Doğa MücadelesiManşet

Doğa korumacı Tansu Gürpınar: 10 bin yıl önce Anadolu’nun yüzde 70’i ormanlarla kaplıydı

0

İstanbul, Karaköy’de bulunan İstanbul Politikalar Merkezi’nin düzenlediği “Doğa ve İklim Söyleşileri” dizisinin ilk konuğu Tansu Gürpınar oldu.

Dün (20 Kasım) gerçekleşen ve moderatörlüğünü Ümit Şahin’in üstlendiği, iklim mücadelesiyle doğa koruma alanını birleştiren etkinlikte Tansu Gürpınar, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nde görev yaptığı yıllardaki çalışmalarından ve yaban hayvan türlerinin korunmasına yönelik gerçekleştirilen projelerden örnekler verdi.

“İskender askerleriyle giremediği yerlerde ormanları yakıp kentleri fethedermiş”

Konuşmasında yaşadığımız coğrafyanın ekolojik olarak tarihsel arka planını anlatan Gürpınar, bundan 10 bin yıl önce Anadolu’nun yüzde 70’inin ormanlarla kaplı olduğundan bahsetti. Aslan, kaplan, çita ve leopar gibi dünyanın en büyük kedilerinin 4 örneğinin bizim topraklarımızda yaşadığını söyleyen Gürpınar, Türkiye’ye özgü bir tür olan son leoparın 1974 yılında Ankara Beypazarı’ndan vurulduğunu ifade etti. Tansu Gürpınar, Anadolu’daki doğa tahribatının bu uygarlığı yıkmaya gelmiş topluluklar tarafından tahrip edildiğini ise şu sözlerle anlattı:

“Asurlular ve Urartular arasındaki savaşta Asurlular Urartu Ordusu’nu yıkınca esir alıyorlar. Asur kitabesinde günümüzdeki Van ve çevresinde “Saz kadar sık ormanlarını kestik” yazıyor. Bu yüzden Yukarı Fırat havzasında erezyon başlıyor. Asurluların Urartu topraklarında yaptığı orman tahribatı budur. Pers İmparatorluğu da Çanakkale Boğazı’nı onbinlerce ağaçtan yapılan kütüklerle geçmiştir. O tarihte İskender’in şehirleri nasıl fethettiğine dair fazla ayrıntı yok. İskender askerleriyle giremediği yerlerde ormanları yakıp kentleri fethedermiş. Savaşlar yüzünden Anadolu’da tahribat artmıştır.

Ormanlar için ferman çıkaran hükümdarlardan biri Fatih Sultan Mehmet’ti. Tarihimiz anlatılırken uygarlıkla ilgili bölümler fazla anlatılmıyor. 550 yıl önceki İstanbul’u düşünün. Haliç’in erezyonla dolmaması için; iki akarsuyun havzasında bina inşa edilmemesini, tarım yapılmamasını ve hayvan otlatılmasını yasaklamıştır.  ‘Ormanlarda bir dal kesenin başını keserim’ sözü Fatih Sultan Mehmet’e aittir.”

“Devlet Su İşleri ile en büyük mücadeleyi Sultan Sazlığı ile verdik”

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi mezunu bir botanikçi, zoolog ve jeolog olan Gürpınar, Türkiye’de “kuş cenneti” olarak tanınan ilk alan olan Manyas Gölü Kuş Cenneti Milli Parkı’nın 1969-1973 yılları arasında yönetimini üstlenmişti. Görev yaptığı dönemde yaban hayatını korumaya yönelik yoğun önlemler almakla kalmamış, yeni kuş türlerini çekebilmek için gerekli olan doğal yaşam alanlarını geliştirmişti. Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin kurucuları arasında yer alan Gürpınar, sulak alanların ve canlı türlerinin korunması alanında nasıl mücadele ettiklerini katılımcılarla paylaştı.

“1960’ların ilk yarısında türleri tehdit altında olan hayvanları korumaya başladık. Yaban koyunu bunlardan biriydi. Yaban koyunlarından 40 tane Konya’da kalmıştı. Onların korunmasını sağladık. Türkiye’de biyolojik üretimin en yüksek olduğu yer olan Eber Gölü kurudu. DSİ (Devlet Su İşleri) gölü besleyen akarsu üzerine bentler yaptı. DSİ ile en büyük mücadeleyi Sultan Sazlığı ile verdik. Tüm coğrafyanın en büyük kuş noktalarından biriydi. Sulak bir alanı kurutup tarım alanına çevirdiğinizde üretimi 3’te 1’ine düşürüyorsunuz. Mesela Manyas Gölü Kuş Cenneti Milli Parkı dört kez Avrupa Konseyi tarafından en iyi korunan ve yönetilen alanlara verilen A sınıfı diploma ile ödüllendirildi.”

“Kaliforniya yangınlarını söndürürken oluşan ölü örtü yüzünden artık tohumlar toprağa ulaşamıyor”

Türkiye’de iklim değişikliğinin ilk kez 1967’ye kendisine bahsedildiğini aktaran Gürpınar, meselenin gündeme gelmesinin 1992’yi bulduğunu ifade etti. İklim değişikliğinin iklim olaylarının şiddetini artırdığını anlatan, örnek olarak da yakın zamanda Bodrum’da yaşanan sel felaketini ve Kaliforniya yangınlarını gösteren Tansu Gürpınar, insanın doğanın işleyişine müdahalesinin her zaman doğru sonuçlar doğuramayabileceğine, ABD’lilerin yangınlarla ilgili yeni fark ettikleri bir durumu anlatarak dikkat çekti.

“Kaliforniya’da son 6 yıldır ciddi bir kuraklık yaşanıyor.  Ağaçlardan düşen tohumlar toprakla buluşup yeni fidanların oluşmasına yol açıyordu. Kaliforniya yangınlarını söndürürken oluşan ölü örtü yüzünden artık o tohumlar toprağa ulaşamıyor. Doğanın işleyişine müdahale etmemek için buradan çıkacak bir ders.”

Söyleşi Gürpınar’ın Türkiye’nin dört bir yanındaki göllerde çektiği fotoğraflardan oluşan video gösterimiyle sona erdi.

Doğa ve İklim Söyleşileri, farklı konuşmacılarla, iki ayda bir devam edecek.

Konuşmanın canlı yayın kaydına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz

“Doğa ve İklim Söyleşileri” dizisinin ilk konuğu doğa korumacı Tansu Gürpınar

 

Haber: Merve Damcı

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.