Hak savunucuları ve vatandaşlar, köpekler için idam fermanına karşı sokağa çıkıyor

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), sokakta yaşayan hayvanların toplanmasını, sahiplendirilmesini ve sahiplendirilemeyen köpeklerin de belirli bir süre sonra öldürülmesini içeren bir yasa teklifi hazırlığında.

Parti yetkilileri, dünya örneklerini incelediklerini, İngiltere’deki uygulamaya benzer bir düzenleme hazırladıklarını ve teklifin, sokak hayvanlarının popülasyonunun kontrol altına alınması ve toplum sağlığı sorunlarının önlenmesi amacıyla hazırlandığı iddia ediyor.

AKP yetkilileri, sokak hayvanlarının bakımı, kısırlaştırılması ve barınaklarda tutulmasının yeterli olmadığını ve bu sorunun belediyelerin gücünü aştığını ifade ediyor. Teklifte, sahipsiz köpeklerin belirlenen bir süre içinde sahiplendirilmemesi durumunda uyutulması, yani insan eliyle öldürülmesi öngörülüyor.

Sokak köpeklerini öldürme işleminin ‘merhamet koşulları içinde ve acısız bir şekilde enjeksiyon yöntemiyle’ yapılacağı ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın talimatıyla harekete geçen AKP, ilgili bakanlıklarla birlikte yasa teklifi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Teklifin, Meclis kapanmadan yasalaşması planlanıyor.

Yasa teklifine göre, belediyeler barınaklarındaki köpeklerin fotoğraflarını çekerek internet sitelerinde sahiplendirme ilanı yayınlayacak. Her köpeğin sahiplenilmesi için 30 gün süre tanınacak. Bu süre sonunda sahiplenilmeyen köpekler, iğne ile uyutulacak. Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara sokaktan toplanan yeni köpekler getirilecek ve aynı süreç tekrar edilecek.

Sahiplenilen hayvanlar ise çip takılarak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından izlenecek. Sahiplenen kişinin sorumluluklarını yerine getirmemesi durumunda Hayvanları Koruma Kanunu‘ndaki yaptırımlar uygulanacak. Bu düzenlemenin, sokak köpeklerinin kontrol altına alınması ve toplum sağlığına yönelik tehditlerin önlenmesi amacıyla gerekli olduğu savunuluyor.

Yaşam hakkı savunucuları, bu düzenlemenin hayvan haklarına aykırı olduğunu ve daha insancıl çözümler bulunması gerektiğini savunuyor.

‘Toplu bir adalet haykırışına ihtiyacımız var’

Sokakta yaşayan hayvanların önce, gerektiği gibi denetlenmedikleri için ‘ölüm kampı’ denilen barınaklara toplanmasına, burada sahiplendirilmediklerinde de ölüme gönderilmelerine karşı çıkan vatandaşlar ise eylem hazırlığında.

Hayvanların haklarının yasalarla korunması için mücadele eden Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, konuyu parti temsilcileri ve milletvekilleriyle görüştüklerini belirterek, konunun takipçisi olacaklarını ifade etti. Topluluğun görüştüğü isimler arasında Yeşil Sol Parti’den İbrahim Akın ve Burcugül Çubuk, TÖP’ten Perihan Koca, DEM Parti’den Sevilay Çelenk, TİP’ten Erkan Baş ve Ahmet Şık ile Ayhan Barut, Barış Karadeniz, Bekir Başevirgen ve çevre komisyonundan Semra Dinçer bulunuyor.

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nden Öykü Yağcı, Yeşil Gazete’ye yaptığı açıklamada 2020’de mecliste sadece bir hayvan hakları komisyonunun kurulduğunu ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun güncellenmesi sürecinde hayvanlar lehine olan birçok maddenin yansıtılmadığını belirtti. Mücadele eden milletvekillerinin soru önergeleri verdiğini ancak bu önergelerin çoğuna geç veya yetersiz cevaplar verildiğini söyledi. Muhalefet partilerinin tam da bu kritik dönemde sokak hayvanlarının toplu halde tecritine ve öldürülmesine karşı güçlü bir muhalefet göstermesi gerektiğini vurguladı.

‘Hayvan hakları ve hayvanlarla birlikte yaşama bilinci gelişmeli’

Yaşam savunucularına göre iktidarın köpekleri suçlayarak ‘sokak hayvanları sorunu’ olarak yansıtılan meseleyi aşmak için, hayvanlarla birlikte sağlıklı ve saygılı bir şekilde yaşamanın yollarını aramamız gerekiyor. Kent hayvanlarının düzenli olarak kısırlaştırılması, hayvanların eşya gibi alınıp satılmasına ağır cezalar getirilmesi, belediyelerin sorumluluğundaki uygulamaların denetlenmesi gibi önlemlerin alınması şart.

Öykü Yağcı, sözü geçen yasa tasarısı için ABD ve Avrupa’daki örneklerin incelendiğinin söylenmesi üzerine, bu ülkelerin bazılarında, özellikle ABD’de hayvanlara yönelik şiddetin de ağır cezalar aldığını ve kanunlara uyulduğunu hatırlattı. Yağcı, şöyle açıkladı:

“Belediyeler hayvanları sokaklardan, kendi sınırlarından ‘arındırmak’, ormanlara atmak, öldürmek için gösterdiği çabanın birazını kanunda yazan bütün bu görevlerini yerine getirmek için göstermiş olsaydı, ya da merkezi yönetim ve onun bakanlıkları, özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı da görevlerini yapsaydı; hayvan üretimini yasaklasalardı, hayvana şiddete caydırıcı cezalar getirselerdi, bakım evleri kurma zorunluluğu olan belediyeler ayrılan bütçeleri gerçekten sistemli ve hayvanlar lehine, sistemi dönüştürecek şekilde harcasalardı, biz bugün bu noktada olmayacaktık. Toplumsal şiddeti artıracak, toplumsal kutuplaşmayı artıracak söylemler ve eylemler içinde olmayacaktık. Eğer var olduğu iddia edilen, ‘sorun’ adı altında dile getirilen durumda bir suçlu aranıyorsa, asıl suçlu köpekler değil, merkezi ve yerel yönetimlerdir, bakanlıklardır.”

‘Belediyeler görevlerini ihmal ediyor’

Belediyelerin sokakta yaşayan köpekleri uzun yıllardır denetimsiz ve kanunsuz bir şekilde toplatıp ölüme gönderdiğini ifade eden Öykü Yağcı, usülsüz toplamaların bugün de Türkiye’nin birçok yerinde devam ettiğini söyledi.

“İktidar yanlısı medyanın da toplumsal nefreti ve kutuplaşmayı körükleyecek şekilde yayınlarla köpekleri kötü gösterdiğini görüyoruz. Aslında var olmayan bir nefretin örgütlendiğini görüyoruz ve bunun da Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere, aslında toplumsal adaleti ve hayvanları korumakla yükümlü olan Bakanlıklar, milletvekilleri tarafından bizzat yapıldığına, taraflı medya aracılığıyla da büyütülüp köpürtüldüğüne şahit oluyoruz.”

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, yaşam savunucuları olarak yarın (23 Mayıs’ta) İstanbul Beşiktaş Meydanı’nda bir protesto düzenleyerek bu yasa tasarısına karşı seslerini yükselteceklerini duyurdu. Bu protesto ile hayvanların yalnız olmadığını haykıracaklarını ve yasaya karşı güçlü bir muhalefet sergileyeceklerini belirtti. Aynı gün ve saatte Ankara’da ve Alanya’da da eylemler düzenlenecek.

Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete