Agrobay işçileri İstanbul’da: Dört konsolosluk önünde eylem

Sendikalı oldukları için işten çıkarılan ve 42 gündür direnişte olan Agrobay Seracılık işçileri, firmanın ürünlerini satın alan ülkelerin İstanbul'daki dört konsolosluğu önünde açıklama yaptı.

İzmir’in Bergama ilçesindeki Agrobay Seracılık’ta çalışırken Tarım-Sen’e üye oldukları için işten çıkarılan işçilerin direnişi sürüyor.

Bugün direnişlerinin 42’nci gününde olan işçiler, şirketin ihracat yaptığı ABD, Birleşik Krallık, Hollanda ve Almanya’nın başkonsoloslukları önünde toplandı.  Protesto eyleminde “Sendika hakkımız engellenemez” ve “Agrobay hakkımızı ver” yazılı dövizler taşınarak “Agrobay işçisi yalnız değildir”, “Agrobay şaşırma, sabrımızı taşırma” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.

ABD Başkonsolosluğu önünde yoğun önlem

Sarıyer’deki ABD Başkonsolosluğu önünde yapılan protesto öncesi polis ve çevik kuvvet ekipleri, çevrede yoğun güvenlik önlemi aldı. Burada konuşan Tarım-Sen Genel Başkanı Umut Kocagöz, işten çıkarılan 19 işçiyi temsilen bir heyetle geldiklerini belirtti:

“İşçi arkadaşlarımız Tarım-Sen’e üye oldukları için işten atıldılar. Bugün de direnişimizin 42’nci günü.

Agrobay Seracılık işletmesi domates üreten bir işletme ve daha çok ihracat yapıyor. Avrupa’nın çeşitli yerleri, Almanya, Hollanda, İngiltere ve yeni öğrendiğimiz kadarıyla da Amerika’ya da ihracat yapmaya başlayacak. Geçtiğimiz günlerde Agrobay’ın patronu Arzu Şentürk’ün bir tweetinden öğrendik bunu. Biz de Agrobay’ın ticaret yaptığı ülkelerin ticaret yapan işletmelerine ve orada yaşayan halklara bir mesaj vermek amacıyla bu ülkelerin konsoloslukları önüne geldik. Söylemek istediğimiz şey şu. Bu işletme emeği sömüren, işçileri sendikalaştığı için, haklarını talep ettiği için işten atan, içeride çok ciddi işçi sağlığı, iş güvenliği sorunları olan bir işletmedir. Dolayısıyla burayla yaptığınız ticari ilişkileri tekrar gözden geçirin. ”

‘Sadece hakkımızı istedik’

Başkonsolosluk önüne gelen işçilerden Şehriban Kapaklıkaya da 14 yıldır çalıştığı şirkette yaşadıklarını anlattı:

“Zor şartlar altında amirimiz ne işi vermişse her birimiz yaptık. Başarı belgem var. Biz çalışmadık da o belgeleri niye verdiler, babam mı verdi onu? Hayır, onlar verdi. İşe başladığımda 1,5 yıl sigortasız çalıştım. Ona rağmen hafta tatilimiz yoktu. Senelik iznimiz yoktu. Yıllarca çalıştık. Bizi kod 46 ile suçluyor. Suçlanacak hiçbir şey yapmadık. Yaptığımız köle gibi çalışmak mı, köle gibi çalıştık. Bize ‘hain’ dediler ama biz öyle birisi değiliz. Ne kimseye vurduk ne kırdık. Sadece hakkımızı istedik. Bizi işten çıkarttılar. Ayın 25’inde mesai saati işimi bitirdim. Kalabalık vardı, baktım ne oluyor diye. İnsan kaynakları bizi görüntüledi. Görüntülendiğimizde 300-500 kişi vardı. Çalışanlar oradaydık. Neden hep 14, 15, 18 yıl çalışanları seçti, tabii ki tazminat vermemek için.”

‘Bize hırsız diyenler hırsız’

“Cenazemiz oluyordu. İzin istiyorduk. Paramızı kesiyorlardı. Geç kaldık diyelim. Biz amirimize telefon açıyoruz. Bire bir kesiliyor. Bize ‘hırsız’ diyen onlar hırsız. Biz hırsız değiliz. Bizim burada bulunmamızın sebebi, bizim hakkımızı verseydi, benim bir aylık maaşım kaldı. Bir aylık senelik iznim kaldı. Bir aylık senelik iznimi kullanayım dediğimde ‘İşimiz sıkı’ diye izni vermediler. Bir ay iznim de kaldı. Madem çıkışımızı verdiler. Verdikleri hâlde ertesi gün bizim tazminatımızı, aylığımızı, maaşımızı versinler. Biz buralara kadar gelmeyelim. Burada Arzu’ya sesleniyorum. Duy bizi. Senin de çoluk çocuğun var. Benim de üç tane çocuğum var. Entübe hastası torunum var. Senin de üç tane çocuğun var. Nasıl vicdanın rahat?”

Kapaklıkaya,  herkesten kendilerine destek olmalarını isterken, Kocagöz de haklarını alana kadar eyleme devam edeceklerini belirtti.

Yoğun yağış altında ikinci eylemin yapıldığı Beyoğlu‘ndaki Birleşik Krallık Başkonsolosluğu önünde uğradıkları polis şiddetini anlattı; buna rağmen haklarını alana kadar eyleme devam edeceklerini kaydetti. İşçiler daha sonra eylemlerini Hollanda ve Almanya Başkonsoloslukları önünde de sürdürdü.

İSİG Meclisi’nden Agrobay raporu: Tarımda son 10 yılda en az bin 803 işçi, iş cinayetine kurban gitti

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR