Dünya’da petrol tüketiminde gelinen son nokta – Büşra Deler

Petrol tüketimi olmazsa dünyanın duracağı zannedilir. Aslında petrol tüketimi durduğu an dünya gerçekten nefes almaya başlayacaktır. Nedeni ise çok basit; petrol bir fosil yakıttır ve fosil yakıt denilince akla ilk gelen kavramlardan biri de sera gazıdır. Yani biz petrolü yaktığımızda atmosfere karbon salmış oluruz ve bu da küresel iklim değişikliğinin en temel sebeplerinden biridir.

Petrol kelimesi, Latince “kaya yağı” deyiminden gelmektedir ve petrolün oluşumunu şu şekilde tarif edebiliriz. Milyonlarca yıl önce, bugün bildiğimiz kara parçalarının çoğu denizlerle kaplıydı. Bu sularda sayısız bitki ve hayvan yaşıyordu. Bunlar ölünce kalıntıları dibe çöküp çürümüştü. Denizlere, ırmaklara çamur ve kum taşınıyordu. Taşınan bu çamurlar ve kumlar, bitki ve hayvan kalıntılarının üstünü bir tabaka halinde örttü, eski tabakalar daha derinlere gömüldükçe üstlerindeki ağırlığın giderek çoğalmasıyla oluşan basınç, bu tabakanın yeryüzünün merkezine yaklaşmasına neden oldu. Yeryüzünün merkezinden kaynaklanan ısı artışı,yavaş yavaş, milyonlarca yıl sonra ölü bitkileri ve hayvanları, petrol, ham petrol ve doğal gaz haline getirdi. Bu evreden sonra, üst katmandaki kaya sertleştikçe petrol ve gaz, yoğun kaya ve kum taşının sıkışmasıyla dışarı çıkıyordu. Petrol, sanılanın aksine yer altında petrol havzalarında birikmiyordu. Kumtaşlarının arasında ufak yerlerde birikiyordu. Örneğin, bir kovayı ağzına kadar kuru kumla doldurursanız, içine hala su koyabilirsiniz. Çünkü kum taneleri arasında suyun sığacağı daha pek çok yer vardır. İşte petrol de yeraltı kum taşında bu şekilde bulunur. Basınç altında kalan petrol, boşluklar arasına ve geçirgen ortamlara doğru göç eder ve rezervuar dediğimiz yerlerde birikir. Bazen de yer kabuğundaki çatlaklardan yüzeye sızıp, ufak havuzlar ya da katran çukurları meydana getirir.Yüzyıllar geçtikçe yerin kabuğu değişmiş, tabakalar değişmiş ya da kırılmış, denizler geri çekilmiş, dağlar oluşmuştur. Yaşlı deniz yatakları kum ve toprak haline gelmişti.Yerin kabuğunun hareketi bazı kaya tabakalarının kıvrılmasına neden olmuş ve bazıları kemer şeklinde bükülmüştü. Petrol ise içinden geçemeyeceği yoğun kaya engelleri ile kapanıncaya kadar hareket etmiş, böylece petrolün içinde toplandığı kapanlar oluşmuştur.

İnsanoğlu tarih öncesi çağlardan beri petrolü çeşitli amaçlar için kullanmıştır. Petrol 1850’li yıllara kadar Çin’de ve Mısır’da aydınlatma amaçlı kullanılmış, 16 Ağustos 1861 tarihinde, Amerika’nın Pennsylvania eyaletinde ilk düzenli petrol çıkaran kuyunun açılması ile birlikte, tam anlamıyla sanayileşmenin bir parçası olmuştur. Günümüzde ise petrol tüketimi şu şekildedir; 2006 yılı verilerine göre dünyada günde 86 milyon varil ham petrol tüketilmektedir. Bu ihtiyacın 2030 yılına kadar %37’lik bir artışla 118 milyon varile ulaşması beklenmektedir. Bu tüketimin %71’i ulaşıma harcanırken, %22’si ise endüstri için tüketilmektedir.

Bütün bu veriler, Dünya’nın Petrol konusunda geri dönülmez bir yolda olduğunu kanıtlar nitelikte. Peki ya biz bu noktaya nasıl geldik? Birkaç bin yıl geri dönelim, ektiğimiz ekinleri büyütmek ya da hayvanları beslemek için kullandığımız bütün enerji güneşten dünyaya gelenle sınırlıydı. Günümüzde ise binlerce yılda oluşan enerjiyi gözümüzü kırpmadan harcıyoruz. Modern yaşamın her küçük ayrıntısı dolaylı olarak petrolden yapılmaktadır. Cd’lerden plastik poşetlere,ilaçlardan bilgisayarlara…

İnanılmaz derecede kullanışlı bir madde olan petrolü, ona ihtiyacı olmayan bir toplum yaratmak için harcamak,yapılabilecek en akıllıca şeydir. Ama biz bunu yapmak yerine her gün onlarca milyon ton petrolü harcıyoruz. Birkaç on yıl sonra da gelecek nesillere kalmayacak şekilde harcamış olacağız. Sadece Nijerya’daki petrolün işlenmesini ele alırsak, bir senede açığa çıkan 70 milyon ton karbon bile, 10 milyon İngiliz evinin senelik salımından daha yüksek (işlendikten sonra kullanılmasından doğan karbon salımı hariç).

Peki tüm bunlara rağmen neden elektrikle çalışan arabaların yapımı zamanında engellendi ve Türkiye’de bu arabaların vergileri normalden daha yüksek? Sadece Türkiye değil dünyanın geneline bakacak olursak petrol şirketleri lobisinin, hazırlanan resmi küresel ısınma raporlarının değiştirilmesini sağladığını ve sigara içmenin sağlığa zararlı olmadığı konusunda toplumu ikna eden halkla ilişkiler şirketinin, petrol endüstrisi tarafından işe alındığını görürüz. Aynı şirket bugünlerde bizi iklim değişikliği konusunda şüpheler olduğuna ikna etmeye çalışıyor.

Alternatif, yenilenebilir enerji kaynakları 50 yıldır biliniyorken neden bu derece seyrek kullanılıyor? Çünkü petrol şirketlerini yönetenlerin, ülkemizi ve dünyayı yönetenler üzerinde sağlıksız bir etkisi var. Hatta bu günlerde dünyayı yönetenler bizzat bu petrol şirketlerini yönetenler.

 

Büşra Deler

Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Gençlerin iklim davası Anayasa Mahkemesi’ne taşındı

İklim aktivisti gençlerin Türkiye'nin ulusal katkı beyanının Paris Anlaşması ile uyumlu olmadığı gerekçesiyle açtığı ve Danıştay'ın reddettiği dava, AYM'ye götürüldü.

Aktivistler ‘nükleer genişlemeye’ karşı uluslararası ortak yanıt için buluşuyor

Nükleersiz Asya Platformu bileşenleri, iklim değişikliğine bir yanıt olarak nükleer enerjinin öne çıkarılmasına karşı uluslararası bir webinarda buluşacak.

Trump fosil yakıt endüstrisi CEO’sunu enerji bakanı olarak seçti

ABD'nin enerji bakanı adayı Chris Wright, iklim krizinin olmadığını ve insanları yoksulluktan kurtarmak için daha fazla fosil yakıt üretilmesi gerektiğini düşünüyor.

Ekim ayında yağışlar yüzde 46 azaldı

Ekim ayı yağışları Ege'de son 40, Marmara'da son 23 yılın en düşük seviyesine indi. Yağışlar normaline göre yüzde 46, geçen yıla göre yüzde 27 azaldı.

Son 1.5 yılda 1.200’den fazla metan sızıntısı bildirildi: Sadece 15’ine müdahale edildi

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın saptamasına göre en fazla metan bulutu gözlenen ülke Türkmenistan. Onu ABD ve İran izliyor.

EN ÇOK OKUNANLAR