Fosil yakıtları sonumuzu getiriyor – Büşra Deler

İklim değişikliği milyonlarca yıldır yaşanılan doğal bir olaydı. Fakat, bu süreç yüzyıllar önce çok yavaş ilerliyordu. Zamanla, insan kaynaklı sebeplerin artışıyla iklimin değişme hızı da tehlikeli boyutlara ulaşmaya başladı.

20. yüzyılda dünyanın yüzey sıcaklığı 0,74 °C artmasına ek olarak, 21.yüzyılda 6,4°C daha artması bekleniyor (IPCC’nin 2007 raporuna göre). Bu sıcaklık artışı, insanların hızla atmosfere saldığı sera gazlarından kaynaklanan iklim değişikliğinin geldiği noktayı açıkça gözler önüne sermektedir.

19. yüzyıldan beri, endüstrinin ve kentleşmenin getirdiği fosil yakıt ihtiyacı, modern toplumların hayatının merkezine petrol, kömür gibi yakıtları getirmektedir. Fosil yakıtlar; milyonlarca yıl önce ölmüş organizmaların toprak altında, oksijensiz ortamda çürüyüp ayrışmalarıyla meydana gelmiştir. Canlı olan her organizma yapısında hidrokarbon barındırır. Dolayısıyla oksijensiz ortamda ayrışmış bu organizmalar da yüksek miktarda karbon atomu içerir. Buraya kadar her şey normal ilerler.

Toprağın altında barınan ve atmosfer ile buluşmayan karbon atomları doğa için hiçbir tehlike oluşturmaz. İklim değişikliğine sebep olan atmosferdeki karbon miktarıdır. Yer kabuğunun altındaki karbon atomları yakılacak olsa atmosferde 7000 ppm’lik karbondioksit (atmosferdeki karbon miktarının yaklaşık 20 katı) üretecek fosil yakıt miktarı bu durumu etkilemez. Fakat oluşumu binlerce yıl süren bu fosil yakıtların günümüzde hızla tüketilmesi, toprağın altındaki karbonun atmosfere yayılması demektir.

Atmosferdeki fazla karbondioksit miktarı güneşten gelen ısı ve radyasyonun daha fazla emilmesine ve bu da dünyanın yüzeyinin ısınmasına neden olur. Bu hızlı ısınma dünyadaki enerji dengesini bozar ve buzulların erimesine sebep olur. Buzulların erimesiyle birlikte su seviyesinde artış meydana gelir. Gidişatımıza göre beklenen, gelecek 100 yıl içinde Maldivler’in tamamı ve dünyadaki pek çok bölgenin sular altında kalmasıdır. Ayrıca kutup ayıları, penguenler ve daha birçok canlının yaşam alanı yok olup, nesilleri tükeneceği için de ekolojik sistemin dengesi bozulacak ve bu yıkım telafi edilemez boyutlarda olacak demektir.

Tüm bunlar bize, “Neden Fosil Yakıtlardan Bu kadar Korkmalıyız?” sorusunun cevabını açıkça vermektedir. Atmosferdeki karbon miktarının nelere sebebiyet verdiğini ve küresel iklim değişikliğinin ne denli insan kaynaklı olduğunu gözler önüne sermektedir. Yine de kısaca rakamlara göz atacak olursak, bugün dünyada günde 90 milyon varil ham petrol ve 8 milyar metreküp doğal gaz tüketilmektedir. Ham petrol rezervleri 1200 milyar varil ve doğal gaz rezervleri de 175000 milyar metreküp olduğuna göre, şimdiki tüketim hızımızla ham petrol yaklaşık 40, doğal gaz da yaklaşık 60 sene yetecek miktardadır. Yani saldıkları karbonun bir problem olmasının yanı sıra, dünyanın fosil yakıt rezervleri de hızla tükenmektedir.

Sonuç olarak; bugün dünya çapında bir karar alınsa ve karbon salımına sebep olan tüm aktiviteleri durdursak bile, şu zamana kadar yaptığımız karbon salımının atmosferdeki etkisi ve bununla birlikte küresel olarak yüzeyin ısınması yaklaşık yüz yıl kadar devam edecek.

Yani insan eliyle gerçekleşen küresel ısınmayı durdurmak için artık zamanımız yok. Atmosfere saldığımız karbondioksit miktarı arttıkça, oluşabilecek felaketlerin boyutları da artacaktır.  Ayrıca, artan tüketim ihtiyacıyla beraber biz istesek de gelecek yüzyıllarda kullanabilecek fosil yakıt rezervlerimiz kalmayacak. Eğer şu noktadan itibaren yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmezsek, yaşanacak felaketlerden ve insan neslinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasından biz sorumlu olmuş olacağız.

 

Büşra Deler

 

Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

‘Süper zenginlere vergi’ G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisine girdi

Rio'da yapılan G20 Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde dünyayı en çok kirleten süper zenginlere ek vergi, iklim finansmanının artırılması yer aldı; 1.5C hedefi teyit edildi

Gençlerin iklim davası Anayasa Mahkemesi’ne taşındı

İklim aktivisti gençlerin Türkiye'nin ulusal katkı beyanının Paris Anlaşması ile uyumlu olmadığı gerekçesiyle açtığı ve Danıştay'ın reddettiği dava, AYM'ye götürüldü.

Aktivistler ‘nükleer genişlemeye’ karşı uluslararası ortak yanıt için buluşuyor

Nükleersiz Asya Platformu bileşenleri, iklim değişikliğine bir yanıt olarak nükleer enerjinin öne çıkarılmasına karşı uluslararası bir webinarda buluşacak.

Trump fosil yakıt endüstrisi CEO’sunu enerji bakanı olarak seçti

ABD'nin enerji bakanı adayı Chris Wright, iklim krizinin olmadığını ve insanları yoksulluktan kurtarmak için daha fazla fosil yakıt üretilmesi gerektiğini düşünüyor.

Ekim ayında yağışlar yüzde 46 azaldı

Ekim ayı yağışları Ege'de son 40, Marmara'da son 23 yılın en düşük seviyesine indi. Yağışlar normaline göre yüzde 46, geçen yıla göre yüzde 27 azaldı.

EN ÇOK OKUNANLAR