Dünyanın en büyük bakterisi keşfedildi: Bir santimetre uzunluğunda

Yaklaşık bir cm uzunluğundaki Thiomargarita magnifica, bilinen tüm diğer dev bakterilerden kabaca 50 kat daha büyük. Üstelik ilgi çekici tek özelliği boyutu değil.

Bilim insanları, çıplak gözle görülebilen dev bir bakteri keşfetti.

Candidatus Thiomargarita magnifica olarak adlandırılan bakterinin tek hücresi, ince ve tübüler olmasına rağmen, bir santimetreden daha uzun.

Karayipler’deki Guadeloupe mangrovlarında çürüyen yapraklar üzerinde yaşayan iplik benzeri bu bakteri, sülfürü oksitleyerek yaşaıyor ve bilinen diğer bakterilerden 50 kat daha büyük.

Biyolog Olivier Gros, bakterileri ilk olarak 2009 yılında Fransız Batı Hint Adaları‘ndaki Antiller Üniversitesi‘nde çalışırken Guadeloupe mangrovlarında buldu.

Gros, “Başlangıçta, mantar gibi bir şey olduğunu düşündüm; bakteri değil, belki bir ökaryot,” diyor. Keşfini mikroskop altında inceleyen Gros, bir ökaryota bakmadığını ve özel bir şey bulduğunu fark etti.

2018’de ABD California‘daki Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı‘ndan deniz biyoloğu Jean-Marie Volland, bakterileri daha yakından inceleyerek tek hücre olduğunun doğrulanmasına yardımcı oldu.

Araştırmacılar sonuçlarını Şubat ayında bir ön baskıda bildirdikten sonra şimdi de makaleleri Science’da yayımlandı.

Makalede, ‘çıplak gözle görülebilen bir bakteri olan Candidatus (Ca.) Thiomargarita magnifica bakterisinin oldukça karmaşık olduğu ve geleneksel bakteri hücresi kavramlarına meydan okuduğu’ belirtildi. Thiomargarita bakteri ailesinde başka türler de var, ancak en büyüğü sadece 750 mikrometre uzunluğunda.

Volland keşfi şöyle anlatıyor:

Başka bir bağlam içinde anlatmak gerekirse bu, Everest Dağı uzunluğunda bir insanla karşılaşmak gibi.

T. magnifica’nın, boyutundan daha ilginç özellikleri de var:  Diğer bakterilerde, genellikle sadece bir dairesel kromozom şeklinde hücre içinde serbestçe yüzen genetik materyal, T. magnifica’da genetik bilgi bu pepinlerin yüz binlercesinde saklanıyor. Bunların her biri, protein yapmak için DNA’dan gelen talimatları çeviren moleküler makineler olan DNA ve ribozomlar içeriyor. Pepinler toplu olarak genomun 700 bin kopyasına ev sahipliği yapar.

Pepinlerin hepsinin aynı genetik materyal, ribozom ve protein karışımını içerip içermediğini belirlemek için daha yakından bakılması gerekiyor.

Nature dergisine konuşan Washington Üniversitesi‘nden Petra Levin, keşfie dair şöyle diyor:

“Evrimi gerçekten küçümsememeliyiz, çünkü nereye gideceğini tahmin edemeyiz. Bu şeyin var olduğunu tahmin edemezdim, ama şimdi gördüğüme göre, evrimin bu noktaya kadar olan mantığını görebiliyorum.”

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR