Fotoğraf: Akhtar Soomro / Reuters
Fatima Bhutto‘nun The Guardian‘a yazdığı bu görüş yazısı, Yeşil Gazete tarafından çevrilmiştir.
**
Dünyanın en kalabalık beşinci ülkesi olan Pakistan bugün hayatta kalmak için savaşıyor. Bu yaz istikrarsız muson yağmurları, ülkeyi kuzeyden güneye büyük hasara uğrattı. Ülkenin en güneyindeki eyalet olan Sindh, son birkaç hafta içinde aynı dönemin 30 yıllık ortalamasından yüzde 464 daha fazla yağış aldı.
Aynı zamanda Pakistan’ın buzulları daha önce hiç görülmemiş bir oranda eriyor. İklim krizinin bu iki sonucu birleşerek ülkeyi kasıp kavuran korkunç bir sele neden oldu.
Sindh’deki ekinlerin yüzde doksanı zarar gördü; Pakistan’ın en büyük sosyal yardım kuruluşu olan Edhi Vakfı’nı yöneten Faysal Edhi, selden ölmeyenlerin açlıktan ölme riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyardı.
Bir kıtlığın geldiği muhakak, tek soru, ne kadar hızlı gelecek? Ekonomik kayıpların 30 milyar doları aştığı tahmin ediliyor, 50 milyon insan ülke içinde yerinden oldu. Durgun sel suları sıtma salgını tehdidi yaratıyor.
Uydu görüntülerinde Sindh’deki İndus Nehri‘nin taşması ile 100 kilometre genişliğinde bir iç gölün oluştuğu görülebiliyor.
Zaten yetersiz olan eğitim ve sağlık hizmetlerinin şimdi şiddetle kesintiye uğramasının da bir nesle mâl olacağına şüphe yok.
400’den fazla çocuk öldü ve kış geldiğinde milyonlarcası barınaksız kalacağı için çok daha fazlası ölecek.
Bu, kabus gibi bir trajedi ve yine de Pakistan dışında yaşıyorsanız, muhtemelen bu konuda pek bir şey duymamışsınızdır.
Pakistan’ın akıbetine neredeyse hiç ilgi duymadığı düşünüldüğünde dünyanın geri kalanı, bu muazzan insani krizin hepimizi bekleyen sonun bir fragmanı olduğunu düşünmemiş gibi görünüyor.
Hiçbir ulusun Pakistan’a karşı özel duyguları olmasına gerek yok, ancak bugün ülkenin karşı karşıya olduğu dehşet, evrensel ve açgözlü iklim çöküşünün sonuçlarına dair açık bir uyarıdır.
İnsanlık, biricik gezegenimizi yok etti: Bugün Pakistan’da yaşananlar bunun kanıtı.
Fosil yakıtlara olan açgözlülüğümüz, devraldığımız vahşi ve doğal dünya miraslarımıza karşı tiksindirici umursamazlığımız ve cani tüketimimiz, serveti ne kadar olursa olsun hiçbir ülkenin küresel ısınmanın sonuçlarından kaçamayacağı anlamına da geliyor. Bugün Pakistan, yarın Kaliforniya; Fransa, Avustralya ve dünya olacak.
Uzak ülkelerden sıradan insanların Pakistan ile dayanışma gösterdiklerini ve yardımlar için ellerinden geleni verdiğini görmek dokunaklı olsa da, önde gelen uluslararası şahsiyetlerin ve genel olarak batı medyasının sessizliği, şaşırtıcı olmasa da, iç karartıcı.
Pakistan sel felaketini ‘iklim felaketi’ ilan etti: Ölü sayısı bini aştı
Pakistan için sesler bu kez İstanbul’dan yükseldi: Pakistan’ın hikayesi bizim hikayemizdir
Selin vurduğu ilk hafta, gazetelerde Finlandiya başbakanının yaptığı parti, Pakistan’ın üçte birinin sular altında kaldığı gerçeğinden daha fazla yer kaplıyordu.
Bu bir ‘afetlerden yılmışlık’ sorunu değil. Avrupa’da Suriyeli mültecilerin lastik botlarını denizde ölüme iten aynı ülkelerin havaalanlarında Ukraynalılar için ücretsiz Airbnb konutları ve karşılama kabinleri var.
Ve bu, Pakistan’ı ziyaret etmenin ‘çok tehlikeli olmasıyla’ da ilgili değil: Çok yakın zamanda, Fransız pop entelektüeli Bernard Henri Levy, Odessa‘da kasıla kasıla yürüdü ve Zelenski, “tehlikeye rağmen onları ziyaret eden” Ben Stiller ve Angelina Jolie‘ye alenen teşekkür etti. (Jolie’ye karşı adil olmak gerekirse, 2005 depreminden sonra Pakistan’ı ziyaret ettiğini ekleyelim.)
Bu, iklim krizinin neden olduğu ilk felaketimiz değil. 2010 yılında da Pakistan’da büyük bir sel felaketi yaşandı. Dönemin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon Pakistan’ın dayanmaya çalıştığı bu selin ölçeğinin, daha önce gördüğü her şeyden daha büyük olduğunu söyledi:
“Şüphesiz ki bu küresel bir felaket. Pakistan ‘ağır çekimde bir tsunami’ yaşıyor: Yıkıcı etkileri zamanla birikecek ve büyüyecek.”
O selde saniyede 11 bin 326 ton su İndus’tan taşmıştı ve bu bir rekordu. Bu yıl ise 20 bin tondan fazla suyun taşması bekleniyor.
Pakistan’da ‘küçük kıyamet’: Ülkenin üçte biri sular altında kaldı
Pakistan’da can kaybı 1355’i buldu: Küresel eylem yarın gerçekleştirilecek
Pakistan, milyonlara elektrik sağlayan enerji santralini sel sularından kurtarmaya çalışıyor
2010’da çılgına döndüğümü, gözlerimizin önünde meydana gelen felakete umutsuzca dikkat çekmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Bu, Haiti’nin de trajik bir deprem yaşadığı yıldı, ancak Haiti‘den farklı olarak medyanın Pakistan’a çok az ilgisi vardı. Hollywood yıldızlarının markalı tişörtler giydiği ve para topladığı televizyon konserleri yoktu, büyük uluslararası figürler Pakistan’ın direncini alkışlayan tweet’ler atmamıştı.
O zaman da kimse umursamadı, tıpkı şimdi de kimsenin umursamadığı gibi.
Şimdiki BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de dünyanın Pakistan’ın yıkıcı seline karşı “uyurgezer” davrandığından yakındı.
İklim değişikliğini ciddiye alan bir insansanız zaten korkunç şekilde 16.5 derece ısınmış bir ülke olan Pakistan’a karşı nasıl kör kalabilirsiniz?
Sindh’deki Jacobabad şehrinde bu yaz sıcaklıklar 50 dereceye ulaştı; Vice‘ın aktardığı gibi, “insan vücudunun kaldırabileceğinden daha sıcak olan ısı ve nem eşiklerini geçen dünyadaki iki şehirden biri” oldu.
Peki Vanity Fair röportajlarında ve Twitter‘da savaş bölgesi için boy gösteren yardımsever oportünistler nerede?
Dayanışmayı unutun: Küresel güney bu yüzyılda iklim adaleti olmadan hayatta kalamaz. Siz batıda kağıt pipetlerden bahsediyorsunuz, biz küresel güneyde tazminatlardan bahsediyoruz.
Hepimizin ükeleri ve yaşamları vazgeçilmezdir. Bunu her zaman biliyorduk, ama şimdi öfkeden patlama noktasındayız: 2021’de geçirdiği yangının ardından Notre Dame Katedrali için bir buçuk günde 880 milyon dolar toplanması ancak boğulmakta olan yoksul bir ülkenin tamamının iklim yardımı için yalvarması gerekmesi karşısında başka ne hissedebilirsiniz?
Dünyanın kendimiz için yarattığımız korkunç geleceğe uyanmasının zamanı geldi. Başka türlü yaşama şansımız yok.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…