Dina kadınlarından, kadınlara şarkılar

Çok sesli, çok renkli, çok çalgılı, bol kahkahalı, bazen de ağıtlı onların müziği.

Mitolojide, dünya yaratıldığında insanlara yetmiş dilde konuşmayı öğreten melek diye bilinen Dina’dan geliyor isimleri.

Fotoğraf: Şebnem Göksel Özer

Dünyanın farklı yerlerinde, farklı zamanlarda benzer hisleri, aşkı, acıyı, sevinci, kederi, gitmeyi, özlemi,  bir şeyleri değiştirebilme cesaretini yaşayan kadınların sesini ve sessizliğini saklayan ezgileri paylaşıyor Dina Ensemble, şarkıların arasına ‘kadın’la barış’ dileğini katıp sokağa çıktığından beri.

Farklı kültürleri müzikle anlamak,  dil, din, ırk, cinsiyet farkı üzerinden çizilen sınırların ötesinde bırakılanlara enstrümanla dokunmak, kadın cinayetlerine, tacize, şiddete, toplumsal cinsiyet düzenine, baskıya, ayrımcılığa karşı müziğin iyileştirici, birleştirici gücüyle ses çıkarmak, o sesi çoğaltmak için Çanakkale’de buluşan kadın müzisyenlerin yaşadığı ve anlattığı, yine kadının hikayesi…

Fotoğraf: Mehmet Şakir Arslan

Çiğdem Ergun Güvenç, Feryal Günal, Dilan Özgün, Tuğçe Temir, Aslıgül Şahiner, Bircan Katırcı ve Zerin Uydu ile yoluna devam eden Dina Ensemble, iki yıl önce, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nde Çanakkale’deki kadın yürüyüşünden sonra ilk kez sahneye çıktığından bu yana, sokakta, dayanışma buluşmalarında, kadın eylemlerinde ve davet aldıkları konserlerde buluşmayı sürdürüyor kadınlarla.    

Fotoğraf: Semra Canbulat

Türkçe, Zazaca, Gürcüce, Rumca, Lazca, Makedonca, Ermeni, Azeri ve Ladino dillerinde söylenen şarkılarla ortaklaşıyor hikayeler, diller, hisler, yan yana…

Fotoğraf: Mehmet Şakir Arslan

Bir de geçen 8 Mart’ta, kadınları sokağa çağırmak, erkeklere her yerdeyiz ve canımız nasıl isterse öyle yapar, öyle yaşarız demek için şarkı yaptılar, “Çık sokaklara”.

Dina kadınları bu yıl da sahnedeydi 8 Mart’ta. Çanakkale’de, Ece Ayhan Evi’ndeki ‘Kadınlardan Kadınlara Şarkılar’ konseri öncesi, sayıca gittikçe artan dinleyicilerini şu sözlerle selamladılar: “Dünyanın yarısını oluşturan, yaratan, üreten, eyleyen,  emek veren biz kadınların günü.  Yüzyıllardır susmamız, oturmamız, boyun eğmemiz, hayatı seyretmemiz istendi. Bugün her yerde olduğumuzu, her şeyde emeğimizin olduğunu, yaşamı, umudu, hayal etmeyi, dayanışmayı bırakmadığımızı, susmadığımızı, boyun eğmediğimizi  bir kez daha hatırlamak ve hatırlamak için bir aradayız.”

Fotoğraf: Mehmet Şakir Arslan

“Ne çiçeğim ne de ‘bağyan’, kadınım ben ayan beyan. Tutkun aşkın sende kalsın, çek elini hayatımdan” diye başlayan, kadınların çok sevdiği şarkıları Çık Sokaklara ile onları bağıra çağıra sokaklara çağıran Dina Ensemble, Yeşil Gazete aracılığıyla, Dina’nın ve kadınların müzikte, sokakta, her yerde olduğunu ve olmaya devam edeceğini bir kez daha vurguladı:

“En başından beri söylediğimiz gibi, kadınlar hayatın her alanında ve sanat alanında da yok sayıldıkları halde varlar. Biz yola çıkmadan önce, kadın ve müzisyen olmaktan aldığımız güçle “en iyi bildiğimiz şey müzik yapmak ” diyerek bir araya geldik. Kadın ve sanat mücadelesinin içinde bu duruşla var olmaya uğraştık. Kadınlar bal gibi müzik de yapabilirler. Tüm kadınları bulaşıkları bir kenara bırakıp çalgı çalmaya davet ediyoruz. Yaşasın kadın, yaşasın müzik.

 

Güneş Dermenci

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR