Dostlukları, arkadaşlıkları, beraberlikleri uzun yıllar sürdürebilmek her zaman pek de kolay olmuyor. Hayat çok hızlı. Hızlı yaşıyoruz, her şeyi hızla tüketiyoruz. Tüketirken de tükeniyoruz bir taraftan.
Yaşı yetişenler anımsayacaklardır. 1980’li yılların başları, 12 Eylül’ün kitlesel propagandasının etkisi altında kalan geniş kesimlerin dışında kalanlar için, bunaltıcı, alternatifsiz, zor günlerdi. Zor günleri (bugün de olduğu gibi) dostluklar, kitaplar ve müziklerle yaşanabilir kılmaya çalışıyorduk. Tam o günlerde, 1983 yılında bir kaset elden ele yayılmaya başlamıştı. Bana da ulaştı bir yerden. Kayıt çok kötüydü ama şarkılar üzerimize çöken karabasana rağmen bizlere, hayatın yaşamaya değer olduğunu söylüyordu; “Ölümden Önce Bir Hayat Vardır” diyordu. Bir konser kaydıydı. Dünyanın farklı coğrafyalarından, farklı dillerden, hayat temalı 19 folk şarkısının yer aldığı bir kasetti. Kısa sürede 12 Eylül’ün en has yer altı kayıtlarından birisi olarak vazgeçilmezimiz oldu.
Mozaik, 1983 yılı konser kaydının yer aldığı “Ölümden Önce Hayat Vardır” albümünün ardından 1985’te “Ardından”, 1988’de “Çook Alametler Belirdi”, 1990’da da “Plastik Aşk” albümlerini yayımladılar, konserler yaptılar. Sonra uzun süren bir sessizlik…
Yıllar boyu kafalarında taşıdıkları, yeniden bir araya gelme düşüncesi 2010-2013 yılları arasında gerçek oldu ve 2014 yılında ilk dört albümle birlikte, daha önce yayımlanmamış bestelerinin ve yorumlarının da yer aldığı 6 albümlük bir külliyatla ortaya çıktılar ve sevenlerini, özleyenlerini bahtiyar ettiler. Bununla da yetinmediler; 4 Ekim 2018 Perşembe akşamı Moda Kayıkhane sahnesinde, 35 yıl sonra bir kez daha, hepimize “Ölümden Önce Bir Hayat Vardır” diye seslenecekler, bugün de her şeye rağmen hayatın devam ettiğini, ölümden önce hayatın var olduğunu ve inatla yaşamaya devam etmemiz gerektiğini söyleyen şarkılarıyla sahnede olacaklar.
Dostlukları, arkadaşlıkları, beraberlikleri uzun yıllar sürdürmek pek de kolay olmuyor. Belki de (iyi müzik yapmaları dışında) sırf bu nedenle 35 yıllık bir Mozaik beraberliği çok daha değerli bir hale geliyor ve hepimizi heyecanlandırıyor, umutlandırıyor.
Açık Radyo da uzun erimli bir beraberliğin adresi benim için. 23 yıldan beri neredeyse her gün radyomla nefes alıp veriyorum. 2 yıldan bugüne de radyomdan sizlere seslenmeye, sevdiğim-sevemediğim şeyleri paylaşmaya çalışıyorum. Şarkılar dinliyoruz birlikte, muhabbet ederken, şarkılar dinlerken birlikte düşünüyoruz, birlikte nefes alıp veriyoruz.
Yeşil Gazete 10 yaşında!
Açık Radyo gibi kendimi mutlu ve huzurlu hissettiğim bir başka yer de Yeşil Gazete. Gazeteyi 2010 yılından başlayarak bir okur olarak takip ediyor, destek vermeye çalışıyorum. Yaklaşık 2 sene önce gazete kolektifine katıldım ve bugün yazarak da destek olmaya çalışıyorum.
Yeşil Gazete bu yıl 10. Yaşına bastı. Arkadaşlarla konuşuyorduk: “Bir 10. Yıl şenliği yapsak, bir konserle okuyucularımızla buluşsak…” O zaman benim aklımda bir grup vardı: Mozaik. Acaba bizim gazete için bir konser verebilirler miydi? Ayşe Tütüncü ile de konuşmuştum. Bir konser için bir araya gelmeye çalıştıklarını söylemişti. Geçen günlerde 4 Ekim konserinin haberini okumak birçoğunuz gibi beni de çok sevindirdi. Yeşil Gazete’nin 10. Yılı gibi bu konserde bende bir şenlik coşkusu uyandırdı. Umarım Mozaik bundan sonra da uzun yıllar, hayata, insana, doğaya ve gezegenin geleceğine dair umudumuzu diri tutan şarkılar yapmaya, söylemeye devam ederler.
Neden Yeşil Gazete veya vatandaş gazeteciliği?
Geçtiğimiz salı günü Yeşil Gazete gönüllülerinden Akgün İlhan, Açık Radyo’da hazırlayıp, sunduğu “Sudan Gelen” programında yine bir Yeşil Gazete gönüllüsü olan Büşra Akman’ı konuk etti. Ekoloji ve çevre sorunlarının ana akım medyalarda ne kadar yer bulduğunu veya daha doğru bir deyimle yer bulamadığını konuştular. Büşra Akman bitirme tezinde bu konuyu incelemiş. 35 gazeteyi araştırmasına dahil etmiş ve çıkan sonuç pek de iç açıcı değil. Günlük haberlerin sadece %1,4’ü ekoloji ve çevre haberlerini içeriyormuş.
Ekolojik meseleleri ve diğer toplumsal-yaşamsal sorunları öğrenebilmek, bilinmezlerin ayrımına varabilmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu gibi günlerde Açık Radyo’nun sesine ve Yeşil Gazete gibi gazetelerin varlığına duyulan ihtiyaç daha da artıyor. Bilinmezlikler içerisinde gerçeği görebilmek için hepimiz belki de bir kutup yıldızı arıyoruz.
Son yıllarda iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle vatandaş gazeteciliği denen bir kavram ortaya çıktı. Ana akımlar dışında bağımsız bir haber ağı oluştu. Hepimiz bu ağın bir parçası olabiliriz aslında. Ve bence bugün, ekolojik,ekonomik, siyasi ve sosyal yıkıma karşı alan gazeteciliği, haberciliği yapmak, gerçek ve doğru haberi kamuya ulaştırmak hepimiz için önemli bir sorumluluktur diye düşünüyorum.Belki de her birimiz birer kutup yıldızıyız; bir diğerimizin yolunu aydınlatan, gerçeğe ulaşmasına yardımcı olan birer kutup yıldızı…
Ana akım medyalar dışında bağımsız olarak çok çeşitli kulvarlarda yol alan birçok gazete var. Yeşil Gazete de bunlardan bir tanesi. Yeşil Gazete 2008 yılında Türkiye Yeşilleri ’nin içerisinden çıktı. Ekolojik vicdanı, sosyal adaleti, çevre adaletini, doğrudan demokrasiyi, katılımcılığı önceleyen; şiddeti, erkek egemen dili reddeden, doğayı merkeze alan, özgür yaşamı ve çeşitliliği savunan, kendisini yerel ve küresel vicdan ağının bir parçası olarak kabul eden yayın çizgisiyle bugün de yayın hayatına devam ediyor. Hepiniz Yeşil Gazete gönüllüsü olabilirsiniz, gazeteye haber yapabilir, yazılar yazabilirsiniz. Yeşil Gazete’ye www.yesilgazete.org adresinden ulaşmanız çok kolay.
Bu gece Yeşil Gazete’ye emek verenler mütevazı bir buluşmayla gazetemizin 10. Yılını kutlayacağız. Müzisyen arkadaşlarımız Muammer Ketencoğlu, Selim ve Kerim Altınok ve Ruşen Can Acet şarkılarıyla aramızda olacaklar.
Yeşil Gazete de tıpkı Mozaik gibi, Açık Radyo gibi kolektif bir çalışmanın ürünü. 10 yılda yüzlerce gönüllü ile yayın hayatını sürdürdü ve bu günlere kadar gelebildi. Bugün 15.00’de Açık Radyo (94.9) Babil’den Sonra programımda dinleteceğim şarkıları, geçen 10 yılda gazeteye emek veren bütün arkadaşlarım için çalmak istiyorum. Program Mozaik grubunun 1983 yılında yapılan ilk konser kaydından dinleteceğim şarkılarla başlayacak. Siya Siyabend, Mehmet Güreli, Jülide Özçelik ve Selim & Kerim Altınok şarkılarıyla devam edecek olan program Muammer Ketencoğlu’dan dinleteceğim şarkılarla sona erecek. Hepinizi radyolarınızın başına bekliyorum.
Yeşil Gazete’nin 10. yaşı kutlu; ömrü uzun olsun…
Ercüment Gürçay