Dubai‘deki COP28‘de bir grup ülke tarafından açıklanan ve 2050 yılına kadar küresel nükleer kapasitenin üç katına çıkarılması hedefi doğrultusunda planlanan Nükleer Enerji Zirvesi bugün (21 Mart) Belçika’nın başkenti Brüksel’de başladı.
Belçika Başbakanı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IEA) ortaklaşa ev sahipliği yaptığı, devlet başkanlarının yanı sıra 300 kadar delegenin de katıldığı zirveye Türkiye‘den de Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanını temsilen katıldı.
Greenpeace, Avrupa Çevre Bürosu, Don’t Nuke the Climate (İklime Nükleeri Bulaştırma), Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler (IPPNW) gibi sivil toplum örgütleriyle iklim, ekoloji ve barış aktivistlerinden oluşan uluslararası koalisyon tarafından protesto edilen zirveye karşı bir de basın açıklaması yapıldı.
Brüksel‘deki Atomium‘un yakınına şişme bir masal kalesi kuran aktivistler önünde “NÜKLEER MASALLAR = İKLİM KRİZİ” yazılı bir pankart tutarak nükleer enerjinin, endüstrisinin ve siyasi destekçileri eleştirdi.
Ortak açıklama: Herkes için güvenli, uygun fiyatlı ve iklim dostu enerji
Yapılan ortak basın açıklaması ve imza kampanyası metni de şu şekilde:
“Dünya birçok sosyal, çevresel ve ekonomik krizle karşı karşıya. İnsanlar yaşam pahalılığı, iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olayları ve enerji faturaları konusunda endişeli. Nükleer enerji zirvesindeki lobiciler ve politikacılar yanıt olarak yeni nükleer santral inşa etmeyi sunacak, ancak bunun hakikatle bir ilgisi yok.
“Yeni nükleer enerji girişimleri, iklim acil durumunun üstesinden gelmek için çok yavaş. Geliştirilmekte olan santraller ciddi şekilde gecikti ve önümüzdeki on yılda karbon emisyonlarının azaltılmasına anlamlı bir katkıda bulunamayacaklar. Küresel sıcaklık artışını 1,5 derecenin altına sınırlamak için sera gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar büyük ölçüde azaltılması gerekirken, bugün duyurulan yeni nükleer santrallerin hiçbiri bu son tarih geçene kadar şebekeye bağlanmayacak.
“Yeni nükleer santraller enerji geçişini yavaşlatan bir dikkat dağıtıcıdır. Fosil yakıtlardan hızlı bir vaz geçiş, bunun yerine enerji verimliliği ve aşırı enerji kullanımını önlemeye yönelik önlemlerle birlikte yüzde 100 yenilenebilir bir enerji sistemi oluşturmaya odaklanmalıdır. Bu adımlar hep birlikte dünyanın enerji ihtiyacını adil, çevre dostu ve ulaşılabilir bir şekilde karşılayabilir.”
Metinde nükleer enerjiyle ilgili şu bilgilere de yer verildi:
Nükleer enerji yenilenebilir enerjiye göre çok daha pahalıdır: Nükleer projeler, hızla artan maliyetler nedeniyle büyük bütçe aşımları ve iptallerle karşı karşıya kalırken, yenilenebilir enerji kaynakları her zamankinden daha ucuz ve nükleer enerjiye kıyasla göreceli maliyetlerde keskin bir düşüş yaşanıyor. 2023 Dünya Nükleer Endüstrisi Durum Raporu’na göre, yeni nükleer santraller rüzgar enerjisinden neredeyse dört kat daha pahalı. Hükümetlerin, gerçekte sonuç verme garantisi olmayan küçük modüler reaktörler gibi pahalı deneyler yerine, ev yalıtımı, toplu taşıma ve yenilenebilir enerji gibi kanıtlanmış iklim çözümlerine yatırım yapması gerekiyor.
Nükleer enerji tehlikelidir: Uranyum madenciliğinden radyoaktif atıklara kadar nükleer enerji üretimi insanların sağlığı, güvenliği ve çevre için risk oluşturmaktadır. Nükleer enerji askeri hedefler olarak kullanılabilir ve seyreltilmiş uranyum ve atom bombalarının kullanımı yoluyla nükleer silahların dünyaya yayılma riskini artırabilir. Artan sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, fırtınalar ve su baskını, santrallerin kendileri ve nükleer kazaları önlemeyi amaçlayan sistemler için önemli tehditler oluşturduğundan, iklim krizi nükleer enerjiyle ilgili riskleri de artırıyor.
Ortak açıklamanın sonunda, “iklim acil durumuyla karşı karşıyayız. Zaman değerlidir ve pek çok hükümet onu nükleer enerji masallarıyla boşa harcıyor. Talep ettiğimiz şey, gezegenimizdeki işleri güvence altına alan ve yaşamı koruyan güvenli, yenilenebilir ve uygun fiyatlı bir enerji sistemine doğru adil bir geçiştir” ifadeleri yer aldı.
Türkiye’den nükleersiz.org ‘un partner organizasyon olarak yaygınlaştırdığı DNtC kampanyasını Türkiye’den Mersin NKP ve Sinop NKP, Sinop NKP Der, Sinop Kent Hakları Derneği KENTSAV, Sinop Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Polen Ekoloji Kolektifi , Ekosfer ve TEMA dahil küresel ölçekte 625 sivil toplum örgütü imza vererek destekledi.
Federal Enerji Bakanı da zirveye karşı tavır aldı
Öte yandan, Federal Enerji Bakanı Tinne van der Sraeten de, Flaman Daha İyi Çevre Tahvili Derneği’nin düzenlediği “alternatif nükleer zirveye” katılarak “kesinliklere dayalı bir politika”yı savundu.
Van der Straeten konuşmasında Federal Hükümet’in bu yasama döneminde sürdürülebilir ve yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımları övdü, gelecekte de sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmanın Belçika enerji politikasının ortak konusu olarak kalması gerektiğine inandığını söyledi.
Özellikle küçük modüler reaktörlerin (SMR’ler) geleceğin teknolojisi olduğu fikrine karşı çıkan Federal Bakan, “enerji politikalarını belirsizliğe dayandırmak gerektiğini” vurguladı.