AKP, MHP ve BBP, gazeteci Ayşenur Arslan‘ın Kıbrıs‘ta Halil Falyalı’nın öldürülmesinin ardından Türk Mukavemet Teşkilatı (TMK) ile ilgili ifadeleriyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Dilekçelerde, savcılıklarca soruşturma başlatılarak, Arslan’ın “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçu” işlediği öne sürülerek Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesine göre cezalandırılması talep edildi.
Arslan yayında Halil Falyalı’nın kendisini TMK’nın üyesi olarak tanıttığını belirterek, teşkilattan “Adada suikastlerle bilinen bir illegal, yarı resmi bir oluşumdu” diye bahsetmişti.
İktidar cenahında yoğun eleştiriler alan Arslan sosyal medyada da hedef gösterilmişti. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de, Halk TV’ye inceleme başlatıldığını duyurdu.
Saniyelik görüntülerle servis edilen sözleri hakkında programında ve Twitter hesabında özür dileyen Arslan, hakkındaki suç duyurusuna canlı yayında yanıt verdi. “Cumhur İttifakı benim hakkımda anlaşmış” diyen Arslan şunları söyledi:
‘Kanalın başına bir şey düşünüyorlar’
“Kanalın başına bir şey düşünüyorlar… İnşallah düşünmüyorlardır olay benimle sınırlı kalır diye düşünüyorum. TCK 301’den suç duyurusunda bulunulmuş.
Devlet, Cumhur İttifakı’ndan ibaret hale gelince tabi bunu daha fazla açıp konuşamaya gerek yok. Bir de az önce konuşurken dedi ki, senin sözlerin Kıbrıs’taki üstelik KKTC değilken var olan bir oluşum TMT’ benim ona dair söylediğim üç cümle. Üstelik ben onu kast etmedim, şunu kast ettim diye de açtım. Olsun, eğer dövülecekse, karar verilmişse ne var bunda olur böyle şeyler. Bu olay Türkiye’yi, Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni falan ilgilendirmiyor diyemezsiniz”
Muhalefete çağrı
Arslan sessiz kaldığı için eleştirdiği muhalefet partilerine de şöyle seslendi:
“Muhalefetten mesela ‘Bir dakika ya bu cümle yüzünden neden bu kadar fırtına kopartıldı, neden kellesi vurula nidalarına başvuruldu’ sorusu duymadım. Arayan olmadı mı? Birkaç kişi aradı beni o cenahtan ama önemli olan o değil. Ben değilim burada da mesele. Halk TV’yi susturmak meselesi. Eğer Halk TV susarsa, seçime nasıl gideceksiniz? Ne diyeceksiniz?
Beni yalnız bırakırsanız en fazla ne olur biliyor musunuz? 6 ila 2 yıl ortasını 1 yıl bulurlar yatarı 6 aydır falan… Kendimi acındırmak için söylemiyorum. Ben giderim kafamı dinlerim, denizime girerim ama bu ülkede ya hep beraber olacağız ya hiçbirimiz kurtulamayacağız bunu bilin.”
Dilekçelerden: Devleti aşağılama suç işledi
AKP’nin suçduyurus dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Kıbrıs Türk’ü için mücadele eden, şehitler veren Türk Mukavemet Teşkilatı hakkında, bu ülkenin vatandaşı olduğu halde şüphelinin neden böyle bir bakış açısına sahip olduğunu ve neden TMT’ye dil uzattığını anlamak ise maalesef mümkün değildir. Sonuç olarak şüpheli, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğü için mücadele eden Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı’nı illegal ve suikastçı bir örgüt olarak niteleyerek açıkça Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde hükmünü bulan ‘Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama’ suçunu işlemiştir. Bu kapsamda şüphelinin yapmış olduğu açıklamanın kabulü hukuken olduğu gibi ahlaken ve vicdanen de mümkün değildir.”
MHP’nin dilekçesinde de, “Anavatanıyla tek vücut Kıbrıs Türklüğünü müdafaa eden ve dahası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’yle hayat bulan Türk Mukavemet Teşkilatı’na yönelik çirkin ve asılsız ithamlar nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde hüküm altına alınan suç sübuta ermiş, şüphelinin eylemleri ile Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti alenen aşağılanmıştır” denildi.
BBP’nin dilekçesinde ise “Yüzlerce masum insanı katleden Türklük ve Türkiye düşmanlarınca verilen her türlü silah ve teçhizatla donatılmış bir terör örgüt olan EOKA karşısında, Kıbrıs Türk halkının mücadelesinin adı Türk Mukavemet Teşkilatı’dır” denildi. Arslan’ın TMT’yi, “illegal ve suikastçı bir oluşum” olarak nitelendirdiği belirtilen dilekçede, söz konusu ifadelerin “Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini aşağılama” suçunu oluşturduğu kaydedildi.
Dilekçelerde, başsavcılıkça soruşturma başlatılarak, Arslan’ın Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçundan Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesine göre cezalandırılması talep edildi.