ManşetDünyaİklim KriziTürkiye

Gençler Küresel İklim Grevi’nde: İklim değil sistem değişsin!

0
Fotoğraf: Cansu Acar

Bugün gençler dünyaya iklim krizinin aciliyetinin önemini sokaklardan ve meydanlardan haykırdı. Tüm dünyada milyonlarca, Türkiye’de ise binlerce genç sokaklara döküdü. Gençler karar vericilerin ve dünya liderlerinin iklim krizine karşı mücadelede anlamlı ve somut adımlar atmasını talep ediyorlar.

Gençlerin bu talebin gerçekleşmesi için verdiği en geç tarih ise: Hemen şimdi, şimdi değilse ne zaman!

“Kâr değil, insanlar” diyerek meydanlarda haykıran gençlerden bazıları da İstanbul’da bir araya geldi. Bir grup genç Kadıköy’den vapurla pankartlarıyla Beşiktaş’a geldi ve gençler 17.00’da Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda Küresel İklim Grevi’ni başlattılar.

Fotoğraf: Cansu Acar

Alanda buluşan gençlerin ellerinde “Yaşayabilmek için doğayı koru”, “Ya sıfır karbon, ya sıfır gelecek”, “Kar değil insanlar” ve “Fosil yakıtları yerin altında bırak” yazılı dövizlerle Barbaros Meydanı’nda taleplerini haykırdılar.

Farklı yaş grubundan gencin katıldığı eylemde birçok genç Yeşil Gazete‘ye kendi üniversitelerinde karbon nötr hedefleri üzerine çalışmalara başladığını bildirdi. Bazı gençlere aileleri de alanda destek verdi. Alandan birçok vatandaş da bir süre sonra desteğe gelerek eylemin bir parçası oldu ve gençlerle birlikte “Dünya Evim ve Yanıyorsa” şarkısını söylediler. Grev için heyecanlarını dile getiren gençler taleplerinde ısrarcı olduklarını bildirdiler. Ayrıca gençlerden Resul Huseyinzade de grevde iklim aciliyetine ilişkin bir şiir okudu.

‘İklim adaleti istiyoruz’ döviziyle genç iklim aktivisti ve ICHILD gönüllüsü Melisa Akkuş . Fotoğraf: Cansu Acar

Karar vericilerin “İklim Adaleti” çerçevesinde taleplerini gerçekleştirmelerini isteyen gençler, meydanda basın açıklamasında bulunarak, şiirler ve şarkılarla iklim krizinin aciliyetine dikkat çekti.

‘Artık geleceğimizin elimizden alınışını görmek istemiyoruz’

Fotoğraf: Cansu Acar

Dokuzuncu Küresel İklim Grevi‘ni gerçekleştirmek üzere toplanan gençlerin amaçları şöyle:

“Tüm canlıların ve ekosistemlerin yaşam haklarını savunup bilimin ışığında mücadele etmek! Çünkü artık doğanın daha fazla yok edilişini, yaşam hakkının ihlal edilişini, geleceğimizin elimizden alınışını görmek istemiyor, iklimin değil sistemin değişmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.”

‘Yıkıcı iklim senaryosunun acilen değiştirilmesi gerek’

Sömürgecilik, hafriyatçılık ve kapitalizm yoluyla yüzyıllarca süren istismar ve baskının sonucu olarak içinde yaşanılan yıkıcı iklim senaryosunun, esasen kusurlu olup acilen değiştirilmesi gereken bir sosyoekonomik model olduğuna dikkat çeken gençler, bu sistemde küresel emisyonların yüzde 92’sinden gelişmiş zengin ülkeler sorumluyken dünya nüfusunun en zengin yüzde birlik kesiminin, en yoksul yüzde 50’lik kesimin ürettiği kirliliğin iki katını ürettiğine vurgu yaptılar.

Fotoğraf: Cansu Acar

‘Geçmiş taleplerimiz yerine getirilmedi ve duymazdan gelindi’

Her geçen gün dünyanın durumu daha da kötüye giderken bunu değiştirmek amaçlı taleplerinin bununla beraber arttığını ifade eden gençler ancak geçmiş taleplerinin yerine getirilmediğini ve duymazdan gelindiğimi duyduklarını belirttikleri açıklamada doğa mücadelecisi Gökçe Arslan, şu ifadeleri kullandı:

“Var olan çevre düşmanı faaliyetlerin azaltılmadığı görülmekle beraber, üstüne artışı görülmektedir. Sadece sözde kalmayıp karşınıza somut örneklerle çıktık. Yanan ormanlık alanlar imara açıldı, madencilik faaliyetleri son hızıyla devam etti, nükleer santrallere olan destek sona ermedi, Kanal İstanbul başta olmak üzere iki yüzlü doğa düşmanı projelere devam edildi, termik santrallerle beraber fosil yakıt kullanımının azaltılması yerine daha da artışa geçti, Change.org’da 30 bine yakın kişinin desteklediği kampanyamıza ve direnişlere rağmen “İklim Acil Durumu” ilan edilmedi.”

Fotoğraf: Cansu Acar

‘Onlarca sonuca varmamış, ters yönde ilerlemiş talep var’

Kazdağları, Akbelen Ormanı ve Validebağ Korusu gibi önemli doğa alanlarında ekolojik yıkıma sebebiyet verecek projelerin devam ettiğine de değinen Arslan, şu sözleri kullandı:

“Bunlar gibi daha onlarca sonuca varmamış ters yönde ilerlemiş talep var. Bu kadar sorunun ortasında Türkiye’nin gelişme yolunda bir adım bile atmaması bizi bugün burada sesimizi bir kez daha duyurmak zorunda bıraktı.”

Fotoğraf: Cansu Acar

İklim Grevi’ne katılan gençlerden Derin Arat ise Rusya Ukrayna savaşına değinerek “Son günlerde sıkça gündemde olan Ukrayna’daki savaş yüzünden bir kez daha savaşın ekosistemlere, dolayısıyla da iklime geri döndürülemez etkileri olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Üstelik, savaşın sadece Ukrayna’yla kalmayıp basında çok daha az yer tutmasına rağmen dünyanın pek çok coğrafyasında hala devam etmekte olan bir olgu olduğunu ve iklim krizini çözmek için harcanabilecek olan kaynakların savaş dönemlerinde savaş ve savunma sanayisine gitmesi sonucu savaş dönemlerinin iklim araştırmaları ve gelişmeleri açısından büyük bir tehdit olduğunu irdeliyoruz” dedi.

Fotoğraf: Cansu Acar

‘Yıllardır şirketlerin Net 0 hedefleri ile tüketicelerin gözlerini boyamalarından çok sıkıldık’

Fotoğraf: Cansu Acar

Carbon Majors Report’un araştırmalarına değinen Derin Arat, “1998’den beri dünya üzerinde sadece 100 şirket global sera gazı salımının yüzde 71’inden sorumlu. BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre iklim krizinin en büyük sorumlularından biri olan hayvancılık sektörü sera gazı salımının yüzde 14.5’inden sorumlu. Yıllardır şirketlerin Greenwashing yapmasından, yani aslında doğaya zararlı olan faaliyetlerini çevre dostuymuş gibi göstermelerinden, Net 0 hedefleri ile tüketicelerin gözlerini boyamalarından, karbon salımını azaltmayı önceliklendirmeyen iklim planları yapmalarından çok sıkıldık” ifadelerini kullandı.

Öte yandan karar alıcıların hala bolca zaman varmış gibi davranmalarını ve İklim acil durumu ilan etmemelerini kınayan gençlerden Derin Arat, “Ülkemiz, iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri ve gezegenimizdeki yaşamın sürmesini sağlayan kritik sistemler geri dönüşü olmayan çöküş noktasına yaklaşıyor. Daha geçtiğimiz yıl yaşadığımız orman yangınları, seller, ve aşırı hava olayları bize ülkemizin her gün kötüleşen iklim kriziyle başa çıkmak için hazır olmadığını gösteriyor” şeklinde konuştu.

‘İklim Şurası’nda kömüre dayalı elektrik üretimindeki kararlar bizi hayal kırıklığına uğrattı’

21-25 Şubat’ta Konya’da gerçekleştirilen ve çevre mücadelecileri tarafından “Hayal Kırıklığı” olarak tanımlanan İklim Şurası’na da değinen Arat, şu ifadeleri kullandı:

“Geçtiğimiz ay düzenlenmiş olan İklim Şurası’nda Komisyonlarda görüşülen ve konu uzmanı akademisyenlerin görüşlerinin aksine alınan tavsiye kararlarında özellikle kömüre dayalı elektrik üretimi konusunda alınan kararlar bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Hayatlarımızın maksimum karı güden şirketler ve karar alıcılar tarafından tehlikeye atıldığı bu dünyada, artık kar değil insanlar diyoruz.”

‘Hepimiz aynı fırtınadayız ama asla aynı gemide olmadık’

Fotoğraf: Cansu Acar

İklim Grevi’nde iklim krizine karşı mücadele eden Nicole Cavak da katılarak açıklamalarda bulundu. Cavak, son çıkan IPCC raporuna değinerek raporun da fazla vakit kalmadığını gösterdiğini söyledi. Cavak şöyle konuştu:

“Bu harekete geçmek için son şansımız. Liderler ve karar alıcılar bize sürekli aynı gemide olduğumuzu, hepimizin bu işte beraber olduğunu söylüyor. Fakat COP26 gibi uluslararası toplantıların verimsiz ve inefektif sonuçlanmasıyla tekrardan hatırlıyoruz ki hepimiz aynı fırtınadayız ama asla aynı gemide olmadık. Her zaman en az zarar veren kesim en çok zararı gördü. Bu yüzden geleceğimizin iplerini elimize almamız lazım.”

‘Karar alma süreçlerinin her aşamasında etkin, eşit söz ve hak sahibi olmak istiyoruz’

Gençler change.org’da ve farklı alanlarda yürüttükleri “İklim Acil Durumu” kampanyaları kapsamında taleplerini sıraladılar:

“Acilen; Paris İklim Anlaşması’nın maddelerinin yerine getirilmesini ve İklim Acil Durumu ilan edilmesini, 2030’a kadar net sıfır karbon emisyonunun sağlanması için adımlar atılmasını, kömürden çıkılmasını istiyoruz; kapsamlı bir İklim yasasının düzenlenip yürürlüğe konmasını,
iklim krizinin beraberinde getirdiği hak ihlallerine karşı harekete geçilmesini,
fırsat eşitliğinin iklim adaleti ve sosyal adalet çerçevesinde sağlanmasını
ve tüm bunların gerçekleşmesi için gençler olarak karar alma süreçlerinin her aşamasında etkin, eşit söz ve hak sahibi olarak yer almayı istiyoruz!”

Fotoğraf: Cansu Acar

“Bizler tüm gezegende iklim krizi için gerekli önlemler alınana kadar tüm ekolojik yıkımlardan, felaketlerden etkilenen canlıların ve hava, su, toprak gibi cansız varlıkların sesini duyuracağız” diyen genç iklim mücadelecisi Cavaj şu ifadeleri kullandı:

“Öncelikli hedeflerimizden biri dünyada limit aşım gün, yani o yıl gezegenimizin bize sağladığı kaynakların dünya genelinde bitirildiği gün . Bu gün 29 temmuz yani dürüst olmak gerekirse her yıl geleceğimizden çalıyoruz bu yüzden de artık karar alıcıların kar amaçlarından çok bizi , halkı önemsemesi gerektiğini düşünüyoruz. Hepimiz aynı fırtınadayız, fakat bir eyleme gecilmemesinden anlayabiliyoruz ki, karar vericiler bizimle aynı gemide değiller! Karar vericilerden bize söz vermelerini ve bunu eyleme geçirmelerini bekliyoruz!”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.