EkolojiKentManşet

Açılan davaların yurttaşa maliyeti 1 milyon TL’yi bulabilir: ‘Yeter artık! Rant kanalını iptal edin’

0
Fotoğraf: MA

2011’de Recep Tayyip Erdoğan’ın “çılgın proje”si olarak gündeme giren Kanal İstanbul’a karşı çok geniş kesimlerin, İstanbul halkının mücadelesi sürüyor. Bu mücadele kapsamında ortaya çıkan bir yurttaş direnişi olan Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, projeye verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararı’nın iptali için açılan davada yapılacak keşif için yüksek ücretlerin istendiğine dikkat çekti.

Koordinasyon tarafından yapılan açıklamada ÇED Olumlu Kararı’nın iptali ve yürütmesinin durdurulması için dört yıl önce açılan onlarca davada Danıştay’ın bir kez daha keşif ve bilirkişi incelemesi gideri olarak yüksek miktarlarda para yatırılmasını istediği belirtildi.

Kanal İstanbul rantı sürüyor
‘Kanal İstanbul için yapılacağı duyurulan ‘geçiş’ ihalesi gizlice, iki katı fiyatına, tekrar ihaleye çıktı’
kanal istanbul

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

‘Yeter artık! Rant kanalını iptal edin’

Ancak zaten iki yıl önce yapılan bilirkişi keşfinde bu projenin çevresel, tarihi, kültürel, kentsel ve ekonomik açıdan sakıncaları ortaya konulmuştu. Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Mahkemeler arası dosyaların dolandırılması ve yüksek bilirkişi ücretleriyle yurttaşların adalete erişimi engellenirken, kanal yapılacağı söylenen bölgede de tarım alanlarının, sulak alanların ve ormanların betonlaşmaya açılması devam ediyor.

Kanal İstanbul davası bir hukuksuzluk örneği olma yolunda. Yeter artık! Rant kanalını iptal edin!”

kanal istanbul

‘Yurttaşın adalete erişimi engelleniyor’

Hukuksal süreçlerin mahkemeler arası döngülerle ve bilirkişi ücretleriyle tıkandığının belirtildiği açıklamada, “Rant kanalına karşı açılan davalarda yıllardır bir karara varılamamış olması ve sürekli yenilenen dava masrafları yurttaşların adalete erişimini engelliyor. Bu davalar yargı sisteminin iktidarın talimatlarıyla yönetildiği bu günlerde yeni bir hukuksuzluk örneği olarak karşımızda duruyor” denildi ve şunlar aktarıldı:

“Ayrıca davalarda süreçler uzadıkça kanal yapılacağı söylenen bölgede imar hareketliliği yani talan geri döndürülemez bir boyuta varıyor. Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu olarak yaşanan sürece dair kamuoyunu bilgilendirmeyi görev biliyoruz. Kanal İstanbul projesine karşı İstanbul’da yaşayanlar başta olmak üzere ülkenin dört bir tarafından yüzlerce yurttaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, meslek örgütleri, Çevre Dernekleri, Demokratik Kitle Örgütleri, STK’lar ve siyasi partiler tarafından ÇED olumlu kararının iptali istemiyle 20 ayrı dava açıldı.”

Kanal İstanbul çevresinde ‘arsa kapatanlarla’ ilgili haberimize erişim engeli kararı
Kanal İstanbul projesinin ekolojik antrolopolojisi
Sinop NGS ve Kadıköy AVM projelerinde yer alan bilirkişiler şimdi de Kanal İstanbul’da

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, Kanal İstanbul projesine karşı bugüne kadar yürütülen hukuki süreçlerle ilgili ise kamuoyunu bilgilendirmek adına şu açıklamada bulundu:

“Kanal İstanbul ile ilgili imar planları ve plan revizyonlarının iptali için TMMOB’a bağlı odalar tarafından açılan ondan fazla dava ve WWF tarafından ayrıca açılan plan iptali davası var. 2020’nin başında verilen ÇED olumlu kararına karşı Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu olarak 14 kurum ve 190 kişiyle birlikte ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle bir yurttaş davası açmıştık.

Bizim davamızla birlikte birçok kurumun açtığı dava aynı idare mahkemesinde toplanarak davayı açmamızın üzerinden iki yıl geçtikten sonra bilirkişi incelemesi yapılmıştı.

Bu süreçte bilirkişi ve keşif ücretleri her dava için ayrı ayrı ödenmişti. Hatırlarsanız, mahkemenin tayin ettiği bilirkişilerin geçmişleri ve bazı akademisyenlerin siyasi baskı nedeniyle bu görevi almak istemediği epey gündem olmuştu.

Sonuçta bütün itirazlarımıza rağmen iki yılın üstüne keşif-bilirkişi incelemesi yapıldı. Oluşturulan bilirkişi raporunda Kanal İstanbul’un çevresel, tarihi, kültürel, kentsel ve ekonomik açıdan sakıncaları ortaya konuldu. Ancak bu bilirkişi raporuna, aradan dört yıllık bir süre geçmesine, davaların ivedi yargılama usulüne tabi olmasına rağmen henüz yürütmeyi durdurma konusunda dahi karar verilmedi.

İstanbul İdare Mahkemelerinde görülmeye başlayan davalar, bilirkişi incelemesi sonrasında Danıştay 6. Dairesi’ndeki ÇED Olumlu kararı ile birlikte ÇED Yeterlik Tebliği iptali davasının açıldığı dava dosyası ile bağlantı kararı verilerek Danıştay’a gönderildi.

Danıştay’daki dava daireleri arasındaki iş bölümü değişikliği ile de dava Danıştay 6. Dairesi’nden Danıştay 4. Dairesi’ne gönderildi. Danıştay 4. Dairesi ise geçtiğimiz haftalarda yürütmeyi durdurma konusunda karar vermeksizin daha önce 300 bin TL’ye yakın yargılama gideriyle yürütülen davalardan tekrardan ayrı ayrı 10 bin ile 65 bin lira arasında değişen keşif-bilirkişi paraları talep etti.”

’20 davanın toplam masrafı 1 milyon TL’ye varabilir’

“Kanal İstanbul’un ÇED olumlu kararına karşı açılan 20 davanın toplam masrafının 1 milyon liraya varabileceğini tahmin ediyoruz. WWF’nin imar planı iptal davasında ise 200 bin lira bilirkişi ücreti istendiğini biliyoruz.

İstanbul için felaket demek olan Kanal İstanbul projesine karşı yürüttüğümüz hukuki mücadele dört yıldır mahkemeler arasında süründürülüyor. Bizlerden ikinci kez tekrarlanan bilirkişi keşfi için yüzbinlerce lira para ödememiz isteniyor.”

‘Bilirkişi ücretleri çevre davalarında hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı bir boyuta ulaştı’

“Gelinen aşamada, sadece kanal davasında değil, rekor üzerine rekorla istenen bilirkişi ücretleri çevre davalarında hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı bir boyuta ulaşmıştır. Aradan geçen dört yıla rağmen halen verilmeyen yürütmeyi durdurma ve iptal kararı adalete erişim hakkının ihlaline dönüşmüştür. Hukuk yoluyla hak aramanın önü kesilmektedir. Peki hukuki yollar bu yöntemlerle uzatılırken ne zaman başlayacağı ne zaman biteceği, kaç paraya mal olacağı sürekli olarak değişen Kanal İstanbul denilen projede durum nedir?

Son dönemde yetkili ağızlardan tek bir açıklama var. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu 2023 Eylül ayı başında projeyle ilgili çalışmaların sürdüğünü söyleyip, ‘uygun finansmanda çalışma başlayacak’ diyor. Bu kadar muğlak bir açıklama!

Yapılması İstanbul ve Marmara denizi için felaket olacak Kanal projesi bu kadar itiraza rağmen inatla cepte bekletiliyor. Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu olarak en başından beri ‘kanal bahane rant şahane‘ diyoruz. Basitçe internet ortamında güncel, son bir yılın Kanal İstanbul gündemlerini aradığınızda ne demek istediğimizi göreceksiniz. Arama, Kanal İstanbul bir inşaat projesi olarak karşımıza çıkacaktır. İstanbul’un yapılaşmaya açılmamış sulak alanlarını, tarım alanlarını, orman alanlarını betona boğma projesini göreceksiniz. Bulacağınız haberleri biz size söyleyelim:

Satışa sunulan arsalar, lüks konut projeleri, vaat edilen TOKİ evleri, sanal kanal manzaralı saKlık inşaat projeleri… Ve iki yıldır Başakşehir Şahintepe Mahallesi halkının kanal bahanesiyle yapılan rantsal dönüşüme karşı direnişi.”

‘Bu kanalı size yaptırmayacağız’

“Kanal İstanbul deprem riski alındaki İstanbul’u güvenli bir şehir haline getirmek yerine yandaşlara, sermayedarlara peşkeş çekme projesidir. Afet Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu olarak bir kez daha halkın taleplerine kulak tıkayanlara sesleniyoruz:

Kanal İstanbul projesinden vazgeçin. Açtığımız davalarda oyalama oyunlarından, yüksek miktarda para talepleriyle yıldırma operasyonlarından vazgeçin. Ne yaparsanız yapın bu kanalı size yaptırmayacağız. İstanbul’un suyuna, toprağına, ağacına, denizine, mahallelerine sahip çıkacağız.

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu Risk Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun değişikliğiyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı dilediği yerleri rezerv alan ilan edip veya acele kamulaştırma uygulamalarıyla inşaata açmaktadır. İstanbul’un yeni inşaat alanlarına değil mevcut yapı stokunun yenilenmesine ihtiyacı vardır.”

CHP Milletvekili Karabat: Rezerv alan, Kanal İstanbul için seçilen yer olabilir

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.