Avrupa Birliği ülkelerinde yakın zaman kadar nesilleri tükenme riski altında olduğu için korunan kurtların, aşırı çoğaldıkları ve çiftliklere zarar verdikleri” gerekçesiyle koruma statüsünün düşürülmesine karar verildi.
Avrupa Komisyonu’nda kabul edilen teklifle “sıkı koruma” altında olan kurtların statüsü artık sadece “koruma”ya indirecek. Karar, daha fazla çiftçiye tehdit olarak algıladıkları hayvanları öldürme hakkını veriyor. Ayrıca “av kotası” da artırılıyor.
Avrupa’da kurtlar, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Washington Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi ve Doğal Yaşam Alanları ile Yabani Hayvan ve Bitki Örtüsünün Korunmasına İlişkin AB Direktifi ile korunuyor.
Korumaya yönelik yasalara rağmen, çarşamba günü alınan karar öncesinde de bazı Avrupa ülkelerinde kurtlar için “avlanma kotaları” bulunuyor; insanlar tarafından dostça karşılanmayan pek çok kurt, çiftçilerin ve avcıların hedefi oluyordu.
AB Komisyonu ‘ormansızlaşmayı önleme’ yasasını 12 ay erteledi, yeşil gruplar öfkeli
Vahşi yaşam uzmanları, özellikle yoğun nüfuslu Orta Avrupa‘da yaşam alanlarının parçalanması nedeniyle de tehdit altında olan sürülerden ayrılan genç kurtların göç ederken 1000 kilometreye kadar yol kat etmeleri gerektiğine, bu süreçte pek çoğunun araçlar tarafından ezildiğine de dikkat çekiyordu.
Almanya başı çekti
Geçen hafta AB büyükelçilerinin katıldığı bir toplantıda alınan karar, birliğin doğa koruma kurallarının zayıflatılması yönünde girişilecek daha büyük planların küçük bir “ilk adımı” olarak değerlendiriliyor.
Koruma statüsünün düşürülerek hayvanların avlanmasına ve öldürülmesine izin veren teklifin en büyük destekçisi Almanya oldu. Almanya temsilcisi, üye ülkelerin çoğunluğunun teklifin kabul edilmesinde rol oynadı.
Tartışmalı planın yasalaşmadan önce hala aşılması gereken bir dizi engel bulunuyor.
Hak savunucuları: Von der Leyen için ‘kişisel bir zafer’
Çiftçiler ve muhafazakar siyasetçiler genel olarak planı desteklerken, çevre ve hayvan koruma grupları ile birçok bilim insanı karşı çıkıyor. Uzmanlara göre, sıkı koruma statüsüne rağmen, kurtlar yedi Avrupa biyocoğrafi bölgesinin altısında olumsuz koşullar altında.
Koruma grupları, hak savunucuları ve STK’ler karar sonrası yaptıkları açıklamada, AB ülkelerini “bilimsel kanıtları görmezden geldikleri” için, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen‘i ise “kurtlardan kişisel intikamını almak ve çiftçi seçmenlerini memnun etmek için siyasi gücünü kullanmasına olanak sağlayan kişisel motivasyonlu kararları onaylamakla” suçladı.
Kararı güçlü bir şekilde destekleyen von der Leyen’in midillisi Dolly, 2022 yılında bir kurt tarafından öldürülmüştü.
Komisyon içinde karara karşı çıkanlar arasında ılımlı siyasi duruşuyla bilinen Slovak Parlamenter Michal Wiezik de bulunuyor. Sosyal medya hesabından bunun kurtların uzun vadede korunmasını tehdit eden “yanlış yönde atılmış yanlış bir adım” olduğunu yazan . Wiezik, Yeşiller, Sol ve merkez sol Sosyalistler ile Demokratlar gruplarından milletvekilleriyle birlikte Çarşamba günkü oylamanın ardından von der Leyen’e bir mektup yazarak önerisini yeniden gözden geçirmesini ve bunun yerine çiftlik hayvanlarını korumak için daha insani önlemleri desteklemesini talep etti.
Yeşiller ‘meşru ve gerekli’ buldu, çiftçiler ve avcılar memnun
Alman Yeşiller Partisi üyesi Alman Federal Çevre Bakanı Steffi Lemke, oylamanın ardından kararın doğa koruma perspektifinden bakıldığında meşru ve hayvancılıkla uğraşan çiftçiler açısından da gerekli olduğunu öne sürdü: “Bugün bu kararı verebilmemiz doğa koruma açısından bir başarıdır. Bu, çiftçilerin ihtiyaçlarına ‘pragmatik’ bir yanıt niteliğindedir.”
Lemke, Almanya’nın merkez sol koalisyon hükümetinin başlangıçta teklife şüpheyle yaklaşsa da son dakikada aldığı destek kararının katı koşullar içerdiğini söyledi.
“AB Komisyonu ile yaptığımız görüşmelerde, koruma statüsünün düşürülmesinden diğer türlerin etkilenmemesini başarılı bir şekilde sağladık” diyen Lemke, statü düşürmenin ulusal makamlara daha fazla esneklik sağlayacağını, ancak “bunun kuralsız avlanma için bir serbest geçiş olmadığını” belirtti: “Kurt korunan bir türdür ve öyle kalmaya devam edecektir ve hedef kurtların iyi korunma statüsüdür.”
AB tarım lobisi Copa-Cogeca, AB kurumlarının kurt saldırıların sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kalmayanların baskılarına rağmen çiftçilerin ve kırsal kesimde yaşayanların ihtiyaçlarına kulak vermesinden “memnuniyet duyduğunu” duyurdu.
Avrupa Avcılar Federasyonu da karardan memnun. Federasyon AB ülkelerinin kararının “gerilimi azaltacak birlikte yaşama araçlarına kapı açtığını” söyledi.

Avrupa genelinde yaşayan yaklaşık 20,000 kurdun her yıl koyun ve keçi olmak üzere en az 65,000 hayvanın ölümünden sorumlu olduğu düşünülüyor. Bu rakam AB’nin toplam koyun nüfusunun -yaklaşık 86 milyon- sadece binde 65’i.
Euro Group For Animals’ın daha önce yayımladığı verilere göre de 2012 ile 2016 yılları arasında, kurt saldırısı nedeniyle ölen koyun sayısı, kışlayan koyun popülasyonunun binde 5’ine karşılık geliyor. Kurt sayısının en çok arttığı Almanya’da ise önleyici tedbirler sayesinde 2021 yılında öldürülen veya yaralanan çiftlik hayvanı sayısı yüzde 15 oranında azaldı.
Sırada ayılar var
Kurtlar bir zamanlar tüm Avrupa’da yaygın bir şekilde yaşıyordu. Ancak, özellikle Batı ve Orta Avrupa‘da olmak üzere, orijinal yayılış alanının büyük bir bölümü insanlar tarafından yok edildi. Koruma çabaları ve avlanma yasağı sayesinde İtalya, Polonya ve Hırvatistan gibi bazı Avrupa ülkelerinde kurtlar yeniden üremeye ve çoğalmaya başladı. Almanya’da ise ancak 1990’ların sonundan bu yana hayvanlar yaşam alanları bulabildi.
Avrupa Komisyon sözcüsü Adalbert Jahnz, değişikliğin “sadece ve sadece kurtları” ilgilendirdiğini ve diğer türleri etkilemeyeceğini söyledi.
Ancak Avrupa’da bazı hükümetler gözlerini çoktan başka hayvanlara dikmiş durumda. Örneğin Slovakya ve Romanya şimdi ayıları hedef alıyor.
Slovakya’nın boz ayı müdahale ekiplerinin başındaki Jaroslav Slastan, geçen martta “Eğer bir ayı bir insana bir kez saldırırsa, deneyimlerimiz bunu tekrar yapacağını gösteriyor. Bu yüzden ayı bulunur bulunmaz derhal öldürülecektir” demişti.
Slovakya’da yaşanan ayı saldırılarını kendi politikalarına alet eden Slovakya Ulusal Partisi ve aşırı sağcılar, kutuplaştırıcı ve hayvan düşmanı söylemlerle AB karşıtı aşırı milliyetçi duygular üzerinden kendi siyasi pozisyonlarını güçlendirmeye çalışıyor. Bu gruplar, Avrupa Birliği’nin “boz ayının koruma statüsü” konusundaki ısrarlarının ülkelerindeki insanların ve çocuklarının “hayatlarıyla kesinlikle ilgilenmediklerini” gösterdiğini öne sürüyor.
Romanya’da ise geçen temmuzda bir ayı saldırısı nedeniyle 19 yaşında bir genç kadının ölmesi üzerine 15 Temmuz’da acil bir oturumda bir araya gelen milletvekilleri, 214 lehte ve sadece 7 aleyhte oyla, bu yıl 481, önümüzdeki iki yıl içinde de 962 ayının öldürülmesi yönünde oy kullandı. Romanya Parlamentosu’nda bu oylama tartışılırken söz alan Romanya Çevre Bakanı Mircea Fechet “Bu yasa yeterli değil. 8 bin ayıdan 500’ünü vurmak sorunlarımızı çözmeyebilir” diyerek önerilen katliamın yeterince ileri gitmediğini öne sürdü.