Depremde çöken Barış Sitesi’nde çalışan işçi: İlk depremde yıkılacağını biliyorduk

'El arabasıyla malzeme götürürken üstüne bastığımız zemin titriyordu. Kendi aramızda bu binalara güven olmaz diye konuşuyorduk. O dönem malzeme kalitesizdi. Biz söylüyorduk ama dinlemiyordu yaptıranlar.'

İzmir‘in Seferihisar ilçesinin 17 kilometre açığında 30 Ekim Cuma günü gerçekleşen ve 114 kişinin ölümüne sebep olan depremde en çok zarar gören bölgelerden biri Bayraklı ilçesi oldu.

Bu ilçede yer alan ve içerisindeki çok fazla binanın yıkıldığı veya hasar gördüğü Barış Sitesi‘nin yapımında çalışan inşaat işçisi Erol Kaya, Hürriyet’ten Emre Eser’e yaptığı açıklamada binaların depreme dayanıksız olduğunun en başından itibaren bilindiğini aktardı.

‘O binalara hiç güvenmedik’

28 yıl önce Ağrı’dan İzmir’e inşaatlarda çalışmak için geldiğini söyleyen Kaya, “İlk önce şu anda çökmek üzere olan Barış Sitesi’nin yanındaki Cumhuriyet Sitesi’nde sıva ustası olarak çalıştım. Daha sonra Barış Sitesi yapılmaya başladı. Orada da arkadaşlarla birlikte çalışıyorduk. Biz inşaatında çalıştık ama o binalara hiç güvenmedik” diyor.

‘Harç taşırken yürümeye korkardık’

Bu binaların inşaatlarında çalıştıktan sonra aynı mahallede kendine 3 katlı bir ev inşa eden Kaya, yıkılan Barış Sitesi’nden çıkarılan cansız bedenleri evinin üst katından izlerken anlatıyor:

Ben Barış Sitesi’ne harç taşırken binanın içinde yürümeye korkuyordum. El arabasıyla malzeme götürürken üstüne bastığımız zemin titriyordu. Kendi aramızda bu binalara güven olmaz diye konuşuyorduk. O dönem malzeme kalitesizdi. Biz söylüyorduk ama dinlemiyordu yaptıranlar.

‘Malzemeler kalitesizdi’

Mahalledeki binaların temellerinin çok zayıf olduğunu belirten Kaya, “Bu binalar kooperatif yapımı. Sürekli inşa aşamasında durdu. Taşeronlarla sıkıntı oluyordu. Öyle olunca da devamlı kullanılan malzemeler, ustalar değişiyordu. Demir işlerini yapan arkadaşım binada kullanılan demirlerin yetersiz olduğunu, müteahhitin onu dinlemediğini söylüyordu. Biz burada olacak ilk depremde bu binaların yıkılmasını bekliyorduk” ifadelerini kullanıyor.

Mahalledeki evlerin önceki yıllarda çok ucuz olduğunu söyleyen Erol Kaya, “Siteyi yaptıran kooperatif üyelerinin çoğu burada oturmadı. Onlar başkalarına sattı. İşte yeni yeni hareket başlamıştı. Yakınlara gökdelenler yapılınca burası değer kazandı. Çok sayıda insan taşındı” diyor.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR