Hafta SonuManşet

[Babil’den Sonra] Masis Aram Gözbek ile Boğaziçi Caz Korosu ve geleceğe dair

0

Türkiye insanının kulağı çok sesli müziğe pek aşina değildir. Ruhi Su bu gerçeği bir yazısında, kültürümüzün kökleriyle başka bir dünyada oluşumuza bağlar. Ona göre bizim geleneğimizde çok seslilik yoktur.

Müziğe kafa yoranlar, müzikte tek seslilik-çok seslilik üzerine epey zamandır tartışıyorlar: Hangisi daha ileridir, çağdaştır vs. Bana göre ikisinin de farklı tatları var. Ama bir kez çok sesli bir koroda yer aldıysanız, bir şarkıyı, bir türküyü çok sesli olarak söylemenin tadına vardıysanız artık iflah olmazsınız.

Batıda özellikle çok sesli kilise müziğinin varlığı batılı kulakların bu müziğe çok küçük yaşlarda aşina olmasını da beraberinde getiriyor. Bizler bu tadı daha geç yakalıyoruz. Ben bu tadı yaşamak için epey bir zaman beklemek zorunda kaldım. Çok sesli koro müziğiyle tanışmam 1988 yılında Ruhi Su Dostlar Korosu ile başladı diyebilirim.

Koro şarkıcılığı da çok sesli müzik gibi ülkemizde pek bilinmez. Oysa ki koro şarkıcısı olmak büyük bir mutluluk kaynağı. Bir şarkıyı söylerken birlikte düşünmek, aynı anda nefes almak-vermek, yanındakini, önündekini, arkandakini dinlemek ve sesini dinletmek ve şarkının hak ettiği tadı hep beraber yakalamak zorundasınız ve bu yakalandığı anda da alınan tat büyük bir mutluluk yaşatıyor insana. İyi bir koro şarkısını dinlemek de büyük bir keyif veriyor bana, ama bir konserde seyirci için söylemekten çok daha önce kendi mutluluğum için şarkıyı söylemek her zaman benim önceliğim oldu.

Ruhi Su: “…Armoni, bugünkü batı müziğine gücünü kazandırmış olan çok seslilik kurallarının bilimidir. Armonize etmek, mevcut bir melodi çizgisini çok sesli bir hale getirip, zenginleştirmek demektir. Çok seslilik nedir bilmeyen bizim gibi bir toplumda bunun, halkı da sanatçıyı da yetiştirici iki yönlü bir faydası vardır. Çok sesliliğe kendi türkülerinin eşliğinde girmesi hem halka daha ilginç gelir hem de sanatçıya bu kurallar içinde kendi diliyle düşünmeyi öğretir… Batı tekniği ile işlenmiş müziğimizi dinlerken de kendi dilimizi ve kendi yaşantılarımızı bula bula çok sesliliğin tadını anlamaya alışacağız ve böylece batı müziği içindeki yerimizi alacağız…” diyordu. 1940’dan sonra kurduğu birçok koroyla, birlikte şarkı-türkü söyleme, koro müziğinin dinlemesi alışkanlığını yaygınlaştırmaya çalışan Ruhi Su’nun 1975 yılında kurduğu Ruhi Su Dostlar Korosu, 43 seneden bu yana türkülerimizi Batı müziğinin armonik yapısı içerisinde, özüne pek de dokunmadan yorumlamaya çalışıyor.

Bugün Türkiye’de birçok koro kendi müziğimizi bu toprakların insanlarına ve dünyaya başarıyla taşıyorlar. Bu korolardan bir tanesi de 2011 yılında Masis Aram Gözbek’in kurduğu, bugün de sanat yönetmenliğini ve şefliğini üstlendiği Boğaziçi Caz Korosu.

Ben de bir çoğunuz gibi BCK’yı 2011’de Taksim Metrosu’nda seslendirdiği, 3 kutsal kitapta da yer alan bir mitolojik söylenceyi konu alan, Jazz / Blues tınıları taşıyan” Joshua Fit The Battle Of Jeriko” performansıyla tanıdım. Bir de Gezi’de seslendirdikleri “Çapulcu” türküsü var. Bu iki şarkı grubun çok geniş kesimlerce tanınmasını sağladı. Ama BCK bundan çok daha fazlası. Grubun repertuvarında Rönesans dönemi yapıtlarından, çağdaş koro literatürüne kadar 70 besteci ve 100 civarında aranjörün eserleri var. Anadolu’dan çok sayıda türkülerin çok sesli yorumları var.

Masis Aram Gözbek’in koro için çok seslendirdiği çok sayıda düzenlemesi var. Bu bestelerinden bir tanesini, Muhyi’nin “Zahit” adlı yapıtını bu yıl 22 Eylül’de Ruhi Su Dostlar Korosu da ilk kez seslendirecek. Masis Aram Gözbek bu düzenlemeyi 2015’te Ruhi Su Dostlar Korosu’nun 40. Yılı ve Ruhi Su’nun 30. ölüm yıldönümü anısına BCK’nın da sahne aldığı konser için düzenlemişti.

BCK, çoğu ilk kez koro deneyimi yaşayan amatör koristlerden oluşuyor. Grup 7 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen bu sürede 3 kıtada, çok sayıda ülkede müziğimizi başarıyla temsil etti, çok sayıda ödül aldı. Türkiye’nin üçte birinde sahne aldı. Yurt içinde ve dışında 250 bin sanatsevere ulaşılan, 400 saate yakın sahne performansından söz ediliyor. Bu performanslar için 10 bin saate ulaşan provalardan bahsediliyor. Kağıt üzerine yazmak kolay ama yaklaşık 30 senedir korolar dünyasının bir üyesi olarak olağan üstü bir emekten söz ettiğimin farkındayım. Deneyimsiz insanlardan bir koro kurup, işi sırf koro müziği olan uluslararası isimlerle başa çıkmak ve küresel korolar dünyasında yukarılarda yer almak kolay bir iş değil… Bugün Türkiye’den yola çıkıp, bunu başaran koroların sayısı her geçen gün artıyor. Buna çok seviniyorum. Bana göre BCK bu yolu açan koroların başında geliyor.

Masis Aram Gözbek ve BCK çok önemli bir şey daha yaptı: Çok sesli vokal müziği sokağa, metrolara, vapur iskelelerine, parklara yani müziği asıl olması gereken yere, hayatın tam ortasına taşıdılar. Kimi konserlerini sosyal medyadan canlı yayınladılar. 20 milyon kez izlenen videolarını görüyorum internette. Ana akım medyada da çok sesli vokal müziğe önemli bir yer açtılar. TRT Haber 45 dakikalık bir belgesel çekti. Birçok televizyon onları programlarına konuk etti. Çok sesli müziğin toplumsallaşması için bu çabaların çok önemli olduğunu düşünüyorum.

BCK tanıdığım en YEŞİL koro aynı zamanda. Provalarda ve sahnede bıraktığı karbon ayak izi sıfır. Sahnede elektronik bir çalgı kullanmıyorlar. Tek çalgıları sesleri. Sadece Masis’in cebinde koroya başlangıç sesini vermek için kullandığı metal bir diyapazonu var. Bazen birkaç vurmalı çalgıyı da şarkı aralarında duyuyoruz. Mikrofon çoğu zaman kullanmıyorlar. Yüksek watajlı kolonlara da ihtiyaçları hiç yok. Salonun her yerine yayılıp surround sesi doğal yollarla yaratabiliyorlar. Işığa da ihtiyaçları pek yok. Hatta bir konserlerini elektrik kesilince karanlıkta bitirdiler. Sultanahmet’te çalıştıkları ve yıl sonu konserleri verdikleri devasa salonun fosil yakıtlar yakan bir ısıtma sistemi yok. Hatta hiçbir ısıtma sistemi yok. Koronun enerjisi ve koristlerin nefesi orayı hemen ısıtıveriyor. Yıl sonu konserlerini izlemeye gidiyorum da oradan biliyorum.

BCK sadece müzik yapmıyor. Sahne performansı da alışılageldik korolar gibi değil. Teatral bir gösteriyi de içeriyor. Sürekli hareket halinde, enerjik bir performansları var. Bunda sanıyorum Masis Aram Gözbek’in sanat geçmişinde yer alan tiyatro, modern dans ve halk oyunlarının da etkisi olsa gerek.

Toplumsal dayanışmanın gerektiği her yerde “Ben de varım!” diyen bir koro BCK. 2012’de Ruhi Su 100. Doğum Yılı etkinlikleri için Masis’i arayıp, konser daveti yaptığımda kalkıp geldiler, Tophane-i Amire’de çok keyifli bir konser yaptılar. Masis ile ilk tanışmamı da o davete borçluyum. İlk kez o gün Masis’i ve arkadaşlarını yakından tanımıştım. Dostluğumuz o gün başladı diyebilirim.

Sonra 2015’de Ruhi Su Barış Konseri’ne davet etmek için aradığımda ikiletmediler. 800 kişilik salona 1500 kişi gelmişti. Fuayeye ekran koymak zorunda kalmıştık. Merdivenler bile tıka basa doluydu. 2015’de İklim Korosu kurmaya giriştiğimizde de yanımızdaydılar.

BCK, kendi yağıyla kavrulan bir koro. Masis Aram Gözbek de gönüllü, koristler de. Bir de sahne arkasında yer alan gönüllü yardımcılar var.  Koro konseri yapmak masraflı bir iş. Yol, konaklama, yemek vs. Hele bu işi yurt dışına da taşımak istiyorsanız bütçe çok daha büyüyor. Umarım bu özverili çaba kısa zamanda karşılığını bulur, bu çabayı gören kişiler veya kurumlar bir gün bunu daha da ileriye taşımaları için onlara gereken maddi desteği esirgemezler.

BCK sadece solo konserler vermiyor. Yasemin Mori, Sertap Erener, Ali Kocatepe, Nil Karaibrahimgil… Borusan İstanbul Flarmoni Orkestrası vs. gibi birçok müzisyen ve müzik topluluğu ile birlikte yurt içinde ve yurt dışında sahne aldılar.

Masis Aram Gözbek, BCK dışında da korolar kurdu veya çalıştırıyor. Boğaziçi Gençlik Korosu ve Magma Koroları bu korolardan. Yakında bütün korolar için yeni korist seçmeleri yapılacak. Bu seçmelere şarkı söylemeyi seven herkes katılabiliyor. Koro şarkıcılığı dünyanın en keyifli işi. Seçmelere katılın, iyi bir koro şefiyle koro şarkıcılığının keyfini sonuna kadar yaşayın derim.

Bu hafta Açık Radyo (94.9) Babil’den Sonra’da Masis Aram Gözbek konuğum olacak. Kendi deyimiyle 3 yaşında ailesinin ona aldığı bir oyuncak müzik aletiyle başlayan ve bugüne kadar süregelen müzik yaşamını konuşacağız. BCK’nın hikayesini ondan dinleyip, geleceğe dair projelerini, hayallerini öğreneceğiz. Tabi bu uzun hikâyeyi bir saatlik bir programa sığdırmak kolay olmayacak. Üstelik sadece muhabbet etmeyeceğiz. BCK’nın konser kayıtlarından şarkılar da dinleteceğiz.

Masis Aram Gözbek’e hem çok sesli çağdaş koro müziğine katkıları için hem Ruhi Su Dostlar Korosu ile her zaman dayanışma içerisinde olduğu için ve hem de 2015’te İklim Korosu’na katılıp, iklim yıkımına karşı sesimize ortak olduğu için çok teşekkür ediyorum.

Hepinizi bugün 15.00’te radyolarınızın başına bekliyorum.

Masis Aram Gözbek’e ulaşmak için:

www.facebook.com/masisaramgozbek
www.instagram.com/masisgozbek

www.twitter.com/masisgozbek

[email protected]

 

Ercüment Gürçay

 

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.