Hedef var, hedef var: Lübnan, 2020, %12

Türkiye'nin sık sık "model" olmakla övündüğü ve nispeten "geride kalmış" olarak nitelediği ortadoğu ülkelerinin de enerji konusunda hedefleri var. Ancak bu hedefler Türkiye'ye göre çok daha yenilikçi, yenilenebilir enerjiler üzerine kurulu hedefler. Lübnan 2009'da, 2020 yılına gelindiğinde elektrik üretiminin %12'sini yenilenebilir enerjilerden karşılıyor olacağını taahüt etti.

Türkiye, tükettiğinden daha fazla elektrik üretmesine, yüksek oranda verimsizlik ve kayıplara rağmen “enerji krizi kapıda!” telaşelerinin eksik olmadığı bir ülke. Bu durum, doğayı ve yerel halkları yok etmek üzerine kurulu inşaatçı bir politikayla birleştiğinde derelere kilit vuran HES projelerinin, ülkeyi ve dünyayı dumana boğan kömürlü santrallerin ve herkesin arkasına bakmadan kaçtığı nükleer santral rüyalarının sonu gelmiyor. Dünyadan bu konuda rekor üzerine rekor haberleri gelirken Hükümet, rüzgar ve güneş cenneti olan Türkiye’de yenilenebilir enerji konusundaki suskunluk ve hatta ayak diremesini muhafaza etmekle kalmıyor, her geçen gün çıtası yükseltilen HES, termik ve nükleer hedefleri açıklıyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız son açıklamasında 2023 yılı için 23 nükleer ünite hedeflediklerini açıkladı.

Öte yandan Türkiye’nin sık sık “model” olmakla övündüğü ve nispeten “geride kalmış” olarak nitelediği ortadoğu ülkelerinin de enerji konusunda hedefleri var. Ancak bu hedefler Türkiye’ye göre çok daha yenilikçi, yenilenebilir enerjiler üzerine kurulu hedefler. Geçtiğimiz yazıda Suudi Arabistan’ın “devrim” niteliğinde hedeflerini paylaşmıştık, bu yazıda da, Lübnan’ın 2020 yılı için koyduğu “elektriğin %12’si yenilenebilirden” hedefiyle ilgili son gelişmelerin aktarıldığı bir makaleyi sizlerle paylaşacağız. Green Prophet’te Linda Pappagallo tarafından kaleme alınan makaleyi Yeşil Gazete okurları için Türkçe’ye Tuğçe Tuğran çevirdi.

Lübnan 2009’da, 2020 yılına gelindiğinde elektrik üretiminin %12’sini yenilenebilir enerjilerden karşılıyor olacağını taahüt etti. Peki bu hedef bugün bakıldığında iyimser mi?

Tam da olması gerektiği gibi; yenilenebilir enerji Ortadoğu’da giderek önemli bir tartışma konusu haline geliyor. Vestas’a göre Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yenilenebilir enerjilerin toplam güç üretimi içindeki payı %0,2 civarında. Bu, Avrupa’nın %17 ortalaması (ki en yüksek rakam Norveç’in inanılması güç %103 oranı) ve küresel ortalama olan %3 ile karşılaştırıldığında yüz kızartıcı bir rakam. Ama Lübnan’ın hedefleri daha yüksek.

Lübnan Enerji Tasarrufu Merkezi’nin başındaki Pierre El Khoury ülkesinin görece önemli hedeflere ulaşma yolunda olduğuna inanıyor. Lübnan hükümeti, 2009 yılında gerçekleşen Kopenhag İklim Zirvesi’nde, 2020 yılı için elektriğinin %12’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etme sözü verdi.

Daily Star’da yayınlanan habere göre Pierre El Khoury-farklı yenilenebilir enerji teknolojilerinin (rüzgar, hidro, solar, termal ve bio enerji) gelişmeye devam edeceğini varsayarak- 12% hedefine ulaşılabileceğine inanıyor. Aslında ülkenin siyasi istikrara ulaşacağı ve rüzgar enerjisinin daha da gelişeceği varsayıldığında bu rakam %19’a kadar çıkabilir.
Lübnan’ın Rüzgar Haritası

Enerji Bakanlığı, 2010 yılında UNDP CEDRO desteği ile Lübnan’ın ulusal rüzgar haritasını (PDF dosyası) çıkarma projesini başlattı. Sonuçlar ilginç bir şekilde  Lübnan’ın rüzgar enerjisi potensiyelinin son derece yüksek olduğunu ortaya koydu. Projeye göre rüzgar enerjisinden 6,2000MW elektrik üretilebilir (güncel enerji talebi 2,400MW civarında) ama arazi mülkiyet sorunları, elektrik altyapısı ile ilgili sorunlar ve diğer hukuki etkenler yüzünden gerçekçi bir yaklaşımla üretimin 400 MW civarında olacağı söylenebilir.

‘Şu ana kadar hiç rüzgar tarlası inşa edilmemiş olsa da potensiyel ortada’ diyor Pierre El Khoury.  ‘Özellikle de 462 numaralı kanun değiştirilir ve özel sektörün yenilenebilir enerji üretimine katılımı sağlanırsa’.

 

Lübnan’ın eski Maliye Bakanı M.Chatah’a göre ‘Elektrik Lübnan’daki tüm problemlerin kaynağı…ve problemin büyüklüğü devlet bütçeleri için tehlike oluşturmaya başlamak üzere’.

Şurası açık ki Lübnan mali, ekonomik ve hatta siyasi istikrarını sağlamlaştırmak istiyorsa enerji sektörünü yeni baştan inşa etmeli. Ama son zamanlardaki çalkantılar düşünüldüğünde bunun için şimdilik geç kalınmış olabilir.

(Yeşil Gazete, Green Prophet)

Durukan Dudu
Durukan Dudu

Ekoloji editörü, haberci.

Olduğundan yaşlı gösterir (Sakalı var, ondan). Blues’a aşık. İsveç’te Kırsal Kalkınma yüksek lisansının ardından TEMA ve Buğday gibi STK’larda çalıştı, bu süreç içinde Ormanevi Kolektifi’yle kırsala göçtü, bi’ ekoköy kurmaya çabalıyorlar. Çiftçilik, marangozluk ve ekolojik restorasyon denemelerinden kalan boş zamanlarında koordinatörlük, eğitmenlik, proje yönetimi falan yapıyor. Yaşlanıp emekli olunca bir şehre yerleşmeyi düşünüyor. Mektep, 136.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Hak savunucularından kent hayvanları için yarın AYM önüne çağrı

Hak savunucuları, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü'nde sokakta yaşayan hayvanlara yönelik 'katliam yasası'nı esastan görüşme kararı alan AYM'nin önünde toplanacak.

Afrika: Zenginlerin yarattıkları iklim krizinin bedelini ödeme zamanı geldi

'Afrika, yok denecek kadar az karbon ayak izine rağmen iklim felaketlerinin ön cephesinde yer alırken, fosil yakıt endüstrisi rekor kârlar elde etmeye devam ediyor.'

Türkiye, açık denizlerin biyoçeşitliliğini korumayı amaçlayan BM anlaşmasını imzaladı

Türkiye'nin anlaşmaya taraf olması için Meclis'te onaylanması gerekiyor. Yürürlüğe girmesi için ise 60 ülkenin 2025'e kadar onayı bekleniyor.

Deştinliler’den festival: Çimentocuları nasıl yendiğimizi dünya görsün istedik

Menteşe’nin Bayır ve Yatağan’ın Deştin mahallelerinde kurulmak istenen entegre çimento tesisini engelleyen halk, kazanımlarını iki günlük festivalle kutladı.

[İklim Masası] Zenginlerin karbon ayak izi, tahminlerden çok daha yüksek

Zenginlerin karbon ayak izi, toplumun kalanı tarafından olduğundan çok daha düşük tahmin ediliyor. Eşitsizliğe dair farkındalığı artırmak en zenginlerin iklim politikalarına desteği artırabilir.

EN ÇOK OKUNANLAR