Hayvan HaklarıManşet

Av turizmi ihalelerinin durdurulması için bir dava daha: Yaban hayvanları ortak mirasımız

0

Haydiko Artvin Derneği başta Artvin olmak üzere Adana ve Sivas’ta ve Melekler Şehri Derneği destekleriyle Aksaray, Kahramanmaraş ve Çorum olmak üzere toplamda altı ilde yapılacak olan Av Turizmi ihalelerinin yürütmesinin durdurulması için dava açtı. Davalar Hayvan Haklarını İzleme Komitesi ve Avukat Gülçin Yapıcı müdahillikleriyle açıldı.

Vegan Derneği Türkiye ve Hayvan Hakları İzleme Komitesi de 100’den fazla hayvan türünün “av turizmi” talimatı ve Merkez Av Komisyonu kararları kapsamında öldürülmesini engellemek amacıyla Eylül’de Tarım ve Orman Bakanlığı’na dava açmıştı. Yürütmenin acilen durdurulması ve avcılığı düzenleyen karar ve talimatların iptali istenmişti.

‣Av turizminin iptali için dava açıldı

Haydiko Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Mucizeler Diyarı Proje Koordinatoru Yasemin Yılmaz’ın konuyla ilgili açıklama yaparak “Doğal yaşam ortamları hızla daralan yabani hayvanların ister istemez insanlarla karşı karşıya gelmesi, sayılarında artış olduğu algısı yaratıyor ve bu tür kararların alınmasında gerekçe olarak kullanılıyor. Türkiye’de, bu türlere ilişkin kapsamlı ve güvenilir veriler olmadığından sayılarının gerçekte artıp artmadığı bile bilinmiyor. Böylesine kritik kararların elde güvenilir bilimsel veriler olmadan, gözlemlere dayanarak verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

‘Kara Avcılığı Kanunu yaban hayvanları ve doğal yaşam ortamlarını korumaktan çok uzak’

4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu sürdürülebilir av ve yaban hayatı yönetimi için av ve yaban hayvanlarının doğal yaşam ortamları ile birlikte korunmalarını, geliştirilmelerini, avlanmalarının kontrol altına alınmasını, avcılığın düzenlenmesini, av kaynaklarının millî ekonomi açısından faydalı olacak şekilde değerlendirilmesini ve ilgili kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliğini sağlıyor.

Haydiko Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Mucizeler Diyarı Proje Koordinatoru Yasemin Yılmaz

Kanuna ilişkin konuşan Yasemin Yılmaz “Bu Kanun av ve yaban hayvanlarını ve yaşama ortamlarını, bunların korunmasını ve geliştirilmesini, av ve yaban hayatı yönetimini, avlakların kurulması, işletilmesi ve işlettirilmesini, avcılığın, av turizminin, yaban hayvanlarının üretiminin, ticaretinin düzenlenmesini, toplumun bilinçlendirilmesini, avcıların eğitimini, av ve yaban hayatına ilişkin suç ve kabahatler ile bunların takibi ve cezalarını kapsar’ olarak tanımlanmıştır. Dava dilekçelerimizde de ayrıntılı bir şekilde açıkladığımız gibi, kanunun içeriği, uygulanma şekli yaban hayvanları ve doğal yaşam ortamlarını korumaktan çok uzaktadır” ifadelerini kullandı.

‘Avlanmaya hak gözüyle bakmak çok büyük bir problem’

Kanunda yazılı amacın aksine biyolojik çeşitliliğe ciddi zararlar verdiğini dile getiren Yılmaz, “Kanunda, devletin yaban hayvanlarını bir mülkiyet konusu yaparak avcılara yaban hayvanlarını öldürme hakkı tanıması Anayasa’ya aykırılık açısından tartışılması gereken bir konudur. Kanunun 2. Maddesi’nin 22. Bendi’nde ‘avlanma hakkı’ndan söz edilmektedir. Ancak avlanmanın, yani bir yaban hayvanını öldürmenin bir hak olarak tanınmasının hukuk sistemi açısından ve vicdani olarak kabul edilebilir bir yanı yoktur. Avlanmaya, hak gözüyle bakmak çok büyük bir problemdir” şeklinde konuştu.

Fotoğraf: Murat Sürücü/ İHA

Acilen her türlü karasal avcılık faaliyetine ve doğa tahribatına son verilsin

Hakların gelişimi ve insan hakları açısından da sorun teşkil eden bu yaklaşımın sorgulanması ve tartışılması gerektiğini vurgulayan Yasemin Yılmaz, yaban hayatını korumanın herkes için bir yükümlülük olması gerekirken, avlanmanın bir hak olarak tanınmasının ciddi bir sorun olduğuna dikkat çekti.

Yasemin Yılmaz av turizmi konusunun biyoçeşitlilik çatısı altında, bütüncül bir bakışla tüm disiplinlerin bir arada olarak tartışılması gerektiğine inandıklarını ifade ederek “Biyolojik çeşitliliğin korunması, iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak hem bir uluslararası yükümlülük hem de doğayla uyumlu bir yaşam ve varoluş meselesidir. İklim krizinin ulaştığı boyut dikkate alındığında karasal avcılık faaliyetleri ve doğal yaşam ortamları üzerinde tahribata yol açan idarenin işlem ve eylemlerine karşı hukuku etkili kullanmak hak savunucularının görevi olmalıdır. Devlet kurumlarımızı acilen her türlü karasal avcılık faaliyetine ve doğal yaşam ortamları üzerindeki tahribata artık son verilmeye davet ediyoruz” dedi.

Yaban Hayatı ve Doğal Yaşam Zirvesi

Bu kapsamda ayrıca 12 ve 16 Ekim tarihleri arasında Artvin’de Av ve Av Turizminin hukuki, bilimsel ve vicdani bir şekilde masaya yatırılacağı panellerin düzenleneceği Yaban Hayatı ve Doğal Yaşam Zirvesi gerçekleştirilecek. Zirveye ulusal ve uluslararası düzeyde konunun uzmanı akademisyenler ve uzman sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri katılacak.

 

You may also like

Comments

Comments are closed.