İklim KriziManşet

Almanya, Belçika, Türkiye ve diğerlerinin kaderi ortak: İklim değişikliği aşırı hava olaylarını tetikliyor

0

İklim değişikliği ile sel, kuraklık ve benzeri aşırı hava olaylarının sayısı ve sıklığının artması arasında ilişkiyi gösteren çok sayıda bilimsel araştırma bulunuyor.

IPCC, WMO, NASA ve benzi birçok bilimsel kuruluşa göre, insan faaliyetlerine bağlı olarak artan küresel ortalama sıcaklıklar kuraklık riskini, düzensiz ve aşırı yağış sıklığı ve miktarını, hortum, fırtına, kasırga gibi aşırı hava olaylarının sıklık ve şiddetini artırıyor.

Bilim insanlarının 2017’deki Haiyan Tayfunu‘ndan ABD Kaliforniya‘daki kuraklığa kadar aşırı hava olaylarını inceledikleri 150’den fazla çalışmaya göre, bu afetlerin %65’inde iklim değişikliğinin etkisi var. 

Türkiye‘de de Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri, ortalama sıcaklıkların giderek arttığını, ortalama yağışların azalma eğilimi gösterdiğini, ortalama nemin azaldığını ve buharlaşmanın ise arttığını gözler önüne seriyor. Bu da, denizlerin de ısınmasının etkisiyle bir anda boşalan aşırı yağışların sayısının ve etkisinin artmasına yol açıyor.

Batı Avrupa’da durum

Almanya’da ve Belçika’da son birkaç gün içinde meydana gelen rekor düzeyde yağışın neden olduğu şiddetli sel sonucu çok sayıda insan öldü ve yüzlerce insan da kayıp. Almanya’da az 103 Belçika’da ise en az 15 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Aşırı yağış, Almanya’daki Ahr gibi büyük nehirlerin kıyılarını patlatarak geniş çaplı tahribata yol açmasına neden oldu.

Bu hafta içerisinde Hollanda, Fransa ve İsviçre’de de benzer ani sel olayları bildirildi. Londra’nın bazı bölgelerinde ise bir gün içinde bir aylık yağmur yağdı ve şehir genelinde şiddetli sel baskınları gerçekleşti.

New York da geçen perşembe günü Elsa Kasırgası’nın bir sonucu olarak benzer şekilde şiddetli bir sel yaşamış, eyalet genelinde metro ve otoyollar su altında kalmıştı.

Amerika ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde düzensiz hava şartları, rekor kıran gece sıcaklıkları yaşanıyor. İklim bilimciler ise önümüzdeki yıllarda dünyanın geleceği konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor.

Daha yüksek sıcaklıklar aşırı yağış demek

Özellikle ABD ve Kanada’da bu yaz yaşanan ve çok sayıda insanın ölümüne neden olan yüksek hava ve deniz suyu sıcaklığı, buharlaşmayı çok fazla artırıyor. Artan buharlaşma da daha yüksek yoğunluk ve sıklıkta, daha uzun süreli aşırı yağışları beraberinde getiriyor.

Ekvator kuşağı üzerinde daha yüksek oranda artan sıcaklıkların, iklim kuşağını kuzeye taşıyarak, bu yarımküredeki ülkelerin aşırı hava olaylarından daha fazla zarar görmesine neden olabilir.

Değişen sıcaklıklar ve olağan dışı hava koşulları nedeniyle yöresel bitki örtüsü, o örtünün tuttuğu toprak ve diğer başka arazi engelleri değişiyor. Sele karşı doğal önleyici tedbirlerin çoğu artık mevcut değil.

Uzmanlardan Karadeniz uyarısı: Sel ve heyelanlar artacak

İklim değişikliğinin etkisiyle yağış rejimi değişen Türkiye de tıpkı Avrupa ve Kuzey Amerika gibi bir yandan kuraklıkla diğer yandan ani sel ve heyelanlarla boğuşuyor.

Yapılan çalışmalar da afetlerin, başta fırtına, sel ve don olmak üzere Türkiye’de de giderek arttığını ve şiddetlendiğini ortaya koyuyor. Uzun vadeli veriler ise  Türkiye’nin genel ikliminde sıcaklıkların ve buharlaşmanın artığını, yaşandığını, yağışların ve nemin düştüğünü gösteriyor.

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, küresel iklim değişikliğinin etkilerini tahmin etmeye yönelik çeşitli modelleme çalışmaları yapıldığını belirterek, “Buna göre bölgede 200 ile 400 milimetre arasında yağış artışı öngörülüyor. Bölgemizdeki meteoroloji istasyonlarının yağış verilerine göre, son yıllarda yağışta artış eğilimi var. Çoğu zaman şiddetli yağışlarda ve yağış anomalilerinde artış oluyor. Bu da beraberinde sel ve heyelanları getiriyor.  Bunun ciddi şekilde ele alınarak tedbir getirilmesi gerekiyor” diyor.

Uzmanların önerilerine göre, son yıllarda hemen her yaz, aşırı yağış, sel ve heyelan haberlerinin geldiği Rize başta olmak üzere tarım alanlarına ve çaylıklara köklü ağaçlar dikilmesi ve teras uygulamasından vaz geçilmesi gerekiyor. ‘

Dere yataklarının istinat duvarıyla daraltılarak kıvrımlarının yok edilmesinin sel riskini artırdığını belirten bilim insanları, buralara yerleşim yapılmaması ve yolların da denizle dere arasında set gibi durmaması gerektiğine dikkat çekiyor.

Alınacak önlemlerin başında iklim değişikliğine yol açan küresel ısınmayı durdurabilmek için fosil yakıtlara hemen son vermek gelse de, ülkelerin en erken 2030’da önlemleri basamak basamak hayata geçireceği göz önünde bulundurulduğunda, yerleşim yerlerini sel ve heyelandan korunmak için alınabilecek önlemler arasında ayrıca yağmur suyunu emip biriktiren “sünger şehirler”in hayata geçirilmesi, çatılardaki yeşillikler yoluyla yağmur suyu akışının hafifletilmesi, kentsel yeşil alanların artırılması, geçirgen kaldırımların döşenmesi gibi öneriler bulunuyor.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.