Ödemiş’teki ‘temiz enerji’ şirketi Küçük Menderes’i siyaha boyadı

İzmir'in Ödemiş ilçesi, Bozcayaka Köyü’nde faaliyet gösteren Biyogaz Enerji Santrali’nin atıkları Küçük Menderes’i 'dışkı yatağına' çevirdi.

İzmir-Ödemiş’in Bozcayaka Köyü’nde ARF BIO Yenilenebilir Enerji Üretim AŞ’nin yatırımı olan Ödemiş Biyogaz Enerji Santrali’nin atıkları Küçük Menderes’i “dışkı yatağına” çevirerek siyaha boyadı.

Santral alanı 2016 yılında Ödemiş Belediyesi tarafından, şu anda Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Tic. A.Ş. (TARKEM) ile İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu kapsamında işbirliği içinde olan Re-Pie Portföy’ün kurucuları M. Emre Çamlıbel, Mehmet Ali Ergin ve Caner Bingöl’ün sahibi olduğu ARF Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.’ye satılmıştı.

Şirket biyogaz tesisi için 2017 yılında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu aldı. Proje tanıtım dosyasında çevreye herhangi bir atık bırakmayacağını taahhüt eden ve bölgedeki hem su hem de toprak kirliliğinin azaltılmasına katkıda bulunacağını iddia eden şirket söz konusu raporda, Ödemiş ve çevre ilçelerdeki işletmelerin atık sularını kontrolsüz bir şekilde Küçük Menderes Nehri’ne bırakmalarının ciddi bir kirlilik potansiyeline neden olduğunu vurgulamıştı.

Verdiği sözlere rağmen, şirketin bizzat kendisinin Küçük Menderes’e atıklarını bıraktığı; su, toprak ve hava kirliliğine neden olduğu görüldü.

Üç kilometre boyunca zehir akıyor

Yenigün Gazetesi’nden Nurcan Etik‘in haberine göre, tesisin bulunduğu alandan yaklaşık 3 km boyunca uzanarak Küçük Menderes’e bağlanan dere yatağı, tesisin atık sularını nehre taşırken geçtiği güzergah boyunca çevreye kötü koku yayıyor.

Dereden yayılan kötü kokudan şikayetçi olan bölge halkı, siyaha dönen derenin çöp yatağı olarak kullanıldığını anlatıyor. Köylüler, “Bu atık deresi hepimizi hasta edecek. Bir zamanlar Bozdağ’dan gelen suların geçtiği Küçük Menderes artık hastalık yayan, içinden dışkı akan, kapkara bir tehlikeye dönüştü” diyor.

Biyogaz tesisinden bırakılan atıkların yanı sıra ölü hayvan bedenlerinin yüzdüğü, plastik ve evsel atıklarla kaplı dereden yayılan kötü koku nedeniyle nefes almak bile imkansız hale gelmiş durumda.

Bölge halkından çiftçi Hasan Ali Can, “Tesisin bıraktığı pislikten burada duramaz olduk”  diye konuşuyor:

“Kokuyu alıyorsunuz. Hava sıcaklığı artığında bu koku daha da artıyor. Dereye sinekler üşüşüyor, o sinekler bizim hayvanlarımıza konuyor ve hayvanlarımız bu pislikten hasta oluyor.”

Şirketin dereye bıraktığı atıklar nedeniyle derenin çöp atma alanı olarak görüldüğünü anlatan Can şunları anlatıyor: “Buraya her yerden çöp, pislik ne varsa bırakılıyor. Millet burayı çöplük gibi görünce ölen hayvanlarının cesetlerini bile bırakıyor. Kedi, köpek bu cesetleri dağıtıyor, her yerde kemik, hayvan derisi taşıyor. Bu hem insanların hem hayvanların sağlığı için büyük bir tehlike.”

‘Zenginsen kirletirsin, kimse de hesap sormaz’

Derenin Küçük Menderes’le buluştuğu noktada da su siyah akıyor. Ödemiş-Balabanlı yolundaki köprünün altından geçen nehirdeki aşırı kirliliğine dikkat çeken Can, “Olacak iş mi bu? Koskoca Küçük Menderes’in şu hâline bakın, içimiz parçalanıyor!” diyor.

Köylülerin anlattığına göre, ilgili birimlere çok sayıda şikayet yapılmasına rağmen, herhangi bir denetim ve işlem yapılmamış: “Bizce zengin oldukları için kimse dokunmuyor, bu ülkede eğer zenginsen dereyi de kirletirsin toprağı da ve kimse hesap sormaz!”

Şirket, projenin tanıtım dosyasında, ÇED sürecinde gerçekleştirilen Halkın Katılımı Toplantısı’nda verdikleri sözleri şöyle anlatmıştı: “Koku, bölgedeki tarım alanlarının zarar görmesi, istihdam gibi konular gündeme gelmiştir. Kokunun olmaması için gerekli sistemin kullanılacağı, tarım alanlarına etkisinin olmaması için gerekli önlemlerin alınacağı müşavir firma ve yatırımcı tarafından detaylı şekilde anlatılmıştır.”

Ön Fizibilite Raporu’nda da “Proje sahasında ve çevresinde bulunan sürekli veya mevsimlik akış gösteren dere yataklarına katı veya sıvı atık atılmayacak, pasa veya malzeme doldurulmayacak, dere yataklarından malzeme temin edilmeyecek ve doğal akış değiştirilmeyecektir” taahhüdü yer alıyordu.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR