EkolojiManşet

Dünya Kıyı Temizleme Günü’nde Van Gölü’ne akan kirlilik: Acilen bir çözüm gerek!

0

Her yıl dünyanın birçok ülkesinde, 19 Eylül Dünya Kıyı TemizlemeGünü‘nde eş zamanlı olarak kıyı temizliği yapılıyor. Kıyı Temizleme Günü kapsamında Van ÇEV-DER tarafından yapılan açıklamada Van Gölü’nün her gün daha da kirli bir yapıya sahip olduğuna dikkat çekilerek acilen kirliliğe karşı bir çözümün hayata geçirilmesi gerektiğine değinildi:

“Van Gölü’nün her gün kirletildiği, kirlilikle ilgili kirleten faktörlerin bilimsel tespitinin yapılması ve çözümlerin acilen hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu sorunların başında Van Gölü havzasındaki yerleşim yerlerinin tümünün kanalizasyon atıklarının, özellikle yerleşim alanlarında geçen akarsuların Van Gölü’ne dökülmesinin engellenmesi sağlanmalı.”

Van Gölü’nde kuraklık: Balıkçı tekneleri karaya oturdu 

‘Van Gölü her geçen gün biraz daha öldürülüyor’

Dere yataklarına yakın ahırların azot ve fosfor atıklarının Van Gölü’ne ulaştırmalarının önüne geçilerek acil çözümler üretilmesi gerektiğine değinilen açıklamada “Dünyanın en büyük felaketi olan küresel ısınmadan kaynaklanan problemlere bir nebze çözüm bulunması gerekirken yine yaşanan kirlilik ile en büyük değerimiz olan Van Gölü’nü her geçen gün biraz daha öldürüyor” denildi ve eklendi:

“Acilen ileri biyolojik arıtmaların yapılması, yapılanların da tekniğine uygun çalıştırılarak hiçbir gerekçe olmaksızın suların kirletmesine engel olunmalı.

Van Gölü’ne akıtılan irili ufaklı onlarca dere aracılığıyla denizimize akan suların filtrelenmesi evsel ve kanalizasyon atıklarından arındırılması gerek.”

Van Gölü’ne akan kükürtlü yer altı kaynaklı suların gölün eko-sistemine zarar verdiği için bu suların da arıtılması gerektiğinin hatırlatıldığı açıklamada Van Gölü’nün bir doğa harikası olduğu da yinelendi:

“Coğrafik yapısı nedeniyle doğa harikası olan 1726 rakımındaki Van Denizi, ilimiz ve bölgemiz için en büyük turizm getirisi ve istihdam kaynağıdır. 430 kilometre sınırı olan ve her metresinde ayrı güzellik taşıyan bu değeri maalesef yeterince koruyamıyoruz.”

‘Kıyıları ailelerinin dinlenme tesisi olarak kullanıyorlar’

Kıyıların doldurulduğu için kullanıma engel olunduğunun da aktarıldığı açıklamada “Yine makam sahipleri, yetkilerini kullanarak veya yasayı ihlal ederek (3621 Sayılı Yasa) kıyıları kendilerinin ya da ailelerinin dinlenme ve eğlence alanı olarak kullanıyor. Yasaların moloz, tel, çit, duvar dahi çekilmeyeceğini söylemesine rağmen bu alanların keyfi kullanıldığı görülüyor. İl sınırımız içinde bulunan Gevaş İnköy’den, Erciş’in Karatavuk Köyü’ne olan sınırda insanların ve canlıların suya erişimi engellendi. Kanun ile yasaklanmış olmasına rağmen yüksek duvarlar çekerek tel çitler örülerek kıyılar işgal edildi” ifadelerine yer verildi.

Van Gölü kıyısında yer alan sazlıkların, üreme alanları olması ve sazlıkların suyu filtre etme gibi özelliğine sahip olması, Van gölünün cankurtaranlık görevi olması gerçeği ile sazlık alanların korunması için, bu alanlara göl dolgusunun yapılmamasının son derece önem arz ettiğinin de dile getirildiği açıklamada şunlar aktarıldı:

“Küresel ısınmadan kaynaklı tehdit altında olan Van Gölü havzasının oksijen kaynağı olan bu doğanın bize bahşettiği değerleri korumalıyız.

Van Gölü’nün hafriyat döküm alanlarına açılması tüm belediyeler hafriyat yönetmenliklerine uyulması gerekmektedir. Sazlık alanlarda yol ve yerleşim yerlerinin imara açılmaması, hafriyat dökülmemesi için daha büyük hassasiyet içinde olmaları gerekiyor.”

“Yaz ayları başından bu yana gölde dip çamurunun temizlenmesi çalışmasının tamamen ‘algı çalışması‘ olduğunu ‘Üniversite ile Edremit ilçe çıkısına kadar sahilin 13.9 kilometre uzunluğunda olmasından anlıyoruz” ifadelerine yer verilen açıklamada sahil boyunca şuana kadar enlemesine 500 metrelik bir alanda sadece 200 metre derinlikte dip çamuru temizliği yapıldığı belirtildi.

30 Temmuz 2022’de Van Gölü sahilinin doğal sit, sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak tescili yapıldı. Açıklamada da söz konusu tescile ilişkin olarak “Van Gölü havzasına yaşayan vatandaşların ve STK’ların genelde tüm partilerin özel koruma kanunu çıkması gerektiğini belirtmelerine rağmen böylesi tuzaklar dolu bir uygulama ile kanunla Van Gölü’nün korunmasını bir yana bırakalım tam bir talan ve kirletme amaçlı yapılan uygulamaya dönüştü” denildi ve şunlar aktarıldı:

“Van gölü sahili için çıkarılan bu kanunla Van Gölü’nün imara açılması, sahilde beton santralleri, taş ocakları, evsel ve kanalizasyon atıklarının göle dökülmesi sanayi tesislerinin yapılması, kum ve çakıl ocakları uygulamalarının bu kanunla önü açıldı.”

Doğa savunucuları doğuda ekolojik tahribat bölgelerinde 

Van Gölü’nden çıkarılan dip çamurunun sahile, Erciş yolu ile üniversitenin olduğu yere döktüklerinin belirtildiği açıklamada yurttaşların kötü kokudan rahatsız olduklarına değinildi:

“Turist olarak ilimizi ziyaret eden yurtiçinden ve yurtdışından gelen misafirlerimizi bu korkunç koku eşliğinde misafir etmekteyiz. İkliminin turizme bu kadar elverişli olan ilimizde, kokudan burnunu kapatan görüntülerin olması her anlamda itibar ve imaj zedelenmesidir. Sadece ilimize gelen turistlerin değil aynı zamanda vatandaşlarımızın da yaşam kalitesi, yeterli tedbir alınmadığı için her anlamda her geçen gün düşmektedir.”

Açıklamada son olarak şu taleplere yer verildi:

  • Evsel atıklar ve kanalizasyonlara çözüm üretilerek denize ve yaşam alanlarına girmesi engellenmeli. Evde ayrıştırma yapılması, depoda ayrıştırma yapılması, geri dönüşümün sağlanması gerekmektedir.
  • Dip çamuru temizlenmesi acil bir ihtiyaç ama bu ilkel yöntemlerle yapılamaz. Denizin iç kısmından karaya doğru gemilerle iş makinesine bağlı bilgisayarla nerede ne kadar dip çamuru olduğu tespit edilerek çıkarılmalıdır.
  • Çıkan dip çamuru gerekli analizler yapılarak ortalık yere değil, bertaraf edilerek tamamlanmalıdır.
  • Van Gölü hem sodalı hem de tuzlu olmasından dolayı dip çamuru ne dolgu ne de bir gübre niteliği taşımıyor. Zehirli bir madde haline gelmiştir. Bu anlamda çıkarılan dip çamurunun ortalık yere dökülmesi ayrı bir vahşettir. Yapılan uygulama algı ve rant amaçlıdır.
  • Bizler sadece 19 Eylüll’erde kurum ve kuruluşları sembolik bir kıyı temizliği yaparak bu görevi gelecek yıla devretmeyi iş görmek olarak saymalarını kabul etmemekteyiz. Kıyı temizliğinin 365 gün boyunca asli bir görev olarak addedilmesi ve gereken tüm haysiyet ile yetkililer başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın kıyılarımızı temiz tutulmasını diliyoruz.

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.