DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı, Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki‘ye iklim değişikliği hedeflerini sordu.
Evrim Rızvanoğlu TBMM’ye Özhaseki’nin yanıtlaması talebiyle ilettiği soru önergesinde “Türkiye’nin küresel iklim diplomasisi içerisinde yer edinebilmesi için hangi adımlar atılıyor? Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı‘nda (COP27) sunulan Ulusal Katkı Beyanı‘nın (NDC) Türkiye’nin bu alandaki konumuna etkisi nedir?” diye sordu.
Türkiye‘nin Akdeniz Havzası‘nda yer aldığından dolayı iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olduğunun altının çizildiği soru önergesi metninde şunlara yer verildi:
“İklim değişikliği, ekosistemimizi, insan sağlığını, su ve gıda krizini, ülke güvenliğini ve hatta nesiller arası adaleti ilgilendirdiğinden dolayı, küresel işbirliğini zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle, ülkemizin küresel iklim aksiyonlarına etkili katkılar sunarak iklim kriziyle küresel mücadele konusunda atacağı adımlar önemli hale gelmektedir.”
Önergede ayrıca Almanya‘da gerçekleşen yıllık Bonn iklim görüşmelerine de değinilerek bakanlık yetkililerinin Türkiye’nin 2026 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP31) görüşmelerine ev sahipliği yapmayı ‘isteyeceği’ yönündeki açıklamalarına işaret edildi:
“COP31’e ev sahipliği yapılmak istenirken, COP27 sürecinde Bakanlığınız tarafından sunulmuş olan NDC ile ilgili eksikliklerin dikkate alınması önemlidir. Bu eleştirileri şöyle sıralayabiliriz;
Bakanlığınızın 2030 yılına kadar ‘sera gazı emisyonlarını referans senaryoya göre artıştan yüzde 41 azaltma hedefi‘, Paris İklim Anlaşması‘nda belirlenen endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2 derecenin olabildiğince altında (mümkünse 1.5 derece seviyesinde) tutulması hedefi için yeterli değildir.
Ayrıca hedef belirlenirken ‘mutlak emisyon azaltım‘ ilkesine göre düzenlenmesi gerekirken, toplam emisyonların 2020 seviyesine göre yüzde 32 artırılmasına izin veren ‘artıştan azaltım’ metodolojisi uygulanmıştır.
Ancak bu durum ne Paris İklim Anlaşması’nım küresel emisyonları yüzyıl ortasına göre net sıfırlama gerekliliğiyle, ne de 2021 yılında Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye için açıklanan 2053 net sıfır emisyon vizyonu ile uyumludur.”
Rızvanoğlu’nun soru önergesinde ayrıda enerji sektörünün sera gazı emisyonundaki payına da dikkat çekildi:
“Enerji sektörü sera gazı emisyonlarının önemli bir kısmından sorumludur ancak; Bakanlığınızın hedefi bu sektörden kaynaklanan emisyonları azaltmaya yönelik yeterli bir önlem içermemektedir.
Ülkemiz yanlış azaltım uygulamalarından kaçınmalı, daha iddialı hedefler belirlemeli, mutlak emisyon azaltımına odaklanmalı, enerji sektöründe kapsamlı önlemler almalı ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelik politikalar benimsemelidir. Söz konusu adımlarla daha etkili bir katkı sağlanabilir ve küresel iklim hedeflerine daha yakın bir şekilde ilerlenebilir.”
Önergede şu sorulara yer verildi:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…