Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu dün New York‘ta yapılan oylama ile temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişimin evrensel bir insan hakkı olduğunu ilan eden tarihi kararı kabul etti.
Böylece 1972’de Stockholm‘de yapılan BM Çevre Konferansı’ndan bu yana dile getirilen “insanların haysiyetli ve esen bir yaşama izin veren kalitede bir çevre”ye sahip olmasını temel bir hak olarak ilan etme çağrıları, 50 yıllık sürecin ardından karşılık bulmuş oldu.
BM Çevre Başkanı Inger Andersen, şöyle dedi:
“Bu hakkın tanınması kutlamamız gereken bir zaferdir.
Bugünkü karar 1972 Stockholm Deklarasyonu’nunu dayanak alan bu hakkı, anayasalara, ulusal yasalara ve bölgesel anlaşmalara entegre ederek ait olduğu yere yükseltiyor: Evrensel tanınma.“
Türkiye dahil üye ülkelerden 161’i karara ‘evet’ dedi. Hiç ‘hayır’ oyu verilmezken; 8 ülke ise ‘çekimser’ kaldı: Rusya, Çin, Belarus, İran, Suriye, Kamboçya, Etiyopya ve Kırgızistan.
BM organları tarafından sağlıklı bir çevre hakkının tanınmasının, yasal olarak bağlayıcılığı olmamasına rağmen, iklim eylemi için bir katalizör olması ve insanların elini hükümetlerini sorumlu tutmaları için güçlendirmesi bekleniyor.
Pek çok kişi bu kararın, ekokırım faaliyetleriyle mücadele eden çevre kampanyacılarının elini sağlamlaştıracağı ve devletleri çevre yasalarını uygulamayayönlendireceğinden umutlu.
2010 yılında, su ve sanitasyon haklarının tanınması gibi benzer süreçler dünya çapında yasalarda, politikalarda bir dizi olumlu değişikliğe yol açarak milyonlarca insanın yararına oldu.
BREAKING
The UN General Assembly adopts a resolution that declares access to a clean and healthy environment a universal #HumanRight
In favour: 161
Abstentions: 8
Against: 0
The decision is expected to be a catalyst for #ClimateAction pic.twitter.com/r7xva47g6m
— UN News (@UN_News_Centre) July 28, 2022
Orijinali Kosta Rika, Maldivler, Fas, Slovenya ve İsviçre tarafından geçen Haziran ayında sunulan ve şu anda 100’den fazla ülkenin ortak sponsorluğunda hazırlanan karar metni; sağlıklı bir çevre hakkının mevcut uluslararası hukukla ilgili olduğunu söylüyor ve bu hakkın desteklenmesinin çok taraflı çevre anlaşmalarının tam olarak uygulanmasını gerektirdiğini teyit ediyor.
Tüm devletleri, uluslararası örgütleri ve ticari işletmeleri herkes için sağlıklı bir çevre sağlamak için çabalarını artırmaya çağıran metin iklim değişikliğinin etkisinin, doğal kaynakların sürdürülemez şekilde yönetilmesi ve kullanılmasının; hava, toprak ve su kirliliğinin, kimyasalların ve atıkların yanlış yönetilmesinin ve bunun sonucunda biyolojik çeşitlilikte meydana gelen kayıpların bu hakkın kullanılmasına müdahale ettiğini onaylıyor.
Ayrıca çevresel zararın, tüm insan haklarından etkin bir şekilde yararlanılması için hem doğrudan hem de dolaylı olarak olumsuz etkileri olduğunu kabul ediyor.
İnsan hakları hukukunun doğasını değiştirecek
BM İnsan Hakları ve Çevre Özel Raportörü David Boyd‘a göre, bu karar uluslararası insan hakları hukukunun doğasını değiştirecek:
“Hükümetler on yıllardır çevreyi temizleme ve iklim acil durumunu ele alma sözü verdi. Ancak sağlıklı bir çevre hakkına sahip olmak, insanların bakış açısını hükümetlerin harekete geçmesi için ‘yalvarmaktan’, bunu ‘talep etmeye’ doğru değiştiriyor.”
In the week since the historic UN resolution recognizing the right to a clean, healthy and sustainable environment I have received more than 1,000 lovely congratulatory messages. THANK YOU!!! But this victory was due to the hard work and unyielding support of many, many people! pic.twitter.com/hblEIzmOOe
— SREnvironment (@SREnvironment) October 17, 2021
BM Genel Sekreteri António Guterres, ‘tarihi kararın dönüm noktası niyelğinde olduğunu belirtti ve üye devletlerin iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilikten oluşan üçlü gezegen krizine karşı toplu mücadelede bir araya gelebildiğini’ söyledi.
Yayımlanan bildiride Guterres, “Karar, çevresel adaletsizliklerin azaltılmasına, koruma eksiklerinin kapatılmasına ve özellikle çevresel insan hakları savunucuları; çocuklar, gençler, kadınlar ve yerli halklar da dahil olmak üzere savunmasız durumda olan kişilerin güçlendirilmesine yardımcı olacak” dedi.
Genel Sekreter, kararın Devletlerin çevre ve insan hakları yükümlülüklerini ve taahhütlerini uygulamalarını hızlandırmasına da yardımcı olacağını da sözlerine ekledi:
“Uluslararası toplum bu hakkı evrensel olarak kabul etti ve bizi bunu herkes için gerçeğe dönüştürmeye daha da yaklaştırdı.”
Sadece başlangıç: Acil eylem gerekli
Ancak Guterres, kararın kabul edilmesinin ‘sadece başlangıç’ olduğunun altını çizdi ve ulusları yeni tanınan bu hakkı ‘her yerde herkes için bir gerçeklik’ haline getirmeye çağırdı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet de yaptığı açıklamada buna değindi:
“Bugün tarihi bir an ama sadece sağlıklı bir çevre hakkımızı teyit etmiş olmak yeterli değil. Genel Kurul kararı çok açık: Devletler uluslararası taahhütlerini uygulamalı ve bunu gerçekleştirmek için çabalarını artırmalıdır. Şimdi bunları önlemek için birlikte çalışmazsak, çevresel krizlerden hepimiz çok daha kötü etkileneceğiz.”
Karar, sadece isteğe bağlı politikadan ziyade yasal yükümlülüklerin temelini vurguluyor.