2023 KAHRAMANMARAŞ DEPREMİEditörün SeçtikleriManşetTürkiyeVideo

Depremin ardından Hatay: Yalnızlık hissi tam olarak bu abi!

0

Video haber/izlenim: Hakan TOSUN

Drone: Kolektif Prodüksiyon 

*

Merkez üssü Kahramanmaraş ve Hatay olan toplam 10 ili içine alan büyük depremlerin ardından tarifi zor zamanlar geçiyor. Biz de yıkımı yerinde görmek, tanıklık etmek ve kayıt altına almak için yola çıktık. Uzun bir yolculuk sonrası gece yarısı Hatay’a vardık. Defne ilçesine bağlı Armutlu Mahallesi, Uğur Mumcu meydanında karanlıkta gördüğümüz yıkıntılar gündüz saatlerinde daha da belirginleşti. Meydanda hasar görmüş ama yıkılmamış binalar varken arka sokaklarda binaların tamamı yerle bir olmuştu.

Sabah saatlerinde bölgeyi dolaşmaya, çekim ve röportaj yapmaya başladık. Daha üç gün önce hayatlarının felaketini ve travmasını yaşamış insanlardan röportaj istemek çok zor. Deprem bölgesinde kaldığımız süre içinde 20’ye yakın insanla görüşme gerçekleştirdik. İnsanlar bir taraftan sağ olarak kurtulmalarına sevinirken enkaz altında kalan tanıdıkları, akrabaları, arkadaşlarının acısını hissettiklerinde o sevinç yerini gözyaşlarına bırakıyor.  Ortak cümle, depremin ilk üç gününde devletin yardıma gelmemiş olması. Enkaz altında kalan yakınlarının sesleri duyarak bir şey yapamamanın verdiği çaresizlikle ölümlerine şahit olduklarını anlatıyor çok sayıda kişi.

Devlet neden yoktu?’

Yanına gittiğimiz orta ölçekli bir işletmenin 30’lu yaşlarındaki sahibi genç,  kırtasiye ürünlerinin olduğu depodaki malzemeleri çalışanlarıyla birlikte kamyona yüklemeye çalışıyor.

Hasar almış ama yıkılmamış bir binanın zemin katındaki kırtasiye deposundan canlarını hiçe sayarak kurtardıkları her bir koli malzeme, onun gelecek yaşamını kurmak için bir yaşam garantisi anlamına geliyor. Geleceği yeniden inşa etmek için çalışanlarıyla birlikte enkazın içine girerek bir bedel daha ödediğini anlatan işveren genç, yaşadıkları şeyin büyük bir yalnızlık hissi olduğunu söylüyor. Bu yalnızlık hissinin sadece bugüne ait olmadığını, bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak yüzyıllardır yaşanan bir duygu olduğunu da ilave ediyor. Bu, depremin ilk üç günü için “Devlet neden yoktu?” sorusunun cevaplarından biri:

“Biz bu coğrafyada doğduk, kaçmayı seçmedik. Ama şu an seve seve kaçıyoruz. Demek ki zamanında kaçmamız gerekiyormuş, aynı kavimler göçü gibi. Bir şeyleri önceden gördük ama konfor alanımız bizi hep korkuttu. Şimdi konfor alanımız; kimi ‘ilahi’ der, kimi ‘jeolojik’ der, bir şekilde yok oluyor. Avrupa’da olsam malımı düşünmem, devlet arkamda olur. Ama ben devlete güvenmiyorum, güvenmediğim için de tekrar kendi çabalarımla bir şeyleri var etmeye çabalayacağım.”

hatay,deprem,yalnızlık

“Biz neden tek bayrak altındayız? Bu günler için. Ama bugün biz bayrağın altında yalnızız ve bayrağı yine biz havada tutuyoruz. Devlet bunu bizim için yapmıyor. Bu gerçekten çok acı, yalnızlık hissi tam olarak bu abi…”

Sadece bizim şahit olduğumuz, 24 saat yol kenarında bekleyen tüm aramalarına rağmen yetkililerden kimsenin gelip almadığı cesetlerin yanında konuştuğumuz orta yaşlardaki kadınlardan biri “Devlet böyle bir anımda yanımda olmayacaksa neden var ki” diye soruyor, devamında “O zaman neden ona saygı duyayım ki” diye ilave ediyor.

Depremle birlikte devletle vatandaş arasında gerçekleşen kopuş, bölgede elle tutulur bir halde.  Bu kopuş önce isyanı sonra kabullenişi ardından yalnızlık ve değersizlik hissini doğuruyor. Devletin konuya dahil olmasıyla birlikte “ilahi ya da jeolojik” diye tarif edilmeye çalışılan deprem gerçeği, yerini binlerce yıllık derin bir sorgulamaya bırakıyor.

Enkazın altında annesi ve kardeşlerinin olduğunu söyleyen, konuştuğumuz kişilerden bir diğer isim ise kurtarma ekiplerinin mesai yapar gibi gecenin bir saatinden sonra ışıkları kapatıp gittiklerini ve enkaz altında kalan yakınlarını kurtarmak için zamanın daraldığını söylüyor.

Yakınlarını sağ olarak kurtarmak umudu yerini “en azından cesetlerine ulaşalım” gibi daha düşük bir beklentiye bırakıyor. “Ne yapalım bırakıp gidelim mi” diye soruyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.