Amerika Birleşik Devletleri‘nin (ABD) doğu kıyısı, yükselen deniz seviyeleri ve binaların ağırlığı ile birlikte batma riskiyle karşı karşıya. Yayınlanan bir araştırmaya göre, New York, Baltimore ve Virginia‘daki Norfolk gibi şehirler, 2007 ile 2020 yılları arasında yılda 1 ila 2 mm arasında batarken, Güney Karolina‘daki Charleston en hızlı batan şehir oldu ve yılda 4 mm batma kaydetti. Bu durum, deniz seviyesindeki yükselmeyle birleştiğinde, ABD’nin doğu kıyısındaki sel riskini önemli ölçüde artırıyor.
Şehirlerin batmasına neden olan faktörler arasında, yeraltı suyunun su kaynakları veya doğalgaz çıkarılması için pompalanması ve New York gibi şehirlerin, yumuşak zemine basan binalarının ağırlığı bulunuyor.
Virginia Tech’in Earth Observation and Innovation (EOI) Laboratuvarı’nda NASA tarafından finanse edilen bir bilim ekibi, uydu verileri ve yer tabanlı GPS sensörleri kullanarak New York, Baltimore ve Virginia’daki Norfolk gibi büyük şehirlerin üzerine inşa edilen arazinin 2007 ile 2020 yılları arasında yılda 1 ila 2 milimetre arasında çöktüğünü tespit etti.
Ancak bu karmaşık durum, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle daha da zorlaşıyor. Buz çağının sonunda büyük buzulların erimesiyle, kuzey bölgeleri yükselirken, buzdan arınmış güney bölgeleri aşağıya doğru eğilmeye başladı. Bu eğilim, deniz seviyesinin iklim değişikliği nedeniyle yükselmesiyle birleştiğinde, ABD’nin doğu kıyısında deniz suyu taşkınlarının riskini artırarak binalar, yollar, demiryolları, tarım arazileri ve daha birçok alanda ciddi tehditler oluşuyor.
Deniz suyunun su kaynaklarına sızması, ormanlık alanları “hayalet ormanlara” dönüştürmesi ve özellikle fırtınalı hava koşullarında şehirleri koruyan kıyı sulak alanlarının batması gibi riskleri de artırıyor.
‣ Görseller ve haritalar ile deniz seviyesinin yükselmesinin kentleri nasıl etkileyeceği gösterildi
‣ Deniz seviyesinin yükseldiği İskenderun’da sahildeki binalar boşaltıldı
‣ New York, gökdelenlerin ağırlığı yüzünden batıyor
ABD’nin doğu kıyısındaki şehirler, deniz seviyesindeki yükselme ve kentsel batmanın birleştiği bu çifte tehdit ile mücadele etmek zorunda. Özellikle kıyı şeridindeki sulak alanlar, bu değişimlerden en çok etkilenen ve korunması gereken alanlar arasında yer alıyor. Bu alanlar, kasırga gibi doğal afetler sırasında doğal tampon bölgeler olarak işlev görerek, şehirleri koruyor.
ABD’nin doğu kıyısındaki şehirlerin yüzleştiği bu zorluklar, iklim değişikliğiyle mücadele ve doğal habitatların korunması konusundaki aciliyeti bir kez daha gözler önüne seriyor. Deniz seviyesindeki yükselme ve kentsel alanların batması, sadece şehirsel yapıları değil, aynı zamanda doğal yaşam alanlarını da tehdit ediyor. Bu durum, iklim değişikliğine adaptasyon ve dayanıklılık kapasitesini artırma ihtiyacını vurguluyor.