ManşetRöportaj

Dilek Özkan: “Seçim anketlerine göre Syriza oylarını şimdiden %10 artırdı.”

0
Dilek Özkan

Syriza’nın Yunanistan’daki seçim başarısını Türkiye Yeşilleri’nin eski uluslararası koordinatörlerinden, Yeşil Gazete yazarlarından Dilek Özkan‘la konuştuk. Uzun süredir Yunanistan’da yaşayan ve doktorasını yapmakta olan Dilek Özkan, yakından takip ettiği Syriza’nın başarılı olacağına inanıyor.

Dilek, sen uzun zamandan beri Yunanistan’da yaşıyorsun? Ne kadar oldu? Bildiğim kadarıyla Syriza’nın yükselişi dönemine bire bir tanıklık ettin. Birkaç yıl önce Syriza’nın iktidar olacağını bekler miydin? Çevrende bunu ciddi olarak tahmin eden var mıydı? Ya da ne zamandan beri bu ciddi bir olasılık olarak konuşuluyordu?

Dilek Özkan

Dilek Özkan

Ekim 2008’den beri Atina’da yaşıyorum, yani 6 yıldan biraz fazla oldu. Doğru, Yunanistan’ın en belki de en sancılı sürecine tanıklık ettim. Özellikle Aralık 2008 Alexis’in öldürülmesiyle başlayan toplumsal hareketlilik, pek kişiyi olduğu gibi beni de etkilemişti. Ardı arkası kesilmeyen eylemler, grevler, işgaller derken bu süreçte Syriza’nın her yıl biraz daha oylarını arttırdığına şahit olduk. Ben Syriza’yı 2009 ve 2012 genel seçimlerinden beri yakından izliyordum. Aslında 2012 Mayıs ve Haziran’ın da Syriza iktidara göz kırpmıştı, seçimlerden 3 puanlık farkla ikinci parti olarak çıkmayı başarmıştı. 2014 yerel seçimleri, ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonraysa, artık Syriza’nın bir sonraki seçimlerde iktidar olacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu. Cumhurbaşkanı krizinden önce yapılan seçim anketleri de Syriza’nın birinci parti olacağı sinyallerini veriyordu. Bence, aslında 2012 seçimlerinde de, özellikle ikinci turda “Syriza gelirse Yunanistan Euro bölgesinden çıkar, bankalara ve mevduat hesaplarına el konur” gibi karalama kampanyaları etkili olmuştu. Bu sefer de yine aynı kampanyayı yürütmelerine rağmen, başarılı olamadılar. Syriza’nın “Yunanistan değil, Avrupa değişmeli” söylemi daha etkili oldu. Kısacası, benim gibi, bir kesim Syriza’nın gelişini bekliyordu; bir kesimse gelme ihtimaline karşı çoktan banka hesaplarını boşaltmıştı. Çok büyük sürpriz olduğu söylenemez, ama yine de herkes de bir şaşkınlık yarattığı bir gerçek. Sonuç olarak, 1950’den beri radikal sol söylemi olan bir parti Yunanistan’da iktidara gelmemişti.

 

“Yunan gençleri diğer Avrupa ülkelerine yöneldi”

Yunanistan’da hayat nasıl? Ekonomik kriz günlük yaşamı ne kadar etkiliyor? Krizden sonra hayatınızdaki en önemli değişiklikler ne oldu?

15 yaşındaki Alexis 7 Aralık 2008'de Atina'da polis tarafından öldürülmüştü

15 yaşındaki Alexis 7 Aralık 2008’de Atina’da polis tarafından öldürülmüştü

Ekonomik kriz sonrasında Yunanistan’a dayatılan neo-liberal politikalar maalesef en çok çalışan emekçileri, orta alt sınıfı, emeklileri ve gençleri etkiledi. Biliyorsunuz, ilk olarak maaşlara ve vergi sistemine el attılar, önce ikramiyeler kalktı, sonra maaşları düşürdüler. İşten çıkarılmalar, yer değiştirmeler derken özellikle devlet memurları bu süreçten en çok etkilenenler oldu. Elbette özel sektör de krizi fırsata dönüştürüp, daha çok sömürü imkanları geliştirmekten geri kalmadı. Yunan gençleri, iş ve eğitim olanakları için diğer Avrupa ülkelerine yöneldi, özellikle Almanya, İsviçre, İngiltere bunlar arasında öncelikli tercih edilen ülkeler oldu. Yerel şirketler, dükkanlar, mağazalar kapandı, yerlerini özellikle yeme-içme sektörünün çok uluslu şirketleri almaya başladı. Eğitim ve sağlık sistemi muhtemelen en çok hırpalananlar arasındaydı. Gerçekten akıl almaz yöntemlere başvurdular, diğer Avrupa ülkesiyle alakası olmayan politikalar uygulandı her alanda.

Syriza’nın iktidara gelmesi şimdiden bir şeyleri değişitirdi mi? Kamuoyunda, basında, günlük hayatta, okulda örneğin, ya da sokakta nasıl bir hava var?

Garip ama sanki daha olumlu bir atmosfer oluştu seçimler sonrasında. Syriza’ya daha kuşkuyla yaklaşanlar, oy vermeyenler dahi Tsipras ve ekibinin hemen kolları sıvayıp çetin bir pazarlık sürecine giriştiğini görünce fikirlerini değiştirdi. Hatta bu hafta yapılan son seçim anketlerinde Syriza’nın oylarını %10 daha artırdığı ortaya çıktı. İnsanlar umutlu, daha önce Nea Demokratia ve Pasok seçmeniyse Tsipras’ın bu iki haftada başardıklarını, 5 yıldır yapamadıklarından dolayı oldukça sinirli ve kızgın. Tsipras’ın halkçı söylemi sempatizanlarını artırıyor, Ekonomi Bakanı Varoufakis’in Avrupalılar karşısındaki karizmatik ve alaycı üslubu da Yunanlıların zedelenen gururunu okşuyor. Bu pazarlıktan ne şekilde dönerlerse dönsünler, geniş bir kesim tarafından daha şimdiden başarılı olacakları inancı yerleşmiş durumda. Henüz pratikte çok bir şey değişmiş değil, hükümet çalışmalarına bu hafta başlayacak ama öncelikli mesele ekonomi.

 

“Anarşistlerden de Syriza’ya oy verenler oldu”

Peki Yunanistan’daki taban hareketleri, anarşist gruplar vb. Syriza’ya nasıl bakıyor? Beklentileri nasıl? Yunanistan’da bir dönem Gezi benzeri ciddi toplumsal olaylar çok yaygındı, biliyoruz. Bu hareketlerin içindeki aktivistler bugün Syriza içinde mi, yoksa arada bir açı var mı sence? Ayrıca iktidar olma durumu neleri değiştirebilir?

Yunanistan başbakanı Alexis Tsipras

Yunanistan başbakanı Alexis Tsipras

Elbette, diğer hükümetlerden farklı olacakları umut ediliyor. Bildiğim kadarıyla, anarşist ya da otonom örgütlenmeler arasından da bu seçimlerde Syriza’ya oy verenler oldu. Genel olarak, önceki hükümetlerin aksine demokratik haklar konusunda da saygılı ve dikkatli olmaları bekleniyor. Hükümet açıkladığı programında özellikle göçmen sorunlarına el atacağını vurguladı. Bu önemli bir gelişme. Yunanistan’da doğan göçmen çocuklarının vatandaşlık hakkı elde edememesi önemli bir sorundu, bunun çözüme kavuşacak olması olumlu karşılanıyor. Bunun haricinde, hükümetin Avrupalı ortaklarıyla yeniden masaya oturma pazarlığını desteklemek adına geçen Perşembe günü ikinci defa on binlerce kişi hükümet binasının önünde boy gösterdi. Bu herhalde daha önce görülmemiş bir durum. Yıllardır hükümet politikalarına karşı seslerini duyurmak için sokaklara dökünen kesim bugün destek için oradaydı. En çok da kadınlar, Syriza’nın ev kadınlarının üstündeki ekonomik yükü azaltmak adına verdiği vaatler azımsanacak gibi değil. Bazı kesimlerle arada bir açı var elbet. Bunlar şimdiden Syriza’nın ve hükümetin açığını bulma yarışına giriştiler bile; ama Syriza’nın başarısız olması durumunda yerine gelebilecek ihtimalleri kimse düşünmek bile istemez herhalde.

Biz uzaktan, hele ki Türkiye gibi gün geçtikçe olmayan demokrasisini de kaybedip hem piyasa köktenciliğine, hem de tek adam rejimine gömülen bir ülkeden bakınca, bu kadar neoliberalizm karşıtı bir program ve bu kadar özgürlükçü söylemler görmekten heyecan duyuyoruz. Hatta belki biraz fazla heyecanlanıyor bile olabiliriz. Sen yıllardır Yunanistan’da yaşayan ama burayı da iyi bilen bir Türkiyeli olarak Syriza’nın programındaki en önemli konuların neler olduğunu düşünüyorsun? Seni en çok neler heyecanlandırıyor? Hangi konular seni ikna etmiyor?

Çok doğru biraz fazla heyecan görünüyor, ama sadece Türkiye’den değil. Şu anda Syriza, en çok da Tsipras genel olarak yurtdışındaki basın tarafından yakinen takip ediliyor. Bunu doğal karşılamak gerekiyor, Avrupa politikası uzun süredir sağ ve merkez sağ partilerin hegemonyası altında. Syriza’nın bu anlamda ayrık otu gibi çıkıvermesi herkesi heyecanlandırdı, uzun süredir iktidara göz ucuyla dahi bakmayan sol partileri de umutlandırdı. Syriza şu anda ekonomiye ve Avrupa Merkez Bankası ve IMF’yle olan ilişkisine odaklanmış durumda. Önümüzdeki günlerde bu konuda ciddi adımlar atmaları bekleniyor. Gerçekten de bu mesele herkesi ilgilendiriyor, çünkü son 5 yıl içerisinde, genel olarak maaşlarda %30’un üzerinde kesintiye gidildi, emekçi kesimin üzerindeki vergi yükü azalması gerekirken daha da arttı, işsizlik oranları zaten malum. Bu anlamda, Syriza’nın bu konuda atacağı en ufak adım olumlu karşılanacaktır.

Bir Türkiyeli olarak bakınca, Yunanistan sosyal haklar ve insan hakları gibi konularında zaten bizden çok öndeydi. Ama beni özellikle bu ekonomik krizin ve neo-liberal politikaların beslediği ırkçılık söylemle ortaya çıkan ‘Altın Şafak’ partisinin yükselişi endişelendiriyordu. Son seçimlerde de oylarını korudukları görüyoruz. Bu anlamda, Syriza’nın programında başarılı olması, ekonomik kriz nedeniyle radikal sağa sürüklenen seçmene daha bilinçli tercihler yapma şansı verebilir. Irkçı ve neo-nazi söylemlerinin beslendiği kaynaklar ve örgütlenmeler ortaya çıkarılabilir, deşifre edilebilir. Göçmen hakları konusuna ağırlık verilebilir ve göçmenlerin bürokratik engellerden dolayı yaşadığı sorunlar giderilebilir.

Benim heyecanla beklediğim gelişme ise önceki hükümetlerin Yunanistan’ın doğal zenginliklerinin özelleştirmesi ya da satışıyla ilgili anlaşmaların feshedilmesi. Biliyorsunuz, Pire limanını Çinliler alıyordu, ama süreci dondurma kararı aldılar. Umarım Eldoradagold’un, Selanik yakınlarında, Halkidiki bölgesinde işlettiği altın madenine de el atarlar. Syriza’nın verdiği sözleri yerine getirip getiremeyeceğini zaman gösterecek, ama ben bu konuda samimi olduklarına inanmak istiyorum.

 

“Syriza başarılı olacak”

Syriza’nın seçim başarısı seçimlere Syriza ile birlikte katılan Yeşlilleri de doğrudan iktidar ortağı yapmış oldu. Bir milletvekili ve bir de çevre bakan yardımcısı çıkardılar. Sence Yeşiller’in ve yeşil oyların bu başarıda payı oldu mu? Syriza’ın programında ekolojinin payı ne? Yeşiller’in bu anlamdaki katkısı ne oldu?

Neyse ki, bu sefer Yeşiller Partisi Syriza’yla ortaklığa oturdu. Yeşiller partisinin oyu geçen seçimlere kadar mecliste temsil edilme barajı olan %3 civarındaydı. Ancak, bir önceki seçimlerde oy oranlarını ciddi biçimde kaybettiler. Muhtemelen o zaman Syriza’yla birlikte girmiş olsaydılar, Syriza iki yıl önce iktidar olacaktı. Yeşillerden seçilen kişi tanıdığımız, sevdiğimiz bir isim. Bu anlamda Yunanistan ve Türkiye’yi ilgilendiren ekolojik meselelerle Türkiye Yeşilleriyle ortak hareket edeceğinden eminim.

Syriza’nın bir sağ partiyle koalisyon kurması eleştirildi bu arada. Bu konu orada nasıl ele alınıyor? Sen ne düşünüyorsun, Bağımsız Yunanistan Partisi Syriza’nın ilerici programında gedik açabilir mi?

Bu konu üzerinde daha önce de yorum yapanlar olmuştu, dolayısıyla ben de aynı argümanı destekleyeceğim. Yunan parlamentosuna giren partilere baktığımızda Syriza’nın koalisyon yapabileceği tek parti, ne yazık ki daha önceki seçimlerde Nea Demokratia (Yeni Demokrasi)’den ayrılarak Kamenos’un etrafında toplanan Bağımsız Yunanlar Partisi’ydi. Her ne kadar merkez sağda yer alan bir parti olsa da Syriza’yla tek buluştukları nokta, ‘kemer sıkma’ politikasından feragat etmekti. Syriza seçimlerden hemen sonra Komünist Partisi’ne yeşil ışık yaktıysalar da bunun geri dönüşü olmadı. Yunan Komünist partisi (KKE) NATO’dan ve AB’den çıkmayı şart koştu. Kaybedenler kulübü olarak Yeni Demokrasi ve Pasok’la da koalisyon düşünülemezdi. Seçimlerin arifesinde medya destekli bir hareket olarak, aslında Syriza’nın oylarını bölmeyi hedeflerken Yeni Demokrasi’nin oylarını tırtıklayan Potami (Nehir) de hiç güvenilir bir ortak olmayacaktı. Dolayısyla tek seçenek Kamenos’un partisiydi. Tabii şimdilik sorun çıkarmayacak bir ortak olarak görünse de, yine de tetikte olmakta fayda var.

Syriza başarılı olacak mı, ne dersin?

Bu çok iddialı olacak ama evet, ben başarılı olacaklarına inanıyorum. Vaat ettiklerini her alanda olmasa da imkanları zorlayarak başaracaklarını düşünüyorum. Belki hemen olmayacak ama uzun vaade de fark yaratacaklar.

Röportaj: Ümit Şahin (Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.