1998 yılından beri her yıl nükleer karşıtı örnek çalışmaları olan birey ve sivil toplum örgütlerine verilen Nükleersiz Gelecek Ödülleri bu yıl Güney Afrika’nın Johannesbourg kentinde sahipleriyle buluştu. Ödül töreni için Güney Afrika’nın seçilmesinin nedeni ödüllerden birinin Güney Afrikalı olması, aynı zamanda burasının nükleer santraller nedeniyle yoğun şikayetlerin yaşandığı ve 8 yeni reaktör kurmaya hazırlanan bir ülke olması. Akkuyu Nükleer santralini de kuracak Rusya’nın Rosatom G.Afrika’daki nükleer santrallerin ve yeni projelerin de ortağı. Evsahipliğini Earthlife Afrika adlı sivil toplum örgütünün yaptığı tören17 Kasım’da Vanderbijopark’taki Matlapeng Country’de değişik ülkelerden gelen nükleer yurt karşıtları ve yerlilerden oluşan iki yüz kişinin katılımıyla saat 13:00’da başladı. Açılış konuşmasını yapan eski Münih belediye başkanı Hep Monatzeder sürdürülebilirliği, yaşamın kalitesinin devamlılığı olarak tanımladı ve hayatı sekteye uğratacak riskli nükleer enerjinin ise sürdürülebilirlikle uyuşmadığının altını çizdi.

Törende en çok alkışı “Özel Takdir” kategorisinde ödüle layık görülen 11 yıl Güney Afrika’da Pretorya’daki Pelindaba Nükleer Santrali’nde bakım onarım işçisi olarak çalıştıktan sonra testis kanserine yakalanan Alfred Manyata Sepepe aldı. Sepepe konuşmasında Pelindaba nükleer santralinden önce de Pretorya yakınlarında Koeberg nükleer santralinde çalışırken bazı insanların ekonomik gelirlerini kaybetmemek adına sessiz kalmayı seçtiklerini anlattı.

Santralde işçilerin hastalandığı zaman serbestçe doktora gitmelerine de izin verilmediğini, bu süreçte belli doktorların kontrolü altında muayene olduklarını ifade eden Sepepe sağlılığının 1990’larda bozulmaya başladığını 1998’de kendisine kanser tanısı konduğunu, ameliyat olsa da kanserin başka iç organlarına yayılmış olduğunu paylaştı. Sepepe’nin radyasyonun verdiği zararları anlamış olarak hastalığına rağmen kendisini nükleer santral ve onun etkilerine karşı mücadeleye adamış olmasının yanısıra radyasyona bağlı sağlık sorunu yaşayıp tazminat bile alamayan işçiler adına da mücadele ediyor oluşu dinleyicilerden takdir topladı.

Türkiye’den de İzmir /Gaziemir’deki nükleer bulaşıklı atıklarla ilgili yaptığı çalışmalarla, Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapılmasına karşı yürttüğü hukuk mücadelesiyle, Manisa/ Köprübaşı ve Söke/Kisir’deki kanser vakalarını artıran eski uranyum madeni sondaj ve işletmelerine karşı verdiği mücadeleyle de tanınan Av.Arif Ali Cangı “Direniş”kategorisinde ödül aldı. Av.Cangı, çevre ve toplumsal davaları hiçbir ücret almadan, gönüllü yürütüyor oluşu ile ilgi odağı oldu. Direnişçi olarak ödüllendirilmekten onur duyduğunu belirten Cangı, mücadelesini yaşam savunucusu arkadaşlarıyla birlikte yürüttüğünü, ödülü Türkiye’nin nükleer karşıtlarının yanısıra diğer çevre ve ekoloji direnişçileri ile yaşam savunucuları adına aldığını ifade etti. Cangı konuşmasını, “Her birimizin öyküsü farklı, en dikkat çekici olan ise Sepepe’nin öyküsü diyerek “nükleer beladan kurtulmadığımız sürece Sepepe’nin öyküsü hepimizin gerçeği haline gelecektir. O yüzden bir şey yapmalı, herkesin yapabileceği bir şey var, ben bir avukatım, Sepepe’nin avukatlığını yapmaya hazırım” şeklinde tamamladı. Bu sizleri yerli izleyiciler tarafından yoğun alkış aldı.
Tüm konuşmaların sıklıkla alkış ve “Güç bizde” anlamına gelen “Amandla!”nidalarıyla destek bulduğu törende Fransa’dan Bruno Chareyron “Eğitim”, Hollanda’dan Susi Syneider “Özel Takdir” ve son olarak Etiyopya’da fakir yerel halkın elektrik imkanlarına kavuşması için çalışan Samson Tsgaye “Çözümler” kategorisinde ödül aldı. 18 Kasım bugün ise Nükleer karşıtları sabah 10:00 itibariyle Ev sahibi Earthlife’ın düzenlediği 5 kilometrelik bir nükleer karşıtı yürüyüşe katıldı.
Pınar Demircan
(Yeşil Gazete )