Doğa Derneği, Gezi Parkı Direnişi’nin önce ülke içinde hemen akabinde de dünya çapında yayılmasının fitilini ateşleyen 31 Mayıs sabah 05:00’teki polis saldırılarının yaşandığı gün, “Köklerimizi Vermeyeceğiz” başlıklı bir “Taksim Manifestosu” yayınlandı.
Hatırlanacağı üzere şu anda tüm dünyanın gözünü Türkiye’ye çevirmesine yol açan olaylar dizisi 27 Mayıs akşamı 22:30’da Gezi Parkı’nı gözlerden ırak yok etmek isteyenlere karşı Gezi Parkı Nöbetçilerinin park içinde kamp kurması ile başlamış. Tamamı ile barışçıl gösterilere peşpeşe iki gün sabah 05:00’de aşırı şiddetli polis saldırılarından sonra ise dalga dalga yayılmıştı.
Doğa Derneği’nin, Taksim Manifestosu’nun tam metni,
“Köklerinizi Vermeyeceğiz!
“Size göre bu dünya kendi haliyle güzel değil. Amacınız onu yeni baştan inşa etmek.
Bizse doğanın insanlarıyız. Dünyamızı sırf var olduğu için, var olduğu gibi seviyoruz.
Siz bilimi ve vicdanı birbirinden ayırdınız. Öyle olduğu için bizi inandırmaya çalıştığınız gerçeklerin hepsi ölü.
Bizim için doğru, vicdanımızın sesi ve doğanın kendisi, doğası ve vicdanı öldürülmüş biliminiz değil.
Siz bir tohumun patentini alıp satmaktan hoşlanıyorsunuz. Bizse tohumun filiz vermesini izlemekten.
Sizin hayallerinizde gökdelenler ve alışveriş merkezleri var. Bizim hayallerimizde ise ağaçlar ve doğa.
Siz derelerin boşa aktığına inanıyor, üzerine barajlar kuruyorsunuz. Biz onları yaşam enerjimiz kabul ediyoruz.
Sizin için hayat kapalı odalarda ve televizyonda. Biz meydanları, zeybeği, halayı, horonu, sanatı ve birbirimize sımsıkı sarılmayı seviyoruz.
Sizin mutlu olmak için fethetmeniz, savaşlar kazanmanız, insanlara diz çöktürmeniz gerek.
Bizim evimiz ise bütün dünya. Onunla birlikte döndükçe ve savruldukça mutluyuz.
Yeryüzünün tüm renkleri, ayrılmaz bir parçamız. Doğadan geldik, doğaya gidiyoruz.
Ne tuhaf ki, bunca farka rağmen, ne kadar çabalasanız da bizden kopamıyorsunuz.
Borularınızdan fışkıran tazyikli suyu, boşa akıyor dediğiniz derelerimize borçlusunuz.
Üzerimize sıktığınız gazın biberi, kapatmaya çalıştığınız köylerimizde üretildi.
Parklar, ormanlar, ağaçlar olmasa, alacak tek bir nefesiniz yok.
Anlayacağınız, hakikatte siz biz yok.
Taksim ise artık sadece Taksim değil.
Taksim, tüm Anadolu. Hasankeyf, Loç, Alakır, Sinop, Karadeniz, Burdur.
Taksim, tüm dünya. Amazon, Ganj, kutuplar ve Afrika.
Ve konuşan biz… Artık biz değiliz. Dünyanın ta kendisiyiz.
Ağacı betonla, insanı dumanla, vicdanı güçle örtseniz dahi, biz sizin için de buradayız.
Sizin kökleriniz, aslında bizim renklerimiz.
Renklerimizi vermeyeceğiz!
Köklerinizi vermeyeceğiz!
Taksim Manifestosu, 31 Mayıs 2013
Doga Derneği”
(Yeşil Gazete)