Strategic Perspectives tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, enerji krizine yanıt olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının ve ısı pompalarının hızla yaygınlaştırılması, Avrupa Birliği’nde 2023 yılında net sıfır yatırımlarını artırdı.
Birliğin 2023’teki net sıfır yatırımları, 2022’dekinden 76 milyar dolar daha fazla olarak 334 milyar dolara ulaştı.
Ancak Çin, hala tek başına küresel net-sıfır yatırımın yüzde 39’unu (2023’te 654 milyar $) oluşturuyor ve sıfır karbon değer zincirinin tamamını kontrol ediyor. Çinli üreticiler, iç pazarının büyüklüğü nedeniyle ağır sübvansiyonlardan ve önemli ölçek ekonomilerinden yararlanıyor, bu da Çin yeşil ürünlerini son derece rekabetçi hale getiriyor.
Yeni Komisyon ve Parlamentonun önümüzdeki beş yıl için politika önceliklerini müzakere ederken düzenlenen rapor, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki şiddetli rekabetin, Avrupa Birliği’nin güçlü bir Temiz Sanayi Anlaşması için uyandırma çağrısı görevi görmesi gerektiğini vurguluyor.
Bütçe kısıtlamaları hedefleri riske atıyor
Mevcut en güncel verilerin karşılaştırıldığı analize göre, Avrupa şimdilik rekabetçi konumunu korusa da, Çin’in temiz teknoloji alanında küresel pazar lideri olma hırsı karşısında zemin kaybetme riski yüksek.
AB politika yapıcılarının yeterli yatırımı harekete geçirmesi, inovasyonu teşvik etmesi ve AB yapımı ürünleri desteklemesi, AB’yi yarışta sağlam bir şekilde tutmak için belirleyici faktörler olabilir. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen‘in yeni reformlar ve bir Rekabet Edebilirlik Fonu‘ndan oluşan Temiz Sanayi Anlaşması önerisi, Avrupa’yı yeni sanayi çağında yeniden konumlandırmak için tam zamanında geldi.
Uluslararası araştırma grubu Zero Carbon Analytics‘in desteğiyle sunulan mevcut verilere dayanan yeni analiz şunlara dikkat çekiyor:
-
AB, 2023 yılında Çin’den sonra net sıfır yatırımcılar için en cazip ikinci yer olmaya devam ederken, 2022 yılına kıyasla 76 milyar dolar daha fazla, 334 milyar dolara ulaşarak ABD‘nin önünde yer alacak. Ancak üye devletlerin daha kısıtlayıcı bütçeler uygulamaya koyması ve AB kurtarma planının 2026’da sona erecek olması nedeniyle bu konum risk altında.
-
Çin’in temiz teknoloji alanında dünyanın tekeli olma hırsı, AB’nin net sıfır endüstrilerini küçültme tehdidi oluşturuyor. Çin tek başına küresel net-sıfır yatırımlarının yüzde 39’unu (2023’te 654 milyar dolar) oluşturuyor. Güneş enerjisi sektörüne hakim olduktan sonra rüzgar enerjisi değer zincirinin yüzde 60’ını kontrol ediyor ve 2030 yılına kadar batarya üretimini dört katına çıkarmayı planlıyor. Dünya pazarını Çin’in yeşil ürünleriyle doldurmayı hedefliyor.
-
ABD, temiz enerji girişimlerine yapılan küresel yatırımın üçte birinden fazlasını çekerek, Avrupa’nın çok önünde, kendisini geleceğin teknoloji lideri olarak konumlandırıyor.
-
Avrupa içinde bazı ülkeler net sıfır yarışının fırsatlarını değerlendiriyor: Polonya, Avrupa’nın temiz teknoloji üretim merkezi haline gelirken, İspanya ve Danimarka rüzgar enerjisi alanında liderler arasında yer alarak binlerce kişiye iş imkanı yaratıyor. Ancak Almanya ve Fransa’nın net sıfır yatırımlarının yüzde 45’ini alması, iki vitesli bir Avrupa’ya ilişkin endişeleri artırıyor.
Temiz Sanayi Anlaşması’na vurgu
Strategic Perspectives Direktörü Neil Makaroff, Avrupa’nın iki devle girdiği üçlü yarışta geride kaldığına ve hiçbir Avrupa ülkesinin Çin’in güç merkezi ya da ABD’nin teknoloji hakimiyetiyle tek başına rekabet edemeyeceğine dikkat çekti:
“ABD ve Çin ile aramızdaki rekabetçi ve yenilikçi fark büyüdükçe, AB, Avrupalıların kendi sektörlerini net sıfır ekonomisinin ön saflarına yerleştirmelerini sağlamak için daha güçlü bir kolektif yanıt vermelidir. Avrupa’da temiz teknoloji fabrikaları açmak ve mevcut endüstrileri karbonsuzlaştırmak Temiz Sanayi Anlaşması’nın en önemli misyonlarından biridir. Bu da ancak devasa stratejik AB yatırımları, inovasyon ve AB yapımı ürünlere destek yoluyla gerçekleştirilebilir. “
Strategic Perspectives’de Enerji Analisti Aymeric Kouam da birliğin net sıfıra geçişinin sadece 2023 yılında 334 milyar dolar yatırım çektiğine ve Avrupa’da ekonomik refahın ve istihdam yaratmanın temel taşı olduğuna vurgu yaptı. Kouam, buna rağmen fosil yakıt ithalatına olan yüksek bağımlılık nedeniyle enerji fiyatlarının ABD ve Çin’e kıyasla önemli ölçüde yüksek olmasının, bu bölgelerle Avrupa arasındaki rekabet gücü farkını giderek açtığına değindi; büyük miktarda sıfır emisyonlu elektriğin AB’nin rekabet gücünü ve ekonomik direncini sağlamak için Temiz Sanayi Anlaşmasının bir ayağı olması gerektiğini söyledi.
Raporun tamamına buradan erişebilirsiniz: