Ekolojik Yaşamİklim ve EnerjiManşet

Gıdaların soframıza gelişinin maliyeti: Karayolu kaynaklı doğrudan emisyonların neredeyse yarısı

0

Gıda tedarik zinciri, küresel gıda güvenliğinin sağlanmasında kilit bir rol oynuyor.

Nature‘da yayımlanan yeni bir çalışmada, ‘gıda millerinin’, yani gıdaların iki nokta arasında arasında taşınırken salınan sera gazının, tüm gıda emisyonlarının yüzde 19’unu oluşturduğunu ortaya çıkardı. Bu, önceden düşünülenden yaklaşık dört kat daha fazla.

Araştırma ayrıca, tüm gıda taşımacılığının ulaşım, üretim ve arazi kullanımı değişikliği nedeniyle küresel gıda sistemlerinin insan kaynaklı toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 30’unu oluşturduğunu gösterdi.

Küresel sebze ve meyve taşımacılığı, gıda mili emisyonlarının yüzde 36’sına katkıda bulunuyor: Bu da, bu gıdaların üretimleri sırasında salınan sera gazı miktarının neredeyse iki katına denk geliyor.

Çalışmanın baş yazarı, Sydney Üniversitesi çevre modelleme araştırmacısı Mengyu Li; “ Gıda taşımacılığı – yaklaşık yüzde altı – genel emisyonların yüzde 6’sını kapsıyor, oldukça büyük bir oran. Gıda taşımacılığı emisyonları, karayolu taşıtlarından kaynaklanan doğrudan emisyonların neredeyse yarısını oluşturuyor” diyor.

meyve sebze market

Herkes yerel üretimle beslenirse ne olur?

Ekip 74 ülkede, hayvancılık, kömür, meyve ve sebze gibi 37 ekonomik sektörü ve tüm küresel tedarik zinciri ağını içeren bir model oluşturmak için FoodLab adlı bir çerçeve kullandı.

Araştırmacılar ayrıca, herkesin yerel üretimle beslendiği bir modeli de inceledi. Ekip, bunun gıda mili emisyonlarını 0,27 milyar ton (yalnızca yüksek gelirli ülkeler için 0,24 milyar ton) ve gıda üretimi emisyonlarını 0,11 milyar ton azaltacağını hesapladı.

Araştırma sonucunda gıdanın çevresel etkisini azaltmak için çözüm önerileri şöyle sıralandı: bitki bazlı beslenmeye geçiş ve  yerel üretimin artırılması.

Dünya nüfusunun sadece yüzde 12,5’ine sahip olan yüksek gelirli ülkeler, dünyanın gıda mili emisyonlarının yüzde 46’sını üretiyor.

Sydney Üniversitesi‘nden beslenme ekoloğu David Raubenheime, The Guardian‘a verdiği demeçte şunları söylüyor:

“Çevremizdeki bilgileri ‘et kötüdür ve sebzeler iyidir’ gibi basit terimlerle yorumlama eğilimindeyiz ama çok daha kapsamlı bir resim görmek istedik. Çalışmamız, bitki bazlı bir diyete geçmenin yanı sıra, özellikle zengin ülkelerde yerel gıda tüketiminin ideal olduğunu gösteriyor.”

meyve sebze market

Gıda mili nedir?

Gıda mili kavramı, gıdanın yetiştirildiği yerden nihai olarak satın alındığı veya son kullanıcı tarafından tüketildiği yere kadar kat ettiği mesafeyi ve bunun karbon ayak izini tanımlamak için kullanılır.

Gıda üretimi, dağıtımı ve tüketim kalıpları son 50 yılda büyük bir dönüşüm geçirdi. Perakendeciler her zamankinden daha kapsamlı ve sofistike satış noktaları ve dağıtım sistemleri geliştirmeye; ve çok daha fazla miktarda ürün ithal etmeye başladı. Tüketiciler de konforlu alışveriş olanaklarına ve çok çeşitli kaliteli ürünlere alıştı.

Ancak, yiyeceğin “tarladan tabağa” kat ettiği geniş mesafeler, bu sistemi petrol tedariğine karşı savunmasız, kalori başına verimsiz ve uzun vadede sürdürülemez hale getiriyor. Adil ticaret sistemleriyle birleştiğinde, yerel ürünleri öne çıkaran ve kullanan bölgesel ve yerel gıda sistemleri geliştirmke ise buna çözüm olarak gösteriliyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.