Çukurova Öğretim Elemanları Derneği yaptığı basın açıklamasında, “Yanıyoruz, kavruluyoruz. Bir kova suya muhtaç durumda olduğumuzu konuşurken Bodrum ve Milas‘ı besleyen en önemli su havzasında bulunan Akbelen Ormanı‘nda ağaçların, kömür ocağı yapmak için kesilmeye başlandığını öğreniyoruz” dedi.
Akademisyenler, önceki yıllarda Akbelen Ormanı’nın bulunduğu Muğla Milas ve çevresindeki birçok orman alanının kömür elde etmek amacıyla Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ile Linyit Maden İşletmesi tarafından sistematik olarak kesildiği ve yok edildiğini hatırlattı. Ayrıca yaşanan orman yangınlarında Ören–Yoğunoluk istikametindeki ormanların da yok olduğuna değinen Dernek, “Ayakta kalan son doğal orman Akbelen Ormanı’dır” bilgisini paylaştı.
Dernek, “Ormanlar, canlılar cayır cayır yanıyor. Çünkü toplumsal çöküntüler ile sonuçlanacağı gün gibi açık olan kapitalist bir dünyada yaşamaya mahkûm ediliyoruz. Timsah gözyaşları ile bir yanda bu yangınlara su taşıyan doğa karşıtı sistem, diğer yanda son kalan ormanları kesiyor, su kaynaklarını yıkıyor, yok ediyor” ifadelerini kullandı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
En bildik şiarı ‘meyve vermeyen ağacı kesmek’ olan kapitalizm, bildiğimiz emek sömürüsünün ötesine geçerek ekolojik yıkım, cinsiyetçilik, ırkçılık gibi vahşi unsurlar ile beslenen topyekûn bir sisteme evirilmiş durumdadır. Egemenlerin üstünlüğüne dayanan bu sistem emekçilere, doğaya, kadına, çocuğa, börtü böceğe, canlı cansız tüm varlıklara düşmandır. Ekolojik felaketler, ekonomik sömürü ve ekolojik yıkım arasındaki bağlantıyı ören kapitalist üretim süreçlerinin kaçınılmaz sonucudur.
Bu yakıcı, yıkıcı, yok edici ve genişleyen yapı-sistem ile mücadele de topyekûn olmak zorundadır. Bu egemen zorbalığa karşı bilimin, aklın ve bin yılların insanlık belleğinde yer alan ekoloji-kadın-doğa arasındaki uyum bilgilerini, verilerini kullanarak müdahale etmekten başka yolumuz yoktur.
Bilim insanları, şu açıklamalarda bulundu:
Sıcak altında bunalan güvenlik görevlisi ve jandarmanın bile kesilmesi istenen ağaçların gölgesine sığındığına dikkat çeken açıklamada “Ağaçların gövdesine sıkı sıkıya sarılmış direnen kadınların yanındayız” dendi.
Akademisyenler, açıklamada bilim insanları, politikacılar, aktivistler ve tüm topluma Akbelen’deki ekoloji mücadelesine destek vermeye çağırdı:
Dünyada ve ülkemizde, özellikle de bölgede, uzun süredir mücadele veren halkın, kadınların, eko-feministlerin, eko-aktivistlerin ve bilim insanlarının dayatılanlara dair yaptığı eleştiri ve önerilere acilen kulak vermeliyiz. Tüm bilim dünyasını, siyaset dünyasını, aktivistleri ve toplumu sınıf mücadelesine dayandığı kadar ekolojik mücadeleye de dayanan eylemliliğe ve direnişe davet ediyoruz.
Hemen! Şimdi!
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…