“Kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo” şiarıyla yola çıkan kalp, gönül (ikisi çok ayrıdır), dimağ ve bittabi kulak hırsızımız Açık Radyo, 13 Kasım 2014 itibarı ile 20. yaşını doldurdu. Şu gün itibarı ile 21. yaşından gün almakta.
3 haftadır her [[ha-ki] hazırlığı sırasında benzer şeyleri yazıyorum Yeşil Gazete ekibindeki arkadaşlara.
[ha-ki] yazılarını alelacele girer ve girilen her yazı sonrası mail grubumuza (ki adı “yggil” olur) bilgi geçerken, “Bakın diyorum 2 hafta (1 hafta, Yarın vsr) sonra Açık Radyo’nun 20. yaş günü, bunları bitirdikten sonra ben onu yazacağım, haberiniz olsun”
Ama işte evdeki hesap ve çarşı sorunsalı hep bağlıyor bir yerde elimi, ayağımı
Açık Radyo’muza Yeşil Gazete’miz (tamam Ömer abi, tamam, İyelik ekleri ayraç ile ayrılmaz, sana latife olsun diye doğum günü özel yaptım bu seferlik) üzerinden “İyiki doğdun, Nice Yıllar ve Hep Açık Radyo” diyebilmek işte bugüne nasip oldu. Bugün ve şu an (15 Kasım Cumartesi saat 08:49) bu satırları karalarkende öyle harala gürele yazıyorumki anlatılır gibi değil
Haklısınız
Katılıyorum
Bize ne senden, sen bize Açık Radyo’ndan (Ömer abi, biliyorum, ok) bahset dediğinizi duyar gibiyim
Açık Radyo Günlüğü
Ama işte Açık Radyomuz öyle derya öyle engin öyle okyanuski, bu soru her sorulduğunda, yani, “Açık Radyo’yu anlat” dendiğinde veya hep sorulageldiği gibi, “Hmm, demek öyle bir radyo var, Peki ne çalıyorlar?” diye sual edildiğinde apışıp kalıyor insan
“Her şeyi” diyorum ben de cevabımın ne kadar manasız kaçtığını kendimde farkederek
“Nasıl yani, “Herşey”” soru dolu bakışlarını, “Abi/Abla bak sen aç bir (İstanbul ve yakın çevresi için fm 94.9 frekansını), tuşla bir (İnternet erişimi olan Tüm Kainat için) www.acikradyo.com.tr sitesini, bir iki gün dinle, farklı programları tecrübe et, ondan sonra konuşalım” diye ekliyorum üstüne
İkna olmuyorlar
Bakışlarından anlıyorum
Bende kendi aciz dimağım ile bu “İkna olmama” durumuna bir short cut çözüm bulabilir miyim acep diyerek bundan tam 288 Hafta önce bir Açık Radyo Günlüğü tutmaya başladım ya zaten.
Biliyorum yetersiz, biliyorum “Açık Radyo Okyanusu” kaale alındığında minik bir hamsi balığı kadar manasız (Hamsi balığı değil tabi, benim blog) ama benim adım Hıdır değilse bile elimden gelen maalesef budur
Çok cüz-i bir azınlık dışında kimselere de haber etmiyorum aslında 288 haftalık Açık Radyo Günlüğü’mden (Ömer abi, tamam, farkındayım abi, “İyelik ekleri ve Ayraç”, evet abi)
En fazla, “İşte bu da benim Farmville’ım, benim oyunum” diyorum açıklama zarureti hasıl olduğunda.
20. yaşında ve 40. Yayın döneminde
Beni ve Aciz blogumu geçip tekrar asıl anlatmak istediğimze, doğum günü çocuğu “Açık Radyo”ya geçeyim
Efenim, bilenler bilir, Açık Radyo, her altı ayda bir yeni yayın dönemine geçer. İşte 27 Ekim itibarı ile 20. ylında 40. yayın dönemine geçti “Kainatın Tüm Sesleri”ne bizi meftun eden radyomuz.
Ben size kendimce bu yayın döneminde “Amman haa, kaçırayım demeyin”lerimi salık vereyim kısaca
Şimdi 40. yayın dönemi programına baktım ve bunun da manasızlığını farkettim arkadaş
Çünkü yayınlanan her programı öneresim var
O halda var mısınız şöyle yapalım.
20. Yıl Şerefine Yeşil Gazete’de Açık Radyo Yazı Dizisi
Ben 40. yayın dönemi programı çizelgesini şurdan sizlerle paylaşayım, siz bir inceleyin, dinlememiş olanlarınız -hala- var ise ne yapsın ne etsin Açık Radyo’yu benim de internet üzerinden Açık Radyo’yu takip ettiğim şu linkten dinlesin
Ben de Açık Radyo’nun 20. yaşı şerefine bir süre daha Yeşil Gazete [ha-ki] köşesinden Açık Radyo yazıları kaleme almaya devam edeyim.
Hatta buna sizi de katayım
Siz de kendi Açık Radyo anılarınızı, Açık Radyo ile ilgili aklınıza gelenleri, yüreğinize işleyenleri “[email protected]” ve/veya “[email protected]” üzerinden bize gönderin biz de Yeşil Gazete [ha-ki] köşemizden paylaşalım tüm Kainat ile
Şimdilik son verirken Ömer abimize yürek dolusu teşekkürler
Hamiyetten gözlerimizi her daim yaşartan Açık Radyomuzu bizimle buluşturduğu, buluşturmaya 20 yıldır devam ettiği için
Hep Açık Radyo…
#anavarrza