde elindeki boruyu ondan almamıza rağmen etraftan gelen sözde mahalle arkadaşları sayıca üstünlük kurup, dört bir yandan bizlere saldırmaya, yumruklamaya, tekmelemeye başladılar” denildi.

‘Kalplerindeki nefrete, gözlerinde boşu boşuna yanan öfkeye aşinayız’

Kavgayı ayırmaya gelen esnaf ve mahalleliden; saldırganları ve yaptıklarını “mahallenin belalı çocukları” olmaları gibi sebeplerle aklamaya çalışanlar olduğunu vurgulayan LGBTİ+’lar, “Hedeftekiler LGBTİ+ olunca soğukkanlılıkla, kılını dahi kıpırdatmadan izleyen, gözünün önündeki acıyı gözardı etmeye çalışan, insanlıktan nasibini almamış esnafları ve mahalleliyi gördük. Yardımımıza koşan esnaflar oldu; onları da, saldırganların yanına katıp bizlere vuran mahallelileri biliyoruz. Kalplerindeki nefrete, gözlerinde boşu boşuna yanan öfkeye aşinayız” denildi ve eklendi:

“Olayların ardından mahalledeki sokaklara, bizleri tek yakalamak için saklanan bu çete üyelerine karşı çözümümüz birlik olmaktı. Bu çözüm, görüyoruz ki altından geçtiğimiz kara bulutların içinden bizi kurtarabilecek yegane varoluştur.”

‘Kendi yaşamlarını sürdürmektense bize saldırıyorlar’

“Bu mahlukların, bunların mensup olduğu çetelerin ve üç maymunu oynayan mahallelinin nereden destek aldığı çok açık” denilen açıklamada, şunlar aktarıldı:

“İktidarın, yaşam alanlarımıza Esay Eryaman’da, Bayram Sokak’ta ve Türkiye’nin her yerinde nasıl bir öfkeyle saldırdığı ortada. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan, kadınların ve LGBTİ+ların varlığına savaş açan, faillerimizi koruyan bu iktidarın her yerinden fışkıran nefret, bu mahalle çeteciliği oynayanlara da vuruyor, bu aldıkları güç, nefretlerini perçinleniyor; kendi yaşamlarını sürdürmektense, bizlere saldırıyorlar.”

‘Basın açıklaması düzenlemek istedik, yüzlerce polis ve çevik kuvvet mahalleye doluştu’

Saldırının ertesi günü açıklama yapmak isteyen ancak bu da engellenen LGBTİ+’lar olayı şöyle anlattı:

“Tüm bu olayların üzerine, 22 Temmuz günü bir basın açıklaması düzenlemek istedik. Baktık ki yüzlerce polis, çevik kuvvet mahalleye doluştu. Bu polislerin etrafında ise dünkü ‘mahalle çocukları’ konuşlanmış, yanlarından geçen kadın ve LGBTİ+lara ağza alınmayacak küfürler ve tehditler ediyorlardı. Hem devletin hem de faşist çetelerin mahallede yaşayan LGBTİ+lar için oluşturacağı risk, alınan kararlar neticesinde eylemi iptal etmek için yeterince büyük görüldü ve dağıldık. Biz dağılsak da tıpkı HDP binalarının etrafına, tıpkı Hisarüstüne yapıldığı gibi, burada da polis yoğunluğu arttırıldı.”

‘Mahallelerimiz, sokaklarımız, şehirlerimiz, hepsi bizim’

Açıklamada Türkiye’de yaşanan baskıcı ortam ve tehditvari açıklamalarla hedef gösterilen lubunyalara şöyle seslenildi:

“Duyun lubunyalar: mahallelerimiz, sokaklarımız, şehirlerimiz, hepsi bizim. Bizi yok etmeye çalışanlara karşı, zaman birbirimize sıkıca kenetlenme zamanı. Mahallemizde, sokağımızda, okulumuzda örgütlenmek; hak mücadelelerimiz, özgürlüğümüz için kol kola girmek, yapabileceğimiz en önemli şey, hem de bugün, hemen şimdi.”

 

More in LGBTİ+

You may also like

Comments

Comments are closed.