Manşetİklim Krizi

AB Komisyonu doğal gaz ve nükleeri ‘düşük karbonlu’ olarak sınıflandırdı

0

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, doğal gaz tesisleri ve nükleer santrallere yapılan yatırımları, “belirli koşullar altında iklim dostu” olarak sınıflandırmaya karar verdi.  AB Komisyonu dünkü (3 Ocak) oturumunda yoğun eleştirilere ve başta Almanya olmak üzere çok sayıda birlik ülkesinin karşı çıkmasına rağmen, hazırlanan taslağı kabul etti. Komisyona göre, bunun için yıllık 350 milyar avroluk yatırım gerekiyor.

AB Komisyonu’nun 31 Aralık’ta üye ülkeler nezdinde tartışmaya açtığı taslak metinde nükleer ve gazı enerjide yenilenebilir temelli bir dönüşümü kolaylaştıracak araçlar olarak görüldüğü belirtilip “yeşil yatırım” sınıflandırması çerçevesinde yer veriliyordu.

Avrupa Komisyonu’nun bu girişiminin, karbonsuzlaşmayı hızlandırma çabalarını desteklemek yerine küresel “altın standart” olarak görülen taksonomiyi lekeleyeceği değerlendiriliyor.

Komisyon, taslak sızdırıldığında çok sayıda eleştiri geldiği için gaz ve nükleer projelerinin “Yeşil Rehber”e girmesini kolaylaştırmak için küçük değişiklikler yaptı. Buna göre, doğal gaz santralleri, 2035 yılına kadar düşük karbonlu, hidrojen gibi gazlara veya yenilenebilir kaynaklara geçmeleri halinde onay damgası alabilecek ve bu santrallere yapılan yatırımlar 2030 yılına kadar “sürdürülebilir” sayılacak.

Eski enerji santrallerinin dönüştürülmesi de iklim dostu yatırım olarak kabul edilebilecek.

Yeni nükleer santraller ise 2045 yılına kadar “sürdürülebilir” olarak sınıflandırılacak ve en geç 2050 yılına kadar radyoaktif atıkların imhasına yönelik somut bir plan hazırlanmış olacak.

“Kazalara dayanıklı özel yakıtların’ kullanımı ise planlandığı gibi hemen uygulanmayacak, 2025’ten itibaren zorunlu hale gelecek.

Taksonomi kuralları

Gaz ve nükleer projelerinin “sürdürülebilir” olarak sınıflandırılması, ekonomik faaliyetlerin çevresel olarak sürdürebilir olup olmadığını belirleyen bir sınıflandırma sistemi olan 2020’de kabul edilen  “Taksonomi kurallarına” dayandırılıyor.

AB taksonomisi, çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin listelendiği bir sınıflandırma sistemi. Şirketlere, finans kurumlarına, politika yapıcılara ve vatandaşlara yatırımların hangi durumlarda “yeşil” sayılacağına dair uygun tanımlar sağlıyor. Temel amacı ise finans sisteminde “yeşil yıkamayı” önlemek ve yatırımları net sıfır ekonomisine ulaşma yoluna kaydırmak.

Ancak bazı AB üye devletleri ve petrol ve gaz şirketlerinin yoğun lobi faaliyetleri sonucunda, Komisyon bu sınıflandırmaya doğalgaz ve nükleeri de “yeşil” olarak dahil etmiş durumda. Karara göre, halkın ve yatırımcıların AB tarafından belirlenen iklim hedeflerine ulaşmak için iklim dostu teknolojilere yatırım yapmaları sağlanacak.

Hükümetlerarası İklim Paneli (IPCC) ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA),  küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için fosil yakıt projelerine daha fazla yatırım yapılmamasını tavsiye ediyor. Finans kurumları da son birkaç aydır fosil yakıtları içeren yeşil taksonominin finansal piyasalarda inandırıcı olmayacağı konusunda uyarıyor.

Avrupa Birliği’nin de  emisyonlarda 2030 yılına kadar,  1990’a oranla yüzde 55 azaltım yapılması ve 2050’ye kadar da “net sıfır”a ulaşılması hedefleri bulunuyor.

‘Mükemmel olmayabilir ama gerçek bir çözüm’

Mairead McGuinness.

Yasal düzenlemeyle ilgili Brüksel‘de konuşan Avrupa Komisyonu Finansal İstikrar, Finansal Hizmetler ve Sermaye Piyasaları Birliği Komiseri Mairead McGuinness, “Yasal düzenleme mükemmel olmayabilir, ancak bizi iklim tarafsızlığı hedefimize daha da yaklaştıran gerçek bir çözüm” dedi.

McGuinnes, gazetecilere verdiği demeçte, “Gaz ve nükleeri bu şekilde dahil etmemizin nedeni, bunun geçiş sürecinde bu enerji kaynaklarına duyulan ihtiyacı karşılayacağına kesin olarak inanmamızdır” diye konuştu.

Yoğun tartışmaların bir işareti olarak McGuinness, komisyonun üst düzey 27 yetkilisi arasında oybirliği olmadığını da “Komisyon üyelerinin ‘ezici bir çoğunluğunun’ planları desteklediğini” belirterek açıkladı.

Tepkiler çığ gibi

Çernobil nükleer felaketinden 35 yıl sonra alınan karara yönelik tepkiler ise gecikmedi. İklim uzmanları, bilim insanları, aktivistler “yeşil yıkama”yı önlemeyi amaçlayan bir kılavuzda gaz ve nükleere yer verilmesinin, AB’nin iklim hedeflerini ve küresel ısınmayı 1.5C’nin altında tutma umutlarını tehlikeye attığını belirterek, sert tepki verdi.

Hollanda Yeşiller Partisi Milletvekili ve Avrupa Parlamentosu Çevre Komitesi başkan yardımcısı Bas Eickhout,  komisyonun bir “iklim aktörü” olarak güvenirliğini önemli ölçüde baltaladığını söyledi: “Glasgow’daki BM İklim Zirvesi’nde fosil yatıkların aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik küçük adımlar atıldı. Ancak ne yazık ki komisyon zamanı geri alıyor ve kapıyı gaz endüstrisine açık bırakıyor.”

Avrupa İklim Vakfı‘nın CEO’su ve2015 Paris İklim Anlaşması’nın mimarlarından biri olan  Laurence Tubiana da Guardian‘a şunları söyledi: “AB taksonomisi, finansal akışları Paris Anlaşması’yla uyumlu hale getirmek için hayati bir araç olarak tasarlanmıştı. Avrupa, bunun yerine, iklim liderliğini kendi kendine baltalıyor; birlik ve ötesindeki standartları düşürüyor. Başka bir yerde bir altın standart ortaya çıktığında, bu sınıflandırma geride kalacaktır.”

Milyarlarca Euro’yu iklim dostu yatırımlara yönlendirmeyi amaçlayan taksonomi kuralları, Ursula von der Leyen‘in Avrupa Komisyonu Başkanı olarak görev süresinin en büyük tartışmalarından biri haline geldi. Geçen ay Greta Thunberg ve iklim aktivistleri söz konusu planları bilimsel tavsiyeleri hiçe sayan “sahte iklim eylemi” olarak tanımlamıştı.

Kampanya grubu Avaaz da Komisyon merkezinin dışında düzenledikleri cenaze töreninde Von der Leyen, Almanya’nın yeni Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron‘un yüz maskelerini taktı.  Fransa, Von der Leyen’e nükleer enerjiye onay vermesi için uzun süredir baskı uyguluyordu. Almanya’da Scholz’un koalisyon hükümeti de ortağı Yeşiller’in karşı çıkmasına rağmen, doğal gazın taslağa dahil edilmesi için lobi yapmıştı.

Avaaz’dan Patricia Martín Díaz, “Avrupa, en büyük gerilemeye tanık oluyor. Fosil gazı ve nükleeri yeşil olarak etiketlemek, AB’nin 2050 iklim hedefleri ve 1.5 dereceyi canlı tutma umudumuzla bağdaşmıyor” dedi.

Yönetiminde 51 trilyon Euro’luk varlığa sahip 375 fonu temsil eden İklim Değişikliği Kurumsal Yatırımcılar Grubu da Avrupa’nın mevcut gaz santrallerinin 2035 yılına kadar kapanması gerektiğini belirten Uluslararası Enerji Ajansı’nın  çalışmalarına atıfta bulunarak komisyonu doğal gazdan vazgeçmeye çağırdı: “Gazda yeni yatırımlar için kalan karbon bütçesi yok.”

İklim uzmanları da kabul edilen düzenlemenin Temmuz 2020’de kabul edilen orijinal düzenlemeyle “uyumlu olmadığını” söylüyor. Buna göre, yalnızca yaşam döngüleri boyunca kilovat saat başına 100 gramdan az CO2 eşdeğeri yayan gaz tesislerine izin verilmesi gerekiyor. Bu kriter geleneksel doğal gazı hariç tutuyor. Buna karşılık komisyon, 270g CO2e/kWh yayan gaz santrallerin, 2030 yılına kadar “sürdürülebilir” olarak sınıflandırılmasına izin verecek. İkinci bir alternatif, yirmi yıllık bir kullanım ömrü boyunca ortalama 550g CO2e/kWh yayan gaz santrallerine izin verecek. Uzmanlar, bunun henüz hayata geçmemiş olan bir karbon yakalama teknolojisi vaadi üzerine yeni gaz santrallerinin kurulmasına izin veren bir boşluk olarak tanımlıyor.

Çevre örgütleri WWF ve Greenpeace de alınan karara tepki gösterdi. Greenpeace adına açıklama yapan Ariadna Rodrigo, “AB’nin iklim ve çevre konularında küresel liderlik iddiası alay konusu oluyor” diye konuştu.

Avusturya ve Lüksemburg dava açıyor

Avusturya ve Lüksemburg ise yeni yasal düzenlemenin iptali için hukuki yollara başvuracaklarını açıkladı. İspanya, Danimarka, Hollanda ve İsveç de Komisyona bir mektup yazarak gazın sürdürülebilir olarak sınıflandırılmasını reddetti.

Komisyon yetkilileri ise özellikle , Avusturya ve Lüksemburg’un “yasal yollara başvurma” açıklamasını “çok teorik bir tartışma” olarak nitelendirdi.

Avrupa Yatırım Bankası ve IIGCC gibi büyük yatırımcı grupları da Komisyon’u bu kararından ötürü eleştirdi.

Almanya karıştı

DW‘nin aktardığına göre, Avrupa Parlamentosu’nun Alman muhafazakar üyesi Markus Ferber, “AB Komisyonu, yasal düzenlemenin taslağına ilişkin yapılan birçok eleştiriyi görmezden geldi” dedi.

Almanya Yeşiller Parti‘sinden Michael Bloss da AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in, nükleer enerji ve doğal gaza ekolojik etiketi koymak gibi çılgınca bir amaç peşinde olduğunu belirterek 80’den fazla AB parlamenteriyle birlikte Komisyon’a bir itiraz yazısı gönderdi.

Alman hükümeti ise düzenlemenin gözden geçirileceğini bildirdi. Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, “Komisyonun gerçekte ne sunduğunu incelemek için şimdi dört ayımız var” dedi.

Alman hükümeti nükleer enerjiye karşı ve geçen aralık’ta üç nükleer santrali daha kapatmış ve kalan son üçünü de bu yıl içinde kapatacağını açıklamıştı. Ancak “geçiş teknolojisi” olarak doğal gaz yakıtlı enerji santrallerine verilen desteği “kabul edilebilir” buluyorlar.

Robert Habeck.

Yeşiller’den Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ile Çevre ve Tüketici Koruma Bakanı Steffi Lemke de nükleerin taksonomiye dahil edilmesinin yanlış bir karar olduğunu ve Almanya’nın bunu açıkça reddettiğini kaydetti.

“Yasal düzenlemenin mevcut haliyle taksonomiye büyük zarar verebilecek ve iklim hedeflerimizi tehlikeye atabilecek büyük bir hata olduğunu düşünüyorum” diye konuşan Lemke, “Nükleer enerjiyi sürdürülebilir olarak adlandırmak, Almanya ve diğer AB üyesi ülkelerdeki tüketicilerin sürdürülebilirlik anlayışına aykırıdır” dedi.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun resmi olarak kabul ettiği yasal düzenleme, Avrupa Parlamentosu’nda çoğunluk tarafından veya en az 20 AB ülkesinin itirazı ile reddedilebiliyor, aksi takdirde otomatik olarak yürürlüğe giriyor.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.