Hafta SonuManşet

[Cadı Kazanı] Vejetaryenlik bir moda mı, yoksa gereklilik mi? – Nuran Seyhan Bayer

0

Ülkemizde bütün televizyon haberlerinde sık sık et fiyatlarının ne kadar yüksek olduğu gündeme getirilir ve belli kesimlerin hiç et yiyemedikleri eleştirisi öne çıkar. Bazen de “fakirin eti” diye adlandırılan balığın fiyat artışları manşet manşet yayılır, ben onların ne kadar şanslı olduklarını düşünürüm hep. Çünkü yesek demi ölsek, yemesek demi ölsek meselesi araştırmaya ve incelemeye değer bir durumdur. Seçim size ait ama önce bilmekte yarar var: Eskiden inekler otlaklara çıkardı, geniş meralar vardı, sadece ot yerlerdi. Yazın tazesini, kışın kurutulmuşunu. Sonraları işin içine soya fasulyesi ve tahıllar girdi. Tavuklar da öyle. Ekmek hatta küflenmiş ekmek yemezlerdi, tahılla beslenirlerdi. Ya balıklar! Onlar da çiftlikçi oldu. Hepsi plastik oldular; artık onlara ne inek ne tavuk ne de balık diyebiliriz. Artık hayvansal gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmamız için en önemli neden bu bence.

Sorun hayvan yemlerinin içeriği. Modern endüstriyel tarımda hiç ot obur yok artık. 

Kaliforniya’da bir endüstriyel hayvan üretim çiftliği.

Şimdilerde hayvansal ürün ithalatının gündeme geldiği ABD mezbahalarında her yıl milyonlarca ton yan ürün çiftlik hayvanlarına yediriliyor. Bu hayvanlar resmen yamyamlaştırıldı. Çiftlik hayvanları milyonlarca ton et ve kemik gübresiyle besleniyor. Kemiklerde kurşun, hayvansal proteinde ise civa birikiyor. Yedikleri bu yan hayvansal ürünlerdeki zehirli ve ağır metaller böylece gıda kaynağına geri dönüyor, bunlar da kesilip yan ürünleri yine yem oluyor, yine kesiliyor…ve bu böyle zincirleme devam ederken her seferinde   kirlenme oranı katlanarak artıyor ve bizler de afiyetle bu ürünleri yerken onların yediği her şeyi de yemiş oluyoruz ki bu kesinlikle artık ot ve tahıl değil…İnsanlar da sonunda neye dönüşecek göreceğiz…En çok neden olduğu kanser, parkinson gibi hastalıkları saymıyorum bile.

Ağır metallerin türleri ve en çok hangi gıdalarda var diye sorarsanız bunu bilimsel bir araştırmanın sonuçlarıyla yanıtlamak isterim çünkü bilimsel açıdan geçerliliği olamayan bilgiler çok fazla bilgi kirliliği oluşturuyor.

ABD de 2012 yılında Kaliforniya Davis Üniversitesi’nden araştırmacılar 2-7 yaş grubu çocukların beslenmeleriyle ilgili yayınladıkları analizde, okul öncesi grupta arseniğin birincil kaynağının kümes hayvanları, anne ve babalarında ise ton balığı olduğunu saptadılar. Kurşun kaynağı süt ürünleri, civa kaynağı deniz ürünleriydi. Son zamanlarda aşılar konusundaki çekincelerin kaynağını oluşturan civa aslında bayağı masum kaldı. Dr. Michael Greger durumu şöyle açıklıyor:” Çocuklarına civa içeren aşılar yaptırma konusunda endişelenenler bilmelidir ki, hamilelik sırasında her hafta bir porsiyon balık yemek, bebeklerin vücudunda bir düzine aşı enjekte etmekten daha fazla civa birikimine neden olabilir. Civaya maruz kalışınızı en aza indirgemek için çabalamalısınız, ancak aşılamanın faydaları risklerin çok ötesine geçiyor. Aynısı ton balığı için söylenemez”

En tehlikeli kimyasallardan biri olan DDT de en çok et ve balıkta bulunuyor. DDT gibi yasaklanan bir başka kimyasal PCB’lerde en çok yine balık ve ette bulunuyor. Geniş çaplı bir araştırma, 18 ülkede on iki binden fazla yiyecek-içecek üzerinde yapıldı ve PCB kirliliğinin balık ve balık yağında bulunduğu, bunu yumurta, süt ürünleri ve diğer etlerin izlediği saptandı. Diyeceksiniz ki, ee bunlar zaten yasaklandı. Ama o kadar basit değil, neredeyse yarım yüzyıl önce yasaklanan haşere ilacı Heksaklorobenzen, günümüzde hala süt ürünleri ve balık da dahil ette bulunabiliyor. En düşük gıda kirliliği ise bitkilerde …

Birçok insanın “kader” diye nitelendirdiği aslında bizim seçimlerimiz. Bu onayladığınız siyasi partilerden, gıdalarımıza kadar uzanan bir seçim. Müdahil olmazsak dahil olmak zorunda kalırız.

Bunları kimsenin gıda seçimini etkilemek için söylemiyorum, sadece seçim yapmak için alternatifleri bilmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü verili bilgi bizlere hep dayatılır. Sorgulama konusunda ne yazık ki eğitim sistemimiz, başarılı nesiller yetişmesini sağlamıyor. Lütfen bilgiyle aktif iletişime geçin!

 

Nuran Seyhan Bayer

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.