Enerjiİklim KriziManşet

G7 liderleri iklim liderliğinde sınıfta kaldı

0

Bu yıl 13-15 Haziran tarihlerinde İtalya‘da gerçekleştirilen G7 Zirvesi‘nde Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya, on yıl içinde iklim değişikliği ile mücadele için temiz enerjiye geçişin hızlandırılmasını hedeflediklerini açıkladı.

İklim değişikliği, kirlilik ve biyolojik çeşitlilik kaybının yol açtığı sorunlara çözüm bulmak için G7 ülkeleri, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, küresel enerji verimliliğinin iki katına çıkarılması ve enerji güvenliğinin sağlanması gibi 28. Taraflar Toplantısı (COP28) taahhütlerini teyit etti.

Taahhütlerden biri 2030’ların başında azaltılmamış kömürden elektrik üretimini aşamalı olarak kaldırmak. Ayrıca petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlardan kaynaklanan metan gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 75 azaltılması taahhüt ediliyor. Ancak zamanlamanın ülkelerin net sıfır taahhütleri doğrultusunda küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamayı sağlayacak bir şekilde planlanmasına karar verildi.

G7 liderleri bu yılki Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP29)’nda daha iddialı ulusal iklim planları sunacaklarını söyledi.

Doğal gaz yatırımlarına devam

Diğer yandan Rus enerjisine bağımlılığın ortadan kaldırılması için doğal gaza aktarılan kamu yatırımları devam edecek gibi görünüyor.

G7 liderleri, Rusya’dan doğal gazı ithalatını azaltmak için LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) sektörüne yapılacak yatırımların enerji krizine ve krizden kaynaklanan piyasa açığını gidermeki için ‘uygun’ olabileceği belirtiyor.

Çevre ve finans politikası üzerine çalışan Common düşünce kuruluşunun CEO’su Oscar Soria, G7’nin petrol ve gaz yatırımlarından uzakta bir gelecek planı yapma konusundaki isteksizliğini genel bir başarısızlık olarak değerlendirdi.

Temiz enerji yatırımları için hedef Afrika

Ev sahibi İtalya’nın başbakanı Giorgia Meloni, konuyu yedi Afrika ülkesiyle iş birliği içinde kurulan Afrika’da Büyüme için Enerji girişimine getirerek Akdeniz ve Afrika’yı enerji tartışmalarının odak noktası yaptı.

G7 ülkelerinin temiz enerji yatırımlarını Afrika’ya yönlendirmesi bekleniyor ve kıtanın küresel bir sürdürülebilir enerji merkezi olması hedefleniyor. Bu da bugüne kadar fosil yakıt ve mineral kaynağı olarak görülen Afrika ülkeleri için bir değişime işaret ediyor.

Ancak iklim değişikliği düşünce kuruluşu ECCO’ya göre finansman eksikliği, girişimin güvenilirliğini azaltıyor.

‘Liderlerimiz liderlik yapmıyor’

Verilen taahhütler ve taahhütlere gelen eleştiriler, G7 ülkelerinin iklim konusunda dünyaya liderlik edemediğini gösteriyor. G7 ülkeleri dünyadaki petrol ve gaz üretiminin yüzde 27’sinden sorumlu.

Bu ülkelerde fosil yakıt projelerine yıllık 25,7 milyar dolar değerinde kamu finansmanı sağlanırken temiz enerji için yalnızca 10,3 milyar dolar ayrılıyor. İklim odaklı bir iletişim şirketi olan GSCC‘den Nicola Flamigni, “fosil yakıt üretiminin yüzde 30’undan sorumlu yedi ülkenin doğal gaz yatırımlarına açık kapı” bırakmasını eleştirdi.

Reuters kaynaklarına göre iklim aktivistleri, zirvenin taahhütlerini eksik ve daha önceki sözlerin bir tekrarından ibaret olmakla eleştirdi. Global Citizen başkan yardımcısı Friederike Roder, “Dünyanın cesur bir liderliğe ihtiyaç duyduğu zamanda liderler toplantısı hiçbir değer katmadı. Liderler evlerinde de kalabilirdi” dedi.

Oil Change International kamu finansmanı lideri Bronwen Tucker ise “Liderlerimiz liderlik yapmıyor. İnsanlık tarihinin en sıcak 12 ardışık ayında, liderlerimiz bizi hayal kırıklığına uğratıyor. G7 ülkeleri, kömürden aşamalı çıkış için yetersiz bir tarih belirleyerek ve fosil gaz üretimini artırmayı destekleyerek ülkelerin fosil yakıtlardan çıkışı hızlandırmaya odaklanması gereken bir zamanda kötü bir sinyal veriyor” dedi.

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.