Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 14 Mart’ta yayımladığı Avrupa Sağlık Raporu’na göre, Türkiye hava kirliliğinde birinci.
DSÖ’nün raporuna göre, içinde Rusya, Azerbeycan, Ermenistan, Tacikistan, Türkmenistan ve İsrail’i de içeren 53 ülkelik ve 900 milyonluk “büyük Avrupa”da Türkiye 2012’de havası en kirli ülkeydi.
162 sayfalık kapsamlı rapor sağlıklı, iyi yaşam kavramını değişik boyutlarıyla didik didik etmiş ve ilgi çekici sonuçlar sunuyor.
Rapor çevresel boyutları olan ve sağlığı ciddi olarak etkileyen olguları ele alıyor. Bunlar arasında temiz suya ve temizlik sistemlerine ulaşma olanağının azlığı, kötü yerleşme koşulları (evlerde rutubet, ev içinde hava kirliliği ve sınırlı hacimlerde aşırı sayıda insanın yaşaması, vb.), trafik güvenliğinin düşük olması, aşırı (sıcak/soğuk) iklim koşulları, işyerlerindeki yetersiz ve sağlıksız çalışma ortamı ve hava kirliliği bunlardan bazıları.
Rapor hava kirliliğinin üzerinde özellikle duruyor. DSÖ’nün raporuna göre, “sağlıklı” olarak nitelendirilebilecek bir havada bulunabilecek en yüksek parçacık oranı metreküpte 20 mikrogram.
Bazı şehirlerinde hava oldukça temiz olsa da, Avrupa ortalaması 26 mikrogram/m3’e ulaşmış durumda. Bazı ülkelerde 14 mikrogram/m3 olan değerler, diğer ülkelerde ise oldukça yüksek.
Havası en kirli ülke olan Türkiye’deki ortalama ise 61 mikrogram/m3. Türkiye’nin bazı şehirlerinde bu değer çok daha yüksek.
Avrupa Birliği’nde yürütülmüş bir araştırmaya göre, “kötü” hava, ortalama yaşam sürelerini yaklaşık 2 yıl azaltıyor.
Raporun sunduğu diğer veriler de ilginç. Ekogazete’de Atila Alpöge imzasıyla yapılan derleme şu sonuçları içeriyor:
- Avrupa’da doğum oranları düşmeye devam ediyor. Anlaşılıyor ki, kısa bir zaman sonra nüfus artış oranı sıfırlanacak.
- 2050’lerde bölgede 65 yaşından fazla olanların oranı nüfus içinde %25’e yükselecek.
- Avrupa’da yaşayanların %8’i göçmen. Bölgedeki nüfus artışının ana nedeni bu göçmenler.
- Bugün nüfusun %70’i kentlerde yaşıyor. 30 yıl içinde oranın %80’e varacağı tahmin ediliyor. Başka bir deyişle kent yaşamının getirdiği sıkıntılar, zorluklar, sorunlar daha da artacak.
- Ortalama yaşam süresi 1980’de 71 yıl iken 2010’da 76 yıl oldu.
- Ortalama yaşam süresinin 2050’de 81 yıla dayanacağı düşünülüyor.
- Ancak ortalama yaşam süresi ülkeden ülkeye değişiyor. Örneğin bu değerin 80’den fazla olduğu 20 ülke var. Bunların başında İsviçre, İsrail, İzlanda, İtalya, İspanya geliyor.
- 70 yaş altında ise Ukrayna, Moldova, Kırgızistan, Rusya ve Kazakistan var. Türkiye sondan yedinci olarak yer alıyor.
- Ortalama yaşam süresi başka türlü de farklılık gösteriyor: Kadın ve erkek farkı. Bölgede kadınların ortalama yaşam süresi 80 yıl. Erkeklerinki ise 72,5.
- Tabii, bu durum ülkeden ülkeye değişiyor. Listenin en tepesinde ve en aşağısında durum şöyle: (İlk rakam kadınların ortalama yaşam süresini verirken ikinci rakam erkeklerin yaşam süresini yansıtıyor.) En yukarıda: İspanya (85-79), Fransa (85-77), İtalya (84-80).
- Gelelim en aşağıya, listenin dibine: Türkiye (74-69), Kazakistan (74-64), Moldova (74-64), Kırgızistan (73-65).
- Avrupa ülkelerinde kalp, damar sorunları en büyük ölüm nedeni (%50). Kanser ikinci sırada. (%20)
- Sigara ve alkol ölüme sürükleyen en önemli etkenler.
- Yüksek sigara tiryakiliklerinin arasında şu ülkeler başta geliyor: (Parantezlerin içindeki birinci rakam erkeklerin yüzdesini, ikinci rakam da kadınların yüzdesini veriyor) Ermenistan (58-1), Bela Rus (52-10), Ukrayna (52-7), Moldova (51-8) ve Türkiye (50-17)
- Sigara tiryakiliğinin en düşük olduğu ülkelerin sıralanması ise şöyle: Norveç (23-23), İsviçre (22-18), İngiltere (22-21), Slovenya (22-16), İzlanda (21-19), Bosna (18-11) ve İsveç (13-16)
- Rapor başka bir sağlık konusu olan alkol kullanımında da rakamlar veriyor. Yılda ortalama kişi başına litre olarak en tepede şu ülkeler var:: Moldova (21 litre), Lüksemburg (16), Estonya (16)
- Listenin en altındaki ülkeler ise şöyle: Arnavutluk (5), Ermenistan (4), İsrail (3), Türkmenistan (3), Azerbaycan (1), Türkiye (1) ve Tacikistan (0,5)
(Le Monde, Ekogazete, Yeşil Gazete)