Bilim insanları, Dünya’nın iklimini düzenlemeye yardımcı olan Atlantik Okyanusu akıntısının çökmesinin tehlikelerinin “büyük ölçüde hafife alındığı” konusunda uyardı.
Bu haftanın başlarında 15 ülkeden 44 iklim bilimcinin kaleme aldığı açık bir mektupta, Atlantik meridyen devrilme dolaşımının (AMOC) çöküşünün yıkıcı ve geri döndürülemez etkileri olacağı duyuruldu. Uzmanlara göre risk büyük, liderler acil eylem planları yapmalı.
AMOC veya Atlantik meridyen devridaim sirkülasyonu, Kuzey Atlantik‘e sıcak su getiren bir okyanus akıntısı sistemi. Tropiklerden gelen sıcak yüzey suyu kuzeye doğru akar ve ısısını Grönland’ın güneyinde ve Britanya ve İrlanda’nın batısında kutup altı Atlantik’te serbest bırakır. Daha sonra soğur ve soğuk bir akıntı olarak güneye dönmeden önce 2.000 ila 3.000 metre derinliğe batar.
Gezegenimizin en büyük ısı taşıma sistemlerinden biri olan AMOC, Avrupa’daki iklim üzerinde özellikle güçlü bir etkiye sahip ve okyanusun CO2 alımını, oksijen tedarikini ve ayrıca tropiklerdeki yağış modellerini etkiler.
Son 60-70 yıldır küresel ısınma nedeniyle AMOC’un yavaşladığına dair işaretler bulunuyor. Uzmanlar bir süredir Kuzey Atlantik üzerindeki soğuk lekeye odaklanmış durumda. Bölge, gezegenin geri kalanı ısınırken, son 20 yılda soğuyan dünyadaki tek yer. Bu o bölgeye ısı iletiminin azaldığının bir işareti ve AMOC’un yavaşlamasına yanıt olarak öngörülen bir durum.
Kuzey Amerika‘nın doğu kıyısı boyunca uzanan “aşırı ısınma bölgesi” de akıntının yavaşlaması ve Körfez Akıntısı‘nın kıyıya daha da yaklaşması sonucu iklim modelleri ve oşinografik teori tarafından öngörülüyor.
Başka bir gösterge de deniz suyunun tuz içeriğindeki azalmadır. Soğuk blob bölgesinde tuzluluk, ölçümlerin başladığı 120 yıl öncesinden bu yana en düşük seviyede. Bunun da muhtemelen Amoc’un yavaşlaması ve subtropiklerden daha az tuzlu su ve ısı getirmesiyle bağlantılı olduğu değerlendiriliyor.
‘Çöküş olmayacağına ilişkin ‘orta düzeyde güven’ anlamlı değil
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) en son raporunda AMOC’nin 2100 yılına kadar aniden çökmeyeceğine dair “orta düzeyde güven” olduğu belirtilse de uzman grubu bunun bir hafife alma olduğu kanısında.
Açık mektupta şu uyarılar yer alıyor:
“Bu mektubun amacı, AMOC’nin çökmeyeceğine dair yalnızca ‘orta düzeyde güven’ duymanın güven verici olmadığına ve AMOC’nin bu yüzyıl içerisinde çökmesi olasılığını açıkça açık bıraktığına dikkat çekmektir.
Mektup İskandinav ülkeleri arasındaki iş birliğini teşvik etmeyi amaçlayan hükümetler arası bir forum olan İskandinav Bakanlar Konseyi‘ne hitaben yazıldı.
İklim değişikliğinin doğrudan sonucu
Yapılan bazı araştırmalara göre, iklim değişikliği AMOC akıntısının akışını yavaşlatıyor. Deniz yüzeyi sıcaklıklarına dayanan 2023 tarihli bir çalışma, 2025 ile 2095 arasında tam bir çöküşün gerçekleşebileceğini öne sürmüştü.
Ancak bu ‘devrilme noktasının’ nasıl, ne zaman veya hatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda büyük bir belirsizlik var ve senaryoyu modellemek zor.
Bu yılın Şubat ayında, Hollanda‘daki Utrecht Üniversitesi‘nden bilim insanları, AMOC’nin çöküşünü simüle etmek için karmaşık bir iklim modeli kullanmış ve bunun daha önce düşünülenden daha yakın olabileceği; 100 yıldan kısa bir sürede ani bir çöküşün olabileği sonucuna varmıştı.
O dönemde araştırmaya dahil olmayan Exeter Üniversitesi‘nden iklim bilimci Tim Lenton, “Araştırma, AMOC’nin fiziksel temelli sağlam bir erken uyarı göstergesine dayanarak bir dönüm noktasına yaklaştığına dair ikna edici bir durum ortaya koyuyor. Söyleyemediği (ve söylemediği) şey, dönüm noktasının ne kadar yakın olduğudur; çünkü bu, istatistiksel olarak güvenilir bir tahmin yapmak için yeterli veri olmadığını gösteriyor” demişti.
Atlantik Okyanus akıntısı çökerse ne olur?
AMOC çökerse, önceki araştırmalar ortaya çıkan iklim etkilerinin insan zaman ölçeklerinde neredeyse geri döndürülemez olacağını gösteriyor.
Bu, Dünya tarihinde defalarca yaşandı, en sonuncusu son buzul çağında, büyük buz kütleleri okyanusa kaydığında (Heinrich olayları) eriyik suyu ekleyerek Kuzey Atlantik’in tuzluluğunu seyreltti. Bunlar, Dünya tarihindeki en büyük iklim koşulları altüst oluşları arasında sayılıyor.
AMOC’un Körfez Akıntısı’ndan farkı ne?
Her iki küresel akıntı da birbirine bağlı. AMOC’un kuzeye doğru akışı, Meksika Körfezi’nde başlayan ve ardından Florida boğazlarından, ABD kıyılarından yukarı ve sonra Avrupa’ya doğru akan sıcak ve hızlı bir Atlantik Okyanusu akıntısı olan Gulf Stream üzerinden geçiyor. Amoc, Gulf Stream su akışının sadece yüzde 20’sine katkıda bulunuyor, ancak onun derin dönüş akışı çok soğuk olduğundan ısı iletiminin çoğuna katkıda bulunuyor. Bir tür merkezi bir ısıtma sistemi gibi çalışıyor.
Etkileri arasında kuzey yarımkürenin, özellikle kuzeybatı Avrupa‘nın soğuması da yer alıyor. Ayrıca tropikal yağış kuşağının güneye doğru kaymasıyla yağmurlar yağmur ormanlarından çok fazla yağışa alışık olmayan bölgelere doğru hareket edecek. Bu da bazı bölgelerde kuraklık, diğerlerinde ise seller anlamına gelecek.
AMOC’un çöküşüyle küresel ısınmanın neden olduğu artışa ek olarak, yarım ila bir metre kadar yükselecek olan kuzey Atlantik deniz seviyesi üzerinde de büyük bir etkiye sahip olması bekleniyor. Ayrıca, okyanusun CO2 alımını da azaltacaktır çünkü kuzey Atlantik’te batan AMOC, atmosferden güvenli bir şekilde uzakta tutulduğu derin okyanuslara çok miktarda CO2 götürecek.
AMOC çöküşü ayrıca besin tedarikini değiştirecek ve derin okyanusların oksijenini azaltacak; bunun da deniz biyolojisi ve Kuzey Atlantik’in tüm ekosistemi üzerinde büyük bir etkisi olacak.
Bilim insanları “Bu kadar hızlı sıcaklık değişimleriyle başa çıkmak için gerçekçi hiçbir uyum önleminin mümkün olmadığını” söylüyor.