ManşetSağlık

Hekimlerden Rümeysa Şen’in ölümüne tepki: Kaza değil, cinayet

0

Ankara Şehir Hastanesi’nde 36 saat nöbet tuttuktan sonra aracıyla evine dönerken bir kamyona arkadan çarparak vefat eden 25 yaşındaki asistan hekim Rümesya Berin Şen için meslektaşları bugün eylem yaptı.

Asistan hekimlerin çalışma koşulları nedeniyle öldüğünü, Şen’in vefatının kaza değil cinayet olduğunu belirten Ankara Tabip Odası yetkilileri ve çok sayıda hekim, hastane önündeki açıklamada, Şen’in kazada değil, “göz göre göre gelen çalışma şartlarının sebep olduğu cinayet” nedeniyle öldüğünü belirtti.

Türkiye geneli sağlık hizmetlerine artan talep karşısında tüm sağlık çalışanlarının yükünün arttığını, Sağlık Bakanlığı hastanelerine yapılan başvuru sayısının 2001 yılında 64 bin iken, sağlıkta dönüşüm programı sonrası 2019’da 387 bine yükseldiğini belirten hekimler şu ifadelere yer verdi:

“Hem sağlık hizmetlerinin hastanede verilen hizmetler çerçevesine indirgenmesi hem de pandemi ile mücadelenin hastane kapılarında başlaması ise sağlık emekçilerini özellikle de asistan hekimleri ağır iş yükü altında ezilerek tükenme noktasına getirdi. İktidar sağlık hizmetlerinin örgütlenme sorununun faturasını sağlık emekçilerine çıkarmaktadır. Ayaktan başvuru ve yatan hasta yükündeki artış karşısında asistan hekimler uzun mesai saatleri boyunca birden fazla kliniğe bakmaya mecbur bırakılarak artan talep karşılanmaya çalışılıyor.”

Hekimler ameliyatlara uykusuz giriyor

Kötü çalışma koşulları nedeniyle Rümeysa Berin Şen gibi Melike Erdem, Ece Ceyda Güdemek, Emre Bakırlı, Mustafa Yalçın’ın da yaşamını yitirdiğini hatırlatan tabipler şunları kaydetti:

“Gerek mobbing gerek uzun çalışma saatleri ve gerekse sağlıkta şiddetin çözülmemesi sebebiyle ölüme sürüklendiler. Asistan hekimlerin çalışma şartlarının düzeltilmesi için kaç meslektaşımızın daha ölmesi gerekiyor? Bir devlet memuru ayda ortalama 168 saat mesai yaparken bir asistan hekimin mesai süresi 360 saati bulmaktadır. Asistan hekimler çoğu branşlarda 36 saate varan sürelerde çalışıyor. Hekimler uykusuz, yorgun geçen gecenin ardından polikliniklerde 100’e yakın hasta muayene ediyor, gözleri uykudan kapanmak üzereyken ameliyata giriyor.

İş yükünü asistan hekimler sırtlıyor

Hastalarımıza soruyoruz… 30 saattir çalışan asistan hekimin 80’nci hastası ya da ameliyat ettiği kişi olmak ister misiniz? Maksimum ne kadar çalışacağımız hiç konuşulmazken maksimum ne kadar ücret ödeneceği ise her yerde karşımıza çıkıyor. Bu çok net ki, ucuz iş gücü olarak görülüyoruz. Performans sistemi nedeniyle ücret kesintisi yapılacağı zaman akla ilk gelenler hastanenin iş yükünü sırtlayan asistan hekimler oluyor.

Artık yeter!

Biz asistan hekimler artık yeter diyoruz. Hekimlik yaparken dayatılan insanlık dışı çalışma şartları nedeniyle bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok! Uzmanlık eğitimi almak için geldiğimiz kliniklerde asıl görevimizin öğrenmek olduğunu hatırlatıyor, nitelikli eğitim istiyoruz. İnsanca çalışma koşullarının sağlanmasını adaletsiz görev dağılımına son verilmesini talep ediyoruz. Yataklı kurumlar yönetmeliğinde değişikliğe gidilerek nöbet ertesi izin hakkının ücret kesintisi olmaksızın ön koşulsuz tanımlanmasını istiyoruz.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.