Demirtaş: PKK’nın politik kolu değiliz, sivilleri hedef alan eylemleri terördür

Partisinin ‘PKK’nın politik kolu’ olmadığını söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Biz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. Ancak, sivilleri hedef alan eylemlerini terör olarak nitelendiriyoruz” dedi.

Demirtaş, PKK’yı “Devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür” sözleriyle tanımladı.

‘Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor’

74

 

DHA, Demirtaş’ın Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine verdiği mülakatı aktardı.

Demirtaş, gazetenin HDP için PKK’ya ve şiddete mesafe koymak neden bu kadar zor?” şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı: “Bu zor değil. Binlerce kez söyledim. Biz PKK şiddetini kabul etmiyoruz. Kesinlikle PKK’nın politik kolu da değiliz. Ancak PKK’yı hükümetin ve devletin tanımladığı gibi de tanımlamak zorunda değiliz. Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür.

‘PKK’yı dahil etmeden çözüm zor’

Sözlerine ”Biz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. Ancak, sivilleri hedef alan eylemlerini terör olarak nitelendiriyoruz. Bunu protesto etmekten de geri kalmıyoruz” diyerek devam eden Demirtaş, Suriye’de çözüm olmadan Türkiye’de Kürt sorununun çözümünün de mümkün olmayacağını kaydetti.

Yeni bir çözüm süreci konusunda ise umutsuz olduğunu, taraflar arasında güven kalmadığını ve uluslararası arabulucu olması gerektiğini söyleyen Demirtaş, PKK’yı dahil etmeden çözümün zor olduğunu ve hükümetin PKK lideri Abdullah Öcalan ile yeniden görüşmesini temenni ettiklerini belirtti.

‘Silah bırakmayı ancak Öcalan sağlar’

PKK’yı silah bırakma konusunda sadece Öcalan’ın ikna edebileceğini dile getiren Demirtaş, Türkiye için kanton sisteminin uygun olmadığını aktardı.

‘Türkiye’nin doğusunun Kürtlere verilmesini istemiyoruz’

Demirtaş şöyle devam etti: Türkiye kendi çözümünü bulmalı. Bizim önerimiz; Türkiye’nin Almanya gibi bölgesel bir sisteme geçmesi. Bu sistem içerisinde Kürtler de kendi bölgelerine sahip olur. Otonomi bizim için bağımsızlık demek değil. Biz yerel yönetimi kastediyoruz. Biz Türkiye’nin doğusunun Kürtlere verilmesini ve geri kalanının merkezden yönetilmesini istemiyoruz. Türkiye’nin her tarafında Kürtler ve Türkler birlikte yaşıyor. En büyük Kürt kenti İstanbul.

 

(DHA, Diken, Süddeutsche Zeitung)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR