Sivas, Yıldızeli ilçesine bağlı Avcıpınar Köyü’ne 10 Şubat’ta maden ocağı ve atık tesisi için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildiği duyuruldu. ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildiğinde tarih 8 Şubat 2023’tü; 10 ilde enkazda kalan vatandaşların yardım çığlığı attığı ancak yeterli ekip olmadığı için henüz kurtarılmadığı gündü. Hemen hemen herkesin gündemi enkaz altında kalan vatandaşların kurtarılmasıyken, deprem bölgesine yakın bir bölgede altın da dahil birçok madenin çıkarılması için böylesi bir karar verilmiş olmasının nasıl hissettirdiğini sorduğumuz Avcıpınar Savunması‘ndan Kaya Tanış, şunları söylüyor:
“Karşımızda bir düşman var bizim. Karşımızdaki düşman da devlettir. Bunun başka bir açıklaması olamaz. ‘Büyük felaket’ diye anılıyor ama aslında felaket falan değil deprem, büyük bir zulüm. İktidarın yaptığı bir şey aslında. Zulmü devam ettirmeye o kadar meyilli ki 6’sında deprem oluyor ama dört gün içerisinde birdenbire depremin çok yakınındaki bir yerde -ya da uzak olsun ne fark eder, aynı memleketin içerisinde- herkes can havlindeyken, hatta herkes gerçekten hiç olmadığı kadar panik halindeyken dibinden bir yeri peşkeş çekmeye çalışıyor. Bu öfkelendiriyor, şaşırtmıyor. Sadece öfkelendik. Bunun bilinçli yapıldığı çok belli. Arada kaynayacağı düşünüldü büyük ihtimalle. Belki hesaplıydı, belki değildi. Ama işte hesap öyle olmuyor.”
Bir maden şirketi alışkanlığı: ÇED’in sınırlarında dolaşmak
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, duyuruyu 10 Şubat’ta Avcıpınar Köyü Muhtarlığı’na gönderdi. Vatandaşlar köye yapılacak olan projeden de bu tarihte haberdar oldu. AVC Anatolis Resources Mad. San. Tic. A.Ş.’nin projesi olan “Kompleks Cevher Ocağı ve Cevher Zenginleştirme Tesisi ile Maden Atık Depolama Tesisi”yle köyün 22,96 hektarlık bir kısmında 2.600,00 ton/yıl kapasite ve patlatmasız açık işletme yöntemi ile ayrıca olmak üzere, 25 hektarlık bir kısmında da 2 milyon 800 bin ton/yıl maden ocağı yapılması planlanıyor.
Bu hektar sınırlaması oldukça manidar çünkü ÇED Yönetmeliği’ne göre 25 hektarın altında kalan araziler için ÇED gerekliliği aranmıyor.
Müdürlüğün gönderdiği yazıya göre; köydeki bin 192 hektar sahanın 22,96 hektarında iki bin 600 ton/yıl kapasite ve patlatmasız açık işletme yöntemi ile ayrıca 25 hektarlık bölümünde 200 bin ton/yıl kapasite ile yeraltı işletmesi yöntemi ile olmak üzere 2 milyon 800 bin ton/yıl maden ocağı ve 70 bin 313 ton/yıl konsantre cevher tesisi yapılması planlanıyor.
Ayrıca projede “kompleks cevher” denilen madenler arasında Altın (Au), Kurşun (Pb), Çinko (Zn), Bakır (Cu) ve Gümüş (Ag) bulunuyor.
Altın madenciliğinde kullanılan siyanürlü ayrıştırma yöntemleri ise canlı sağlığı için tehlike arz ediyor. En ufak ihmalde dahi siyanürün doğaya karışması gibi bir ihtimalin olduğu gerçeği ise en son Erzincan, İliç Altın Madeni’nde yaşanan siyanür solüsyonlu borunun kırılması olayında kamuoyu tarafından birçok kez dile getirilmişti.
Vatandaşlar enkaz altındayken üç köyü etkileyen madene onay
Madene onay verilen köyde çoğunlukla hayvancılık ve tarım yapılıyor. Eskiden bir Ermeni yerleşimi olan köyde tesisin yapılmak istendiği alanda ayrıca bir de kilise bulunuyor. Avcıpınar köyünden ulaştığımız Onur Tanış, şunları söylüyor:
“Daha çok hayvancılığı etkileyecek düzeyde. Burada o alanda bir çalışma var, çalışmanın içerisindeki alanda da kilise bulunuyor. Eski Ermeni yerleşimi burası. Sadece burayı değil, Sandal Köyü‘nü de etkiliyor. Muhtarlarla da teyakkuzdayız” diyor. Avukat Nazan Türkdoğan, açılacak davanın gönüllü avukatı olacak. Vatandaşlar dava açılması için yarın (29 Şubat) imza toplayacak.
Göleti, kilisesi, SİT alanı ve merası var ama yine ÇED’e gerek görülmedi
100’ün üzerinde nüfusu bulunan köyün bir de göleti var. 2018’de göletinde yarılma olan köyün, bölgedeki zengin kelebek türlerine de işaret edilerek “eko turizm”e açılması yönünde bir de projesi duyurulmuş. Avcıpınar Göleti‘ne ilişkin de konuşan Onur Tanış “Gölette bir yarılma var; su kaçırıyor. O yapılacaktı, kapalı sisteme geçilecekti. İptal edildi. Kapalı tesise geçip yanına da tesisler yapılması planı vardı. Maden ocağı ise köyün alt kısmında bulunuyor. Diğer köyle de sınır. Burada doğrudan etkileyeceği üç köy var: Avcıpınar, Sandal Köyü ve Kavak Köyü” ifadelerini kullanıyor.
https://twitter.com/avcipinarisavun/status/1630260620556730368?s=61&t=PW7oVq3Ckwtb6FF4hOekXA
Benzer işler: Daha önceki bakır madeni ve götürdükleri
Avcıpınar Savunması’ndan Kaya Tanış ise ‘ÇED Gerekli Değildir‘ kararına kesinlikle karşı olduklarını belirterek köyün geçmişindeki bakır madenini, bu madenin ardından köyde bitmeyen otları anlatıyor:
“1980’lerde bakır madeni vardı. Bundan kaynaklı 1990’lar tamamen akciğer kanseriyle geçmişti. Hatta maden bu köyle sınır olan Sandal Köyü’nü de etkileyecek. Sandal’da da, bizim köyde de çok ciddi bir şekilde akciğer kanseri vakası vardı. 1990’larda bakır madeni kapatılmıştı. Şimdi ot çıkmıyor. O yüzden buna tamamen karşı çıkıyoruz.”
“Asıl dertlerinin altın olduğunun farkındayız” diyen Tanış, maden ocağının yapılacağı mevkinin 200 metre altından doğalgaz boru hattı geçtiğini, altın madenciliğiyle birlikte gelen siyanür gerçeğini, meralık alana yapılacak tesisin ekonomik olarak da köyü tehlikeye atacağını söylüyor ve ekliyor:
“Madenin sınır olduğu yerlerde tarlalar var. Köylülerin daima ekim yaptığı yerler… Bitki örtüsünü bitirdiği gibi hayvancılığı da bitirecektir. Kültürel bir boyutu da var. Köyün asıl sahipleri Ermeniler idi. Madenin 380 metre ötesi, Kilise Tepesi olarak adlandırılan bir mevki ve SİT alanı. Köyün içerisinde burası. 1700 metre ama köy arazisi. Diğer köylerin de sınırı ve onları da çok kötü bir şekilde etkileyecek. O madene giderken köyün yolunu kullanacaklar. Proje 10 yılllık. Bu da köy yolunun zaten kullanılamayacak bir hale gelmesi anlamına geliyor. 10 km ilçeye tek bir yol var. İlçeyle köylünün bağı da tamamen kesilmiş olacak. Burayı sadece maden arama değil, aynı zamanda atık deposu haline getirecekler. Karar bunun için de çıkmış. Bu Avcıpınar’ı değil, neredeyse bütün bir bölgeyi mahvedecek bir proje.”
Köydeki vatandaşlar köyün derneklerinin üyeleri tarafından bilgilendirilmiş durumda ve Onut Tanış, “Bilgilendirme sağlandı. Arazilerin herhangi biri ulaştığında bu kişilere satılmaması adına herkesin haberi var. Çalışma yapılacak bölgenin yanında bulunan arsaların sahiplerine de haber verdik” diyor.
‘Azgın bir canavar var, dayanışmadan daha önemli hiçbir şey yok’
Son olarak Kaya Tanış ise dayanışmaya ihtiyaç duyduklarını belirterek şu çağrıda bulunuyor:
“Memlekette işlerin nasıl yürüdüğü de bizi korkuttuğu için haliyle bizim umutlu olduğumuz şey diğer köylülerin de karşı olması ama yine de karşımızda bir canavar var. Onun farkındayız. Dayanışma ve destek istiyoruz herkesten. Bu memleketin her yeri delik deşik ediliyor, edilecek de. Bu durmuyor. Azgın bir canavar var. Dayanışmadan daha önemli hiçbir şey yok.”