Doğa MücadelesiManşet

Gerze’de yaşananlara Kaymakamlıktan cevap var

0

Gerze‘nin Yaykıl Köyü‘nde termik santral kurmak isteyen Anadolu Grubu‘nun 5 Eylül’de sondaj çalışmaları için gelen ekiplerini bölgeye sokmak istemeyen halkla güvenlik güçleri arasında yaşanan olaylar hakkında Yeşiller Partisi‘nin Gerze Kaymakamlığı‘na gönderdiği soru dilekçesine Gerze Kaymakamlığı’ndan yanıt geldi.

Yeşiller Partisi eş sözcüsü Ümit Şahin tarafından kaymakamlığa gönderilen dilekçede özetle şu ifadeler yer alıyordu:

” Gerze halkının termik santrale karşı mücadelesi bugün polis ve jandarmanın ölçüsüz müdahalesi ve şiddetine maruz kaldı. (…) Uzunca bir süredir bölgelerine termik santral yapılmaması için direnen Gerzelilere, üç otobüs jandarma, polis ve panzerlerle müdahale edilmesi ve ölçüsüz şiddet uygulanması karşısında büyük bir endişe ile gelişmeleri izliyoruz. (…) Mülki amirliğinizin konu ile ilgili gerekli tedbirleri derhal alarak fiziki şiddete derhal son verilmesini, yaralanan yöre halkının tedavilerinin yapılarak demokratik haklarını kullanan yurttaşlar ile avukatlarının görüştürülmesi için gerekli emir ve talimatların derhal verilmesini ve gelişmeler ile ilgili tarafımızın yazılı olarak bilgilendirilmesini talep ediyorum. ”

Kaymakamlığın bu sorulara cevabı gecikmedi. 15 Eylül 2011 tarihli resmi cevapta, “400-500 kişilik grubun termik santral için sondaj çalışmasının emniyetini almakla görevlendirilen jandarma ve polise taşlı, sopalı, molotof kokteyli ve içinde arıların bulunduğu arı kovanlarıyla saldırıda bulunduğu” iddia edildi. Olaylar sırasında 8 ayrı noktada yangın çıkarıldığı ve şirketin sondaj aracıyla Gerze Hastanesi’nin ambülansının camlarının kırıldığı ifade edildi.

Gerze’de güvenlik kuvvetleriyle halk arasında yaşanan olaylarda yanarak zarar gören alanlar içinse kaymakamlık “3 dönüm makilik alan, 1 samanlık ve 1 evde yangın çıkarıldı, itfaiyemiz engellemelere rağmen yangınları söndürdü” ifadelerini kullandı. Olaylarda 2 jandarma, 7 polis ve vatandaşın da yaralandığı belirtildi.

Kaymakamlıktan gelen resmi cevabın geri kalanı ise yaşananlara ilişkin anayasa ve kanun hükümlerine vurgu yapıyor. 3 sayfalık cevapta silahsız toplanma ve gösteri özgürlüğünün anayasal güvence altında olduğunun ve ama bu durumun “sınırsız” olmadığı belirtiliyor. Emniyet güçlerinin mevcut kanun ve hükümlere uygun olarak hareket ettiğinin iddia edildiği cevapta, kolluk kuvvetlerinin “demokratik haklarını kullanan vatandaşlarımızın vuku bulan hadiseler esnasında zarar görmemesi için azami ölçüde duyarlılık gösterdiği” savunuluyor.

Resmi cevabın sonunda ise kolluk kuvvetlerinin halkın tamamı ve sivil toplum örgütleriyle seviyeli ve sayglı bir ilişkide olmaya, “kanun hakimiyeti içerisinde” insan haklarına bağlı kalmaya, yasal ve “makul” seviyede kuvvet kullanmaya ve toplumun tamamına “sevgi ve şefkatle yaklaşmaya” devam edeceği bildirilerek olaylar “bir daha yaşanmaması temenni edilen üzücü hadiseler” olarak tanımlanıyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.