Doğa MücadelesiManşet

Brezilya’da hükümet baraj istemeyen yerel halka karşı askeri güç kullanıyor

0

Monagabay.com‘da Jonathan Watts imzası ile çıkan yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Gizem Hasırcıoğlu‘nun çevirisi ile sunuyoruz

***

Amazon yerel halklarından Mundurukular yaşadıkları bölgede yapılmak istenen baraja karşı çıkmaları sebebiyle Brezilya hükümetinin kendilerine “savaş açtığını” ve askeri müdahalede bulunduğunu bildirdi.

Para’da yaşayan Mundurukular, Tapajos Nehri üzerinde kendilerinden izinsiz yapılmak istenen baraj inşaatı konusunda yetkililer tarafından kandırıldıklarını söylediler.

Planlanan baraj 198.400 hektar alanı- 11.000 hektarlık iki milli park ve 23.000 hektarlık milli orman arazi dahil-sular altında bıracak. Fotoğraf: Rhett A. Butler

Savcılar, insan hakları grupları, çevre grupları ve Hristiyan misyonerler hükümetin bu güç gösterisini kınadı.

Görgü tanıklarına göre, helikopterler, askerler ve silahlı polisler, 6133 MW enerji sağlaması beklenen São Luiz do Tapajós Barajı için yapılmak istenen çevresel etki değerlendirme (ÇED) çalışmalarına müdahalede bulundu.

Amazon havzasının en büyük beşinci nehri olan Tapajos üzerinde yapılması planlanan iki barajdan en büyüğü olan São Luiz, Norte Energia konsorsiyumu tarafından yapılacak. Hükümetin 10 yıllık planları içinde Tapajos Nehri kollarından biri olan Jamanxim üzerinde dört büyük hidroelektrik santrali daha yapmak var.

Brezilya kanunlarına göre, büyük altyapı projeleri öncesi yerel topluluklara danışılması ve anlaşma sağlanması gerekiyor. Federal savcılar, bu projede yerine getirilmeyen bu kural için mahkemeleri göreve çağırıyor. Olayların şiddetlenip kan dökülmesinden korkan savcılar projenin durdurulmasını istiyor. Savcılar “Munduruku halkı daha önce çeşitli yollarla toprakları üzerinde inşa edilmek istenen hidroelektrik santrallerini tam yetkili bir anlaşma olmazsa desteklemediklerini belirtmişti” şeklinde konuşuyor.

Buna rağmen geçtiğimiz hafta mahkeme kararı ile çalışmaların devam edilmesine karar verildi. Hükümet yetkilileri ne araştırmacıların ne de lojistik ve destek ekiplerin yerli köylere gireceğini, en yakın köy olan Sawré Maybu’ya en fazla 30 mil yaklaşacaklarını açıkladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan bilgiye göre içlerinde biyologlar ve korucular da bulunan 80 kişilik araştırma ekibi, bölgedeki bitki ve hayvan türleri ile ilgili çalışma başlatacak. Dilma Roussef’in bu yıl açıkladığı üzere askeri personel ise bu çalışmalara katılabilecek. Hükümet yetkilileri bunun bilim insanları ve yerli nüfusun güvenliği için olduğunu belirtiyor.

Misyonerler Sawré Maybu ve Itaituba köylerinin yakınında bulunan silahlı birliklerin korkutucu, aşağılayıcı ve yaşayan halkın haklarına yapılan kabul edilmez bir saldırı olduğunu belirtti.

Yerli Misyoner Kurulu hükümetin bu proje ile insanların yaşamlarını tehdit ettiğini söylerken namlunun ucuyla diyalog dayatmaya çalışmasının ise kabul edilemez ve yasa dışı olduğunu belirtti.

Kurul ayrıca Munduruku liderlerinin hükümet yetkilileri ile olan telefon konuşmasını savaş ilanıyla bitirdiğini ekledi. Munduruku halkı açık bir çağrıyla bu askeri operasyonun bitirilmesini istediklerini beyan etti. Çağrıda “Biz haydut değiliz. Bütün bu yapılanlar karşısında kendimizi aldatılmış, aşağılanmış ve saygısızlığa uğramış hissediyoruz.” deniliyor.

Topluluk liderlerinden biri olan Valdenir Munduruku, hükümetin 10 Nisan’da gerçekleştirilecek toplantı öncesi silahlı birliklerin dağıtılmaması durumunda yerel halkın harekete geçeceğini bildirerek, inşa edilmek istenen barajlar sebebiyle benzer tehditlerle karşılaşan Xingu gibi diğer yerel toplulukları da kendilerine destek olmaya çağırdı.

Mundurukular binlerce yıldır yaşadıkları bölgenin talan edilmesine göz yummamaya kararlı

Çevre grupları da 1200 mil uzunluğunda, 300 balık çeşidine ev sahipliği yapan ve dünya üstünde en fazla biyoçeşitliliğie sahip olan ormanları besleyen bu nehir üzerine kurulmak istenen hidroelektrik santralleri için kaygılarını dile getirdi. Bölgede 10 yerel topluluk ile birlikte birkaç gönüllü tecrit grubu yaşıyor.

Amazon’da yapılmak istenen Belo Monte, Teles Pires, Santo Antonio ve Jirau gibi diğer baraj projelerinde yaşanan benzer sorunlar ve sorunlar karşısında kullanılan orantısız güç ise akıllara diktatörlük dönemini getirmiyor değil.

Uluslararası Nehirler (International Rivers) çevre grubundan BrentMillikan “ Brezilya hükümetinin çevresel etki değerlendirme raporlarını beklemeden barajlarla ilgili politik kararlar aldığını” ve “son askeri operasyonların, hükümetin sivil toplum ile diyaloğu teşvik etmek için var olan yasal araçları göz ardı etmekte istekli olduğunu gösterdiğini” belirtti.

( Çevirmenin Notu: 16 Nisan’da International Rivers internet sitesinde yayınlanan habere göre mahkeme São Luiz do Tapajós Barajı askeri müdahalesini askıya aldığını fakat Ağustos 2012’de Belo Monte barajı davasında olduğu gibi bu kararın muhtemelen bir üst mahkeme tarafından temyiz edileceği belirtiliyor.

Yukarıda sunduğumuz haberin satır aralarında, dünyanın iki uzak köşesinde de olsak, ülkemizde var olan benzer girişimleri ve bunlara karşı direnişi görebilirsiniz. Bu “yakınlığın” en somut halini ise Doğa Derneği’nin yapımcılığını üstlendiği Kanadalı yönetmen ToddSouthage tarafından çekilen Damocracy belgesinde izlemek mümkün

Munduruku halkının yaşadıkları coğrafyada istemedikleri baraj protestolarına destek vermek için avaaz.org‘da açılan imza kampanyasına da destek verebilirsiniz )

Yeşil Gazete için Çeviren: Gizem Hasırcıoğlu

Yazının ingilizce özgün hali

(Yeşil Gazete, Mongabay)

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.