Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriEkolojiManşet

Aslanyaka’da madene verilen ÇED kararının yürütmesi durduruldu

0
Aslanyaka’daki proje alanının Yandex üzerinden alınmış bir görüntüsü.

Muğla‘nın Milas ilçesine bağlı Aslanyaka‘da 2005’ten bu yana canlı sağlığını, zeytinlikleri ve ormanları tehdit eden maden ocağıyla ilgili Mahkeme’den ara karar çıktı.

Muğla 3. İdare Mahkemesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca tesise verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararının yürütmesini durdurdu.

Şirket ÇED’in sınırlarından dolanırken Aslanyaka’da toz dumana karıştı
Aslanyaka’da bilirkişi raporu: Maden alanında zeytinlikler ve orman var; kamu yararı yok 

Kalker ocağı bölgesinde kesilen çam ağaçları. Fotoğraf: Mehmet Polat

Bilirkişi raporunda ‘Kamu yararı yok’ denmişti

Mahkeme kalker ocağında kamu yararı olmadığı, tesisin zeytinliklere üç kilometre mesafeden daha yakın olduğu, ormandaki ağaçların kesilmesine sebep olacağı, yeraltı sularının olumsuz etkileneceği, arı konaklama noktalarına zarar vereceği ve atık, toz ve duman çıkaracağı için faaliyetlerin olumsuz sonuçlara yol açacağının belirtildiği bilirkişi raporunu işaret etti.

Makina Öğretmeni Mehmet Polat ise Aslanyaka’daki ekokırım tehdidine karşı direnen ve köyde geçimini tarımla sağlayan yurttaşlardan biri. Polat, Aslanyaka’da yaşayan ve sadece kalker ocağı tehdidine değil, aynı zamanda bölgedeki diğer maden ve taş ocağı tehditlerine karşı yıllardır direnen bir isim.

‘Bu karardan sonra yeni ÇED için başvurabilirler’

Polat, direnişlerinin sonucunda alındığını belirttiği Mahkeme kararıyla ilgili Yeşil Gazete’ye konuşuyor:

“Bilirkişi raporunu incelediğimizde böyle bir karar bekliyorduk. Olması gereken bir karardı. O anlamda bizi mutlu etti. Tabi ki her şey bitmiş değil. Bundan sonraki süreç ne gösterecek onu bekliyoruz. Bu karardan sonra da yeni bir ÇED için müracaat edeceklerdir. Süreçler böyle yaşanıyor çünkü. Eğer yeni bir ÇED müracatı olursa onu da takip edeceğiz. Biz tabiki mücadelemize devam edeceğiz her duruma karşı.”

Aslanyakalı direnişçiler. Vatandaşlar Temmuz’da şirketin kepçelerinin önünde durarak faaliyetlerine engel oldu.

‘Taş ocağı ve maden saldırıları’

Polat, Akbelen’deki ekoloji mücadelesine de destek olduklarını ve Aslanyaka’daki kazanımda Akbelen’de verilen mücadelenin çok büyük bir önemi olduğunu ifade ediyor:

“Çevremizdeki alanlara ‘taş ocağı’, ‘maden’ adı altında saldırılar var. Bu saldırılara karşı her yerde mücadelemizi sürdürüyoruz. Özellikle Akbelen’de. Akbelen’de bilirkişi raporunu bekliyoruz. 450 küsur gündür orada nöbetteyiz. Aslanyaka’daki kazanımı Akbelen’deki direniş sağlamıştır. Akbelen’deki direniş sadece Türkiye’yi değil bütün dünya için önem teşkil etmektedir. Esas hedefimiz Akbelen’deki mücadeleyi de kazanmak. Akbelen için de nöbet devam ediyor. Orada köylülerimiz alanı savunuyorlar. Bizler de destekliyoruz.”

‘Telafisi güç zararlar doğuracak’

Mahkeme’den çıkan ara karar da ise şunlara yer veriliyor:

“[…] açıkça hukuka aykırı olan ve uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracağı anlaşılan dava konusu işlemin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/2. maddesi uyarınca teminat aranmaksızın dava sonuna kadar yürütmesinin durdurulmasına, aynı Kanun’un 20/A maddesinin 2. fıkrasının ‘e’ bendi uyarınca kesin olmak üzere, 10/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Kalker ocağının bulunduğu bölge. Fotoğraf: Mehmet Polat

Polat daha önce Yeşil Gazete‘ye heyetten Orman Mühendisi olan bir bilirkişiye bölgedeki ağaç tahribatlarını gösterdiğini, keşifle ilgili umutlu olduğunu söylemişti. Nihayetinde keşif sonucu da Polat’ın umudunu destekler nitelikte çıkmıştı:

‘Kamu yararı yok’

  • Proje Tanıtım Dosyası (PTD) raporunda anlatılan söz konusu etkinliğin saha gerçeklerini yeterince açıklamayan jeolojik ve hidrojeoloji değerlendirmeler içermesi, yörenin jeolojik ve hidrojelojik özellikleri, yeraltı suyu durumları, kaynaklar, kuyular, su depoları vb. birçok konu yeterince açıklanmadığından oluşturabileceği çevresel etkilerinin de yeterince bilinmemesi,
  • Mermer ocağı olarak işletilmesi planlanan dava konusu alan ve çevresinde bulunan kireçtaşlarının geçirimli ve karstik özellikli olması, söz konusu etkinlikle sahadan önemli miktarda malzeme alınacağından madencilik faaliyetlerinin yeraltı sularını olumsuz etkileme potansiyeli bulunması nedenleriyle kamu yararı bulunmaması,

‘Proje alanında yoğun olarak zeytinlikler var’

  • Tapu ve Kadastro Henel Müdürlüğünün parsel sorgu programından yapılan sorgulama sonucunda, proje faaliyet alanının üç kilometrelik yarıçap içerisinde yoğun olarak zeytinlik parsellerinin bulunduğunun tespit edilmesi,

Vatandaşlar Temmuz’da şirketin kepçelerinin önünde durarak faaliyetlerine engel oldu.

‘Alanda arı konaklama noktaları var’

  • Dava konusu proje faaliyet alanının çevresinde resmi kurumlarca tanımlanmış Arı Konaklama Noktalarının bulunması,
  • Proje tanıtım dosyasında da ifade edildiği gibi proje faaliyeti sonucunda tozlanmanın meydana gelecek olması,
  • 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. Maddesinin gerekli tedbirler alınmış olsa bile zeytinlik sahalarında ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri hariç kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran ya da sayıları olumsuz sonuçlara yol açma ihtimali bulunan tesislerin yapılmasını ve işletilmesini önlemeyi amaçladığının açık olması,

‘Çevrede olumsuz etkiler, orman üzerinde baskılar ortaya çıkaracak’

  • Proje faaliyetinin, çevre yerleşmeler, zeytinlikler ve tarım alanları üzerinden olumsuz etkiler ve orman alanı üzerinde baskılar ortaya çıkaracak olması,

‘Sağlıklı yaşam koşullarını olumsuz etkileyecek’

  • Dava konusu projenin yerleşim alanlarına oldukça yakın bir konumda yer alması, çevresindeki nüfusun sağlıklı yaşam koşullarını olumsuz yönde etkileyecek nitelikte bir sanayi tesis alanı olması nedenleriyle yer seçimi ilkeleri açısından dava konusu tesisin planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına ve kamu yararına uygunluk göstermemesi,
  • Sanayi kaynaklı hava kirliliğinin kontrolü yönetmeliği açısından eksiklik/uygunsuzluk içermekte olması,
  • ÇED Yönetmeliği Ek 5, koşulunu sağlamaması,

‘Dosyada belirtildiği şekilde uygulama imkanı yok’

  • Davalı idarenin tesis etmiş olduğu ÇED Gerekli Değildir kararına ait 8,4772 ha’lık ÇED çalışma alanında ( 2 milyon ton/yıl kapasiteli) kalker ocağı (395 bin ton/yıl kapasiteli) Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artırım faaliyeti projesinin sahanın içinden geçmekte olan ve bir adet taşıyıcı direği de saha içinde bulunan 380 kV elektrik iletim hattından dolayı projenin tanıtım dosyasında belirtildiği şekilde uygulama imkanının bulunmaması,
  • Projede kaç adet ağaç kesileceği noktasında tereddütlerin olması ve tam kapalı makilik alan ile bozuk kızılçamla kaplı bir ormanda kesilecek ağaçların orman ekosistemine olası etkilerinin göz ardı edilmesi,
  • Orman yangınlarıyla mücadelede etkin bir planlama söz konusu olmaması, nedenlerine bağlı olarak ayrı bilim dallarında inceleme ve değerlendirmelerini yapan bilirkişi heyetince dava konusu ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının iptal isteminin uygun olduğu kanaatine varıldı.

Ne olmuştu?

2015’te durdurulan Çaba Mobilya Sanayi İnş. Toz. Gıda. Tic. M. T. İ.İ. Ltd Şti. tesisinin doğa üzerindeki tehdidi, Mart 2022’de yeniden ortaya çıkıyor.

Mart 2022’de şirketin Kırma Eleme Tesisi ve Kalker Ocağı Kapasite Artırım Faaliyeti talebi sonrası ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararı veriliyor.

ÇED yapılması için gerekli tutulan alan boyutunda 25 hektarın üzerinde olma şartı aranıyor. Şirketin alanı ise tam olarak sınırda tutulmuş durumda: 24,57 hektar.

Polat, bölgeden 10 kişiyle birlikte 1 Nisan’da hem yürütmeyi durdurma hem de ruhsatın iptali için dava açıyor.

Kapasite artırımına Muğla Valiliğince verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararına karşı dava sürüyor.

26 Temmuz’da şirket Aslanyaka’ya yol yapım çalışması adı altında iş makinalarını sokmuştu.

You may also like

Comments

Comments are closed.