Manşetİfade Özgürlüğü

Ekoloji örgütleri Gezi’ye sahip çıktı: Direniş ruhu rant projelerine karşı mücadelemizde yaşıyor

0

Çok sayıda çevre savunucusu ve ekoloji örgütü, Gezi Davası’nda Osman Kavala‘ya ağırlaştırılmış müebbet; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi‘ye 18 yıl hapis cezası verilmesine tepki göstererek, Gezi eylemlerine sahip çıktı.

İklim Adaleti Koalisyonu, konuya ilişkin açıklamasında”Hukuksuz hükmü reddediyoruz. Gezi biziz” dedi.

Koalisyon, ceza alanların kamu vicdanında masum ve özgür olduğunu söyleyerek, “Sekiz masum insan için verilen bu hukuksuz ve tamamen siyasi olan bu kararla yalnız onların yaşam hakları, özgürlükleri değil, bizim de anayasal güvence altındaki en temel yurttaşlık haklarımız olan düşünce özgürlüğü, gösteri ve yürüyüş haklarımız da gasp edilmiştir” ifadelerini kullandı:

“İktidarın kirli siyaseti sonucu, halka ve doğaya yapılan eziyeti çekinmeden haykıran hak ve doğa savunucuları, yeşile boyanmış sinsi talan planları karşısında dimdik ayakta ve tertemizdir.

Bildiklerini sadece söyleyip anlayışımıza sunmakla yetinmemiş, aynı amacı paylaşan milyonlarla birlikte eyleme geçme becerisini de göstermişlerdir.”

Kol kola, yürek yüreğe Gezi’deydik

“Bizler hepimiz Gezi’deydik; doğayı ve Gezi’deki ağaçları savunmak kadar, yaşam hakkımıza, düşünce ve söz söyleme özgürlüğümüze sahip çıkmak için oradaydık. Anayasal güvence altındaki gösteri ve yürüyüş haklarımızı kullanarak, bizi kutuplaştırıp ayrıştırmaya çalışan iktidara inat tüm farklılıklarımızla ve renklerimizle hep birlikte kol kola yürek yüreğe Gezi’deydik.

Gezi biziz… Gezi yargılanamaz, cezalandırılamaz! Hukuk devleti olmanın vazgeçilmez şartlarını, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını anayasanın bağlayıcılığını yok sayarak verilen bu hukuksuz hüküm, yalnızca arkadaşlarımızın ne kadar onurlu işler yaptığının bir nişanesidir. Tarih bu hükmü böyle yazacaktır.”

Gezi, önceki kent, çevre ve ekoloji mücadelesi deneyiminin izlerini taşır

Kararın siyasi ve hukuksuz olduğunu belirten Ekoloji Birliği ise, Gezi eylemlerini ‘kentin ortak yaşama alanına, demokratik haklara sahip çıkma amacıyla, karar süreçlerine katılma isteğinin haykırıldığı, şiddetsiz muhteşem bir demokratik tepki hareketi’ olarak tanımladı.

Gezi’de, yirmi üç yıl önce kömürlü termik santrali engellemek için Konak’tan Aliağa’ya oluşturulan insan zincirinin, Türkiye ekoloji hareketinin başlangıcı olarak nitelendirebileceğimiz Bergama Köylü Hareketi‘nin; Artvin Carettepe’den Kazdağları’na, Munzur’dan Yuvarlakçay’a, Karadeniz’den Akdeniz’e ülkenin her yanında devam eden yaşam alanlarını yağma ve talandan koruma mücadelesinin izleri vardır.

Gezi Direnişi ruhu Akbelen’de, İçmeler mücadelesinde yaşıyor

Marmaris Ekolojik Mücadele Komisyonu, Atatürk Meydanı‘nda protesto gösterisi düzenledi. Protestoda, Gezi ruhunun Muğla‘da ekoloji direnişlerinde devam ettiği belirtilerek şu açıklama yapıldı:

“Muğla ve çevresinin nerdeyse yüzde 60’ı madenlere ruhsatlanmış durumda.Dün Gezi Parkı’nı rant kaynağı yapmak isteyen anlayış, bugün dünyada eşi benzeri bulunmayan denizlerimize, ormanlarımıza, koylarımıza, zeytinliklerimize saldırıyor.

İşte tam da bu nedenle, Gezi Direnişinin ruhu bugün, örneğin Marmaris’te İçmeler için verilen mücadelede ve Akbelen Ormanı’nda tutulan nöbette yaşıyor.”

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), İzmir Barosu önünde bir araya gelerek kararı protesto etti:

“Toplumsal bir hareketi yargılıyorsunuz. Bu yargılamanın amacı yurttaşların benzer olaylarda Anayasal haklarının kullanılmasını korkuyla engellemektir. Tutuklama kararınız haksızdır.”

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.