ManşetEğitimİfade Özgürlüğü

Boğaziçi’nde direnişin 500’üncü günü!

0

18 Mayıs 2022 itibarıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan rektörler Melih Bulu ve Naci İnci’ye ve bu kişilerin yaptıkları atamalara itiraz eden akademisyenlerin protesto eylemi 500’üncü gününü doldurdu.

Rektör İnci’nin ilgili kurullarının hiçbirini muhatap almadan ve  şeffaf olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının iki yüz altmış beşinci, 30 Temmuz günü gerçekleştirilen oylamada akademisyenlerin yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu açıklanan İnci’nin Matematik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ı hiçbir gerekçe göstermeden görevden almasının ise yüz seksen dördüncü gününde, akademisyenler yine sırtlarını rektörlük binasına döndü.

BÜ akademisyenleri bugün de haftanın her iş günü olduğu gibi 12:15’’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek 340’ınca kez, protesto eylemini gerçekleştirdi. Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz” “Vazgeçmiyoruz” ve “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite” yazan dövizler taşıdı.

Fotoğraflar: Can Candan.

Adaman’dan açık ders

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin direnişin 500’üncü gün etkinlikleri kapsamında Ekonomi Bölümü’nden Fikret Adaman da “Devlet/Piyasa/Sivil Toplum Üçlemesi -101” başlıklı bir açık ders verdi.

Adaman’ın dersinin ardından Senato ve ÜYK üyeliği yapmış akademisyenler geçen hafta senato toplantısında yaşanananlar ve kayyım yönetimin atama ve yükseltme kriterlerinde yaptığı değişiklikler hakkında bir bilgilendirme yaptı.

Daha sonra akademisyenler geçen hafta üniversite senatosunda alınan kararlara dair bir açıklama okudu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün 18 Mayıs 2022, Çarşamba.

Direnişin 72. haftası ve 500. günündeyiz. Az önce 340. akademik nöbetimizi gerçekleştirdik. Bugünkü açıklamamıza, bundan yaklaşık iki ay önceki bir açıklamayı yeniden okuyarak başlayacağız. 28 Mart 2022’de Boğaziçi Üniversitesi’nin 29 bölüm ve 3 enstitüsü, Naci İnci yönetimin gerçekleştirmeye devam ettiği tahrip uygulamalarının ulaştığı evreyle ilgili şu açıklamayı yapmıştı:

Boğaziçi Üniversitesi’nin liyakate dayalı istihdam sistemi ağır bir kadrolaşma tehdidi altındadır. 51 yıllık saygın bir kamu üniversitesi olarak temel önceliklerimizden biri, dünyanın ve ülkemizin önde gelen eğitim ve araştırma kurumlarında doktora ve/veya doktora sonrası çalışmalarını tamamlamış en nitelikli genç bilim insanlarını üniversitemizin bünyesine katmak olmuştur. Üniversitemizde senatomuzun belirlediği “Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Atama ve Yükseltme Esasları” çerçevesinde bu konudaki en büyük akademik sorumluluk enstitü/bölüm/anabilim dallarına aittir. Ancak birimlerin, istihdam süreçlerinin her aşamasında açık olma, liyakat prensibine sadık kalma ve adaylar arasından ortak kararla ve şeffaf bir şekilde seçim yapma zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk başvuruların en yaygın şekilde duyurulması, nitelikli adayların  hiçbir ayrımcılığa ya da kayırmacılığa uğramadan sadece eğitim-öğretim ve araştırma faaliyeti, potansiyeli ve etiği üzerinden şeffaf bir şekilde incelenmesi anlamına gelir.

Üniversitemizde birimler ve kurullar tarafından titizlikle uygulanan bu süreçler akademik yetkinliğe sahip kadrolarıyla iyi eğitim veren, nitelikli bir araştırma üniversitesi olma özelliğimizi koruyabilmemiz için elzemdir.Bu nedenle aşağıda isimleri bulunan bölüm ve enstitüler olarak Üniversitemizin birim ve kurullarında değerlendirilmeden, liyakat ve şeffaflık prensipleri ile birimlerin akademik  özerklikleri  dikkate alınmadan yapılan  atamaların kabul  edilemeyeceğini ve gerekli tüm hukuki yollara başvurulacağını belirtmek isteriz.

Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik birimlerinin bu uyarılarına rağmen, Naci İnci yönetimi 11 Mayıs Çarşamba tarihindeki senato toplantısıyla, üniversitenin “öğretim üyeliğine atanma ve yükseltilme esasları” başta olmak üzere 51 yıllık kamu üniversitesi geleneği içerisinde oluşturduğu demokratik yönetim birikimini tamamıyla yıkmayı amaçlayan değişiklik kararlarını senatodan geçirdi. Üstelik bu değişiklikler üniversitedeki yönetim pozisyonlarına dışarıdan atanan ve üniversitede öğretim kadrosu bile bulunmayan 6 kişinin oyları ile rektör yardımcılarının işgal ettikleri vekaletler için kullandıkları mükerrer oylar üzerinden ve oy çokluğuyla sağlandı.

Ulaşılan aşamada kayyımlık yönetimi, kendi istediği ve liyakat sorunu da taşıyabilecek herkesi üniversitede istediği fakülte, enstitü, meslek yüksekokulu ve bölüme atayabilecek. Bu süreçlerde öncelik artık bölümlerde değil, doğrudan dekanlar ve rektörde olacak.

Kayyımlık yönetiminin atama yönetmeliğindeki bu değişikliklerle üniversitede açıkça kadrolaşma uygulamalarını kabul etmiyoruz. Gençleri ve geleceğimizi düşünen herkesi tüm topluma ait olan bu kuruma sahip çıkmaya, kör bir inatla yürütülen yıkım politikalarına karşı Boğaziçi Üniversitesi’ni bizimle birlikte savunmaya bir kez daha davet ediyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla ve 500. kez duyururuz.

Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.